Dün yaklaşık bin yıl önce patlak veren Birinci büyük Medeniyet Krizi'nde karşı karşıya kaldığımız sorunlarla bugün iki asırdır ikinci büyük medeniyet krizinde yaşadığımız sorunlar şaşırtıcı bir şekilde benzerlikler arzediyor.
Bin yıl önce, Birinci Büyük Medeniyet Krizi'nde de
vardı: Haçlı ve Moğol saldırıları.
Şimdi de İkinci Büyük Medeniyet Krizi'ni iliklerimize kadar yaşamamıza yol açan
Batı'dan gelen iki asırlık bir saldırıyla boğuşuyoruz.
Birinci krizde
içerden İslâm dünyasını tam iki asır perişan ettiler.
Şimdi de Kadiyanilik, Vehhabilik ve FETÖ, İslâm dünyasını
per-perişan ediyor.
Birinci krizde, biz
ölüm kalım savaşı verirken, Şia bizimle savaşmıştı.
Şimdi de biz / bütün Müslümanlar, Batılı emperyalistlerin saldırılarıyla boğuşurken, Batılılar, özellikle de İngilizler, terör örgütlerini kullanarak, Şia'nın önünü açıyor... Şia yine bizimle savaşıyor...
Ehl-i Sünnet Omurga çökerse, İslâm dünyası, bir daha belini doğrultamaz -Allah muhafaza!
O yüzden
Ezcümle: Bin yıl İslâm dünyasını dimdik ayakta tutan, iç ve dış saldırıları püskürtmemize, dünya tarihini yapmamıza imkân tanıyan, İslâm dünyasını ayağa kaldıracak Ehl-i Sünnet Omurga'yı yeniden kuracak
Yoksa bizi
bekliyor...
Gazâlî, ilim, irfan ve hikmet menzillerinde tek başına muazzam bir yolculuk gerçekleştirdi; akîde, fikir ve siyasette İslâm dünyasını birleştirecek Ehl-i Sünnet Omurga'yı dikti.
Ehl-i Sünnet Omurga, Selçuk, Selahaddin ve Osman çocukları tarafından hayata geçirildi. İslâm dünyasındaki bütün iç çatışmaları sona erdirdi ve dışarıdan yapılan saldırıları püskürttü.
İki asırdır yaşadığımız ikinci büyük medeniyet krizini, nedenlerini, kökenlerini çok iyi tahlil etmemiz, yanısıra da çağ'ını temel varoluşsal sorunlarını bütün boyutlarıyla, enlemesine ve boylamasına tanımamız ve hem krizden çıkış yolları üzerinde derinlemesine kafa patlatmamız hem de insanlığın önünü açacak, insanlığın yaşadığı ontolojik sorunları aşmasını sağlayacak uzun soluklu bir medeniyet fikri inşa etmemiz ve bu fikri hayatın her alanına nakşetmemiz gerekiyor.
İşte bunun için bizim önümüzü açacak, insanlığın hakikat susuzluğunu giderecek hem ilim hem irfan hem de Hikmet yolculuklarının yapıtaşlarını taze bir ruhla yeniden döşeyecek yeni Gazâlî'ler yetiştirmek zorundayız.
İkinci medeniyet krizi, iki şekilde, iki düzlemde yaşadığımız büyük bir kriz:
Yani Müslümanca algılama, duyma ve düşünme melekelerimizi yitirmemizdir. Dünyaya, yaşanan sorunlara Müslümanca bakış açılarıyla bakabilme kabiliyetlerimizi kaybetmemiz ve zihnimizin seküler çağdaş hurafeler çöplüğü tarafından işgal ve iğdiş edilmesidir.
Müslüman Zihni'ne kavuşamadığımız sürece, hem dünyada yaşanan temel varoluşsal sorunları Müslümanca bakış açılarıyla anlamlandırabilmemiz hem de Müslümanca çıkış yolları önerebilmemiz imkânsızdır.
Belki daha da önemlisi, çağın ağları, bağları ve kavramlarından arınabilmemiz son derece zordur.
.
Müslüman şehir öldü. Bu yetmiyormuş gibi, Batılılar, örgütleri kullanarak İslâm medeniyetinin kurulduğu, korunduğu ve taşındığı bütün şehirlerimizi yok ediyorlar birer birer.
Ezcümle: Bizim tıpkı Gazâlî'nin yaptığı gibi hem çağın sorunlarını derinlemesine kavrayacak hem de bir yandan bizim öte yandan da insanlığın karşı karşıya kaldığı temel varoluşsal sorunları aşmasını sağlayabilecek
Yoksa Batılıların bizim üzerinde bizi birbirimize kırdıracak oyunlar kurmalarını aslâ önleyemeyiz!
O yüzden
, yalnızca hakikatin izini süren, oluş ve fikir çilesi çeken Müslüman
Aksi takdirde bu cehennemin ortasında felâketten felâkete sürüklenmekten kurtulamayız. Vesselâm.
