|
Bize bir Enderun gerek...

Ülkemizde üstün yetenekli çocuklar “su gibi harcanıyor”...

Dünyayı Enderun modeli gibi üstün yetenekli ve kişilikli kişilerin özenli olarak eğitildiği kurumların eseri insanlarla yönettiğimizi dünya biliyor ama biz bilmiyoruz yalnızca.

Mustafa Ruhi Şirin
, üstün yetenekli çocukların eğitimine neredeyse hayatını vakfetmiş ama devletin gereken ilgiyi ve desteği esirgediği büyük işlere imza atan bir öncü.
Yüzyıllık, iki yüzyıllık periyotlarla düşünüyor ve geleceğimizi kuracak kurumların temellerini atıyor...
YETENEKLERE SAHİP ÇIKAMAZSAK...
Bu çerçevede,
Türkiye Yetenekleri Geliştirme Kurumu
kurulması gayreti var. Bu kurumun kuruluşu için yola çıkarken şu ana sorunun cevabını arıyor:
Türkiye’nin yetenek eğitimi yanında, sürdürülebilirliği ve istihdamı sağlayan ve beyin dolaşımında tercih edilen bir ülke durumuna gelebilmesi için, hangi stratejik amaçları ve eylemleri gerçekleştirmesi gerekir?

Önümüzü açacak kurumun kapılarını açacak kilit soru bu ve bu sorunun cevabı aranırken kurumun amaç ve kapsam çerçevesi şöyle belirlenmiş:

Bireylerdeki yeteneklerin belirlenmesi, geliştirilmesi, ülke yararına verimli hale getirilmesi için gerekli strateji ve politikaları tespit eden, araştırma-geliştirme ve uygulamaları özendiren, gerekli alt yapı ve araçların oluşturulmasına katkı sağlayan, ilgili kurum ve tüzel kişilerle işbirliğini kuran, ülkede yeteneklerin geliştirilmesi kültürünü yaygınlaştırmaya yönelik faaliyetleri yürütmek.

En yetenekli çocuklarımız, bugün bizim medeniyetimize yabancı hatta düşman kurumların elinde mankurtlaştırılıyor. O yüzden acilen bu ülkede kuşatıcı medeniyet dinamiklerimiz ekseninde bir Türkiye Yetenekleri Geliştirme Kurumu’nun kurulması gerekiyor.
TÜRKİYE YETENEKLERİ GELİŞTİRME KURUMU

Mustafa Ruhi Şirin, donanımlı bir ekip çalışmasının ardından böyle bir kurumun gerekçelerini şöyle sıralıyor:

1. Bu amaçla hazırlanan Birinci Strateji Belgesi, üstün yeteneklerin geliştirilmesinde dünya deneyimi ve uygulamalarını dikkate alarak geliştirilen, hem örgün hem de hayat boyu öğrenmede yeni bir dönemin başlaması için bir genel yaklaşım modelini ve bunun altındaki uygulanabilir modelleri önermektedir.

2. Ülke ölçekli stratejileri hayata geçirmek ve kaliteden ödün vermeden sürdürülebilirliklerini sağlamak ancak bu düzeyde yetki ve sorumlulukla donatılmış bir kurum aracılığı ile gerçekleşebilir.

3. Türkiye için önerilen strateji ve kurum modelinde yetenek kavramı, üstünlük sınırlarını tarif edecek ölçme araçlarından yoksun olan ülkemizde, hatalı bir biçimde yapılması kaçınılmaz olan üstün yetenek tanımları dâhilinde değil, her türlü yeteneğin yaştan ve alandan bağımsız bir biçimde yapıldığı çoklu yetenekler olarak tanımlanmaktadır. İlgili kurumlara düşen görev yetenek fark etme, geliştirme ve bunları ülke hedefleri doğrultusunda değerlendirerek dönüştürecek ve yapacak fırsat ve düzenlemeleri sağlamaktır. Bu çerçevede eğitim sisteminde hukuki ve kurumsal düzenlemeye ihtiyaç vardır. Genel koordinasyon, politikaların sahiplenilmesi, uygulamaların izlenmesi, değerlendirilmesi, yapılanların etkililiğinin ve verimliliğinin güvence altına alınması işi bu kapsamda hizmet verebilecek yeni bir üst düzey kurumu gerektirmektedir. Yetenekler, üstünlük durumları ne olursa olsun her yaş ve uğraşı grubunda fark edilmeli ve kişi temelli değil, yetenek temelli bir yetenek kavramsallaştırmasına gidilmelidir.

4. Ülkemizin yeni gelişme hedefleri büyüklük ve kapsam itibarı ile yeteneklerin geliştirilmesi amacına hizmet etmeye muktedir özerk teşkilatlanma modeli ile öngörülebilir. Doğrudan cumhurbaşkanlığına bağlı ve mali kaynakları itibarı ile sağlam bir hukuki yapıya sahip güçlü bir kuruluşa ihtiyaç olduğu açıktır.

5. Önerilen kurum modeli, bir yandan makro düzeyde iyi tanımlanmış ve iyi denetlenebilir temel prensip ve uygulama esaslarını, bir yandan da resmi ya da resmi olmayan çok çeşitli kurum ve kuruluşların kalite kriterleri çerçevesinde ve sınırsız biçimde ortaya çıkabilecek esnek ve dinamik uygulamaları izleyecek ve değerlendirecektir. Genel geçer az sayıda prensip ve sınırlama ile teorik olarak sonsuz sayıda uygulama, fikir ve ortamının nüfusun tümünün katılımına açık biçimde planlanmasının yaratacağı dinamizmden yararlanmak ana işleyiş modelidir. Bu durum ise yalnız üstün yeteneklilere değil yeteneği eğitmek için her düzeyde ve her türlü teşvik unsurlarının, kalite kriterlerinden kaynaklanacak sınırlamalarla birlikte ele alınmasını ve hayata geçirilmesini gerektirir. Makro ilkeler ile mikro uygulamalar arasındaki ilişkinin kalite düzeyinde korunması ve sürdürülmesi işi başlıbaşına önemli ve özgün bir kurumsal yapı ile sağlanabilir.

6. Cumhuriyet tarihi boyunca yetenek eğitiminde gözlenen başarısızlık kavramsal düzeyde yeni yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğunu ortaya koymuştur. Yeni bir vizyon ve buna uygun yeni bir yapılanma kaçınılmazdır. Türkiye Yetenekleri Geliştirme Kurumu bu eksikliği gidermek amacıyla önerilmektedir.”

İlgililerin dikkatlerine sunuyorum...

#yusuf kaplan
4 yıl önce
default-profile-img
Bize bir Enderun gerek...
Bitişi olmayan şiir
Kreş mi akraba mı?
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm