|
Ortak düşman

Başbakan Bülent Ecevit''in, ülkedeki akl-ı selim sahiplerinin tüm uyarılarına rağmen Rusya''ya düzenlediği üç günlük gezi, önceden de defalarca dile getirildiği gibi tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. "Mavi Rüya" olarak da adlandırılan "Mavi Akım" projesi konusunda Rusya''yla ilke anlaşmasına varıldı.

Sadece enerji politikaları bakımından değil, siyasi ve stratejik olarak da Türkiye''nin aleyhine sonuçlar doğuracak böylesi bir projeye Ecevit''in onay vermesi, gerçekten düşündürücü.

Rüya mı, hayalet mi?

Ecevit''in böyle bir projeye onay vermesi, Türkiye''yi pek çok alanda zor duruma sokacak; dolayısıyla sözümona "rüya" olarak adlandırılan bu hayali projenin Türkiye için tam bir hayalete dönüşmesi kolay kolay önlenemeyecektir.

Ecevit''in "Mavi Akım"a evet demekle, belki, Türkiye, "salt ABD-eksenli politikalara bağımlı kalmak istemiyor" şeklinde bir mesaj verdiği düşünülebilir. Ama bugün Türkiye''nin şu an "bulunduğu noktada" ABD''ye karşı, hatta ABD''ye "bak, bizim alternatiflerimiz de var" diyemeyecek kadar ABD''ye bağımlı bir "Avrasya politikası" izlediğini biliyoruz.

Kaldı ki, Ecevit, Rusya ziyaretinin daha ilk gününde ABD''ye değil, Avrupa Birliği''ne karşı bir demeç verme gereği duydu. Türkiye''nin AB umutlarının gerçekleşmek üzere olduğu bir zaman diliminde, Ecevit''in "kel alaka" bir şekilde Rusya ziyareti sırasında Avrupa Birliği aleyhinde açıklamalar yapmasının ne anlama geldiğini Ecevit''in de bildiğinden kuşkuluyum.

Oysa dünkü Moscow Times ve Russia Today gibi Rus gazeteleri, Rusya''nın, Mavi Akım''a doğal olarak şiddetle karşı çıkan Azerbeycan''a, yeni bir alternatif boru hattı projesi önerdiğini ve Rus hükümetinin Azerbeycan''a ve Gürcistan''a apar topar bir heyet gönderdiğini yazıyorlar. Bu alternatif projede, boru hattının Çeçenistan''dan geçirileceğinin belirtilmesini anımsatırsam, Rusya''nın Çeçenistan''a neden vargücüyle saldırmaya devam ettiğini anlamakta zorlanmazsınız.

Çeçenistan duyarsızlığının nedeni ne?

Hükümetin Çeçenistan konusunda Rus politikasını onaylamasını kınıyorum. Oysa gerek Çeçenistan krizi, gerekse Kafkaslarda süregiden ve zaman zaman patlak veren krizler, Türkiye''nin bölgede söz sahibi olmasını kolaylaştırabilecek "sorunlar"dır. Ama Türkiye, nedense bu gerçekleri gözardı etmeyi ve en küçük bir risk bile almamayı tercih ediyor. Ancak Türkiye, böyle gittiği sürece, orta ve uzun vadede daha büyük riskler arasında seçim yapmaktan başka seçeneği olmayacağını unutmamalı.

Türkiye''nin Çeçenistan konusunda "duyarsız" bir politika izlemesinin pek farkedilmeyen önemli bir gerekçesi olduğunu düşünüyorum. Şöyle bir gerekçe bu: Gerek Amerikan yönetimi, gerek Rus yönetimi, gerekse Perşembe günü yaptığı toplantıda Rusların sivillere yaptığı saldırıları kınamak yerine "Çeçenistan içindeki ve çevresindeki İslamcı teröristleri kınadığını" açıklayan Avrupa Konseyi, Kafkaslarda da "İslamcı fundamentalist tehlikenin dalga dalga yayılma eğilimi gösterdiği ve bu tehlikenin büyümeden bastırılması gerektiği" konusunda hemfikirler (bakınız; Russia Today, 5 Kasım 1999).

İşte Ecevit, bölgeye dışardan gelip yerleşmek isteyen tüm dış güçlerin üzerinde hemfikir oldukları böylesi bir "tehlike" nedeniyle Çeçenlerin katledilişine, perişan edilişine duyarsız kalmayı tercih ediyor. "Bunda ne var sanki, "fundamentalizm tehlikesi", Türkiye''de de birinci tehdit değil mi?" dediğinizi işitir gibi oluyorum.

ABD + Rusya + AB + O. Asya

Ancak "fundamentalist tehlike" yalnızca Kafkaslarla sınırlı değil! Orta Asya''daki Türki Cumhuriyetlere de sıçramış durumda! Geçen haftaki bir yazımda "fundamentalist tehlike"yle mücadelede, sırada Avrasya''nın bulunduğunu ve Avrasya''da bunun için başlatılacak operasyonun start almak üzere olduğunu yazmıştım.

Nitekim, operasyon, bu hafta, beklenilen yerden (yani ABD''den) değil; Rusya''dan geldi. Ecevit''in Rusya ziyaretine başladığı gün, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan, Fergana Vadisi''nde ortaklaşa düzenledikleri "askeri eğitim tatbikatı"nı bitirmişlerdi. Sözkonusu Türki Cumhuriyetlerle Rus Savunma bakanının da hazır bulunduğu askeri eğitim tatbikatının ne amaçla düzenlendiği konusunda Rus basınına bir açıklama yapan Rusya Savunma Bakanı Igor Serneyev şunları söylüyordu: "Askeri tatbikata katılan ülkeler, artık ortak düşmanlarını belirlediler: İslami fundamentalizm tehlikesi. Biz bu tatbikatla, bölgeyi karıştıracak teröristlere gerekli mesajı vermiş olduk."

İşte bu, son derece ilginç bir gelişme. Bölgede, stratejik açıdan ve enerji politikaları bakımından birbirine rakip olan ABD ile Rusya''nın (ve dolayısıyla Avrupa Birliği ve Türkiye''nin) üzerinde müttefik oldukları tek konu böylelikle gün ışığına çıkmış oluyor: "İslami fundamentalizm tehlikesi".

Tüm bunlardan sonra, "ortak düşman" açıkça telaffuz edilmeye başlandığı için, Ecevit''in Çeçenler''e karşı neden Rusya''nın yanında yer aldığını anlamak hiç de zor olmuyor.


24 yıl önce
Ortak düşman
Lafla peynir gemisi yürür
“Kenan Evren olacak mısın?”
Siyaset ve idare sanatı
Kadın muhaddisler
Mülâhaza etmek