|
Afrin’den PKK/PYD’ye ‘aferin’ çıkarmak nasıl bir ruh halidir?

Türkiye’nin yakın tarihindeki en kapsamlı askeri harekatı olan Zeytin Dalı, 58. gününün sabahında, Türkiye’nin doğuşunu müjdeleyen Çanakkale Muharebelerinin 103. yıldönümü olan 18 Mart’ta hedefine vardı. TSK, Çanakkale şehitlerine yeni bir armağan sundu. Türkiye’ye yönelen hiç bir tehdide boyun eğmeyeceğini dosta-düşmana gösterdi. Hem de 15 Temmuz’dan sonra TSK’nın operasyon imkan ve kabiliyetini kaybettiğini düşünen, söyleyen ve içten içe buna sevinenlere mesaj verircesine; “girilmez, girilmemeli, girilirse çok sorun olur”, denilen Afrin’e girdi.



AFRİN’DEN AFERİN ÇIKARANLAR

Zeytin Dalı Operasyonu, uluslararası konjonktür, arazi ve mevsim şartları itibarı ile Fırat Kalkanı Harekatı’na göre daha zor bir operasyon idi. Ama Türkiye’nin ve TSK’nin yüksek motivasyonu bu harekatı daha kısa bir sürede tamamlamasını sağladı.

Türkiye’nin güvenliğini ve bölgenin barışını sağlamayı; bir asırdır birbirine düşman edilmiş kardeşleri barıştırmayı hedefleyen Zeytin Dalı Harekatı göğsümüzü kabarttı, coğrafyamıza yeni umutlar ekti. Bölge halklarının kardeşliğinin, desteği nerden ve kimden alırlarsa alsınlar üç buçuk teröristin çıkardığı gürültüye teslim edilmeyeceğini ispatladı.

Ama gelin görün ki, hâlâ bazı baykuşlar nöbette.

Girilmez denilen Afrin’e -iddialarına göre- TSK’nın kolayca girmiş olmasını hazmedemeyen baykuşlar, PKK/PYD’de aferin çıkarmak peşindeler. Bunca gürültü çıkardıktan sonra, silah ve mühimmatlarını bırakarak, şehri terk eden PYD’nin arkasından ağıt yakacak hale gelenler var. Daha önce şahit olduğumuz meskûn mahallerde çatışmaların meydana gelmemesini, Türkiye’nin ve TSK’nın başarısı değil, PYD’nin erdemi gibi gösterme gayretleri var.

TSK ve ÖSÖ güçlerinin çatışmadan Afrin’e girmesine hayıflanıyorlar. Sanki 57 gün boyunca, dere, tepe, dağ, mezra, köy ele geçirerek Afrin’e gelen, bu süreçte 46 gencecik insanımızı şehit veren TSK değilmiş gibi bir algı yaratmak istiyorlar. Ortaya çıkan başarılı sonucu, sözde analiz etme adına, dudakları titreyerek anlatırken, mesajlarında bu muhteşem başarıyı küçümsüyorlar.

Zeytin Dalı Operasyonu henüz maksuduna ermiş değil. Daha çok iş var elbette. Onlar da gerçekleşecek inşallah. Bölge huzura kavuşacak, herkes normal hayatına dönecek ve tarih de buna şahit olacak. Ama kim ne derse desin, bu başarının sırrını hele hele Afrin’e kan dökülmeden girmenin arkasında yatan gerçekleri anlamamız gerekiyor. Anlamalıyız ki, Menbiç’e; tehdit alınan her yere aynı yöntem ile gidilebilsin.

AFRİN BAŞARISININ SIRLARI

Afrin’e kansız girilmiş, ama kolay girilmemiştir. Eğer art niyet yoksa her akl-i selim sahibi bu sonuca giden üç önemli adımı görecektir.

1-Türkiyenin Kararlılığı: Türkiye başından beri harekatın amaçlarını ve hedeflerini açık ve net bir şekilde bütün dünya ile paylaşmıştır. Lafı, evirmeden, çevirmeden, diplomasinin dolambaçlı cümlelerine sığınmadan söylemiştir. Gelene söylenmiştir. Çeşitli platformlara gidilmiş ve söylenmiştir. Müttefik geçinenlere, stratejik ortaklara, dosta-düşmana söylenmiştir. Mağruriyetine mağlup olan ABD başta olmak üzere, geçmişten gelen alışkanlıkla Türkiye’nin bu gibi konularda geri adım atabileceğini hesaplayanlar, bu kararlılığı anlayamamıştır. Alınan sonuç karşısındaki hayal kırıklığı, şaşkınlık ve “endişe” bundandır.

2- Tarih bugünün sahifelerini bize açtığında daha net göreceğiz. Türkiye, 57 gün boyunca ciddi bir lokal ve uluslararası diplomasi yürütmüştür: Afrin’e girileceğinin mesajını kararlı bir şekilde verirken, operasyonun “kelle almak değil”, barışı tesis etmeye dönük olduğunu anlatmış ve muhataplarını ikna etmiştir. Diplomasinin kısa tanımı “savaşla yapılabilecek bir şeyi, sözle, anlaşarak yapabilme sanatıdır”. Afrin’de de yapılan budur. Şehir, bu sayede TSK, ÖSÖ birliklerince teslim alınmıştır. İşin bu tarafını görmek istemeyenlerin, diplomasiyi Türkiye’ye emretmek ve itaate icbar etmek şeklinde anlayanların; Afrin’i kana bulayarak yeni düşmanlıklar yaratmak isteyenlerin şaşkınlık ve endişeleri bundandır.

3- Bu başarıyı TSK’nın askeri operasyondaki kabiliyet ve becerisi sağlamıştır: Farklı unsurlardan oluşan ve askeri disiplini denenmemiş bir grup (ÖSÖ) ile böyle bir operasyona başlamanın elbette riskleri vardı. Buna rağmen her anın, her adımın iyi planlandığı ve hayata geçirildiği apaçık ortadadır. Askeri operasyonların planlandığı gibi sürmeme ve sapma ihtimaline karşı alternatiflerin üretilmesi ve özellikle geçmiş operasyonlardan dersler alınarak hareket edilmesi, kansız bir şekilde Afrin’in kontrolüne imkan vermiştir. Harekat alanına hakimiyet, havadan sağlanan destek ve güçlü istihbarat, Afrin’de kan gölü görmek isteyenlerde büyük bir hayal kırıklığı ve endişe yaratmıştır.

Peki bu hakikatleri görmek istemeyenler kimlerdir? Bunlar, tarih boyunca hep var olagelen bozgunculardır. Kandan beslenen kenelerdir. Dünyanın en büyük donanmasını ve en teçhizatlı askerini Çanakkale önlerine yığan emperyalistleri bile tebcil edenlerdir. Bir yıl boyunca sürdürülen ve binlerce şehide mal olan o muhteşem savunma ruhunu anlamayan bu gurûh, o muhteşem zaferi de basitleştirmek için İngilizlerin Çanakkale’yi kendi iradeleri ile tahliye ettiklerini yazan ve söyleyenlerdir.

Hakikat er geç ortaya çıkacaktır. Endişeye asla mahal yoktur.

#Afrin
#PKK
#Terör
6 yıl önce
Afrin’den PKK/PYD’ye ‘aferin’ çıkarmak nasıl bir ruh halidir?
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’