|
Irak Türkmenleri ve Türkiye
Dışişleri Bakanı
Mevlut Çavuşoğlu
geçen hafta sonunda başladığı Irak temasları kapsamında Erbil’de bulunan
Irak Türkmen Cephesi
Bürosu’nu de ziyaret ederek önemli açıklamalarda bulundu. “Türkmenlerin Irak’ın genelinde üçüncü, Kuzey Irak’ta ise ikinci sırada gelen etnik gurup olduğunu vurgulayarak özellikle Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) temsil edilmeleri gerektiğini” söyledi.


Türk-Irak ilişkileri konusundaki yaşanan olumlu gelişmeler, karşılıklı iyi niyet beyanları ve daha önemlisi
Irak’ın yeniden inşa sürecinde Türkiye’nin sorumluluk alma inisiyatifi
bölge barışı ve geleceği için atılmış önemli adımlardır. Şu günlerde, ziyaretler ve ikili temaslar ile bölgede hesapları olan hemen herkesin boy gösterdiği Irak’ı, sayın Dışişleri Bakanı’nın da ziyaret etmesi önemli bir mesaj içerdiğinde kuşku yoktur.
Şahsi kaynaklarımdan aldığın bilgiler ve dışarıya yansıyan açıklamalardan, ABD ve İran baskıları yüzünden son seçimlerden sonra hükümetini hala tam olarak tesis edemeyen Irak tarafının da ziyaretten oldukça memnun olduğu anlaşılmaktadır. Dışişleri Bakanı’nın başkent Bağdat’ın dışında, Basra’yı ziyaret etmesi; özellikle
ataları asırlarca Osmanlı yönetiminde kalmış Basra yöresi aşiretleri
ni mutlu ettiği kadar,
Körfez ülkelerine de önemli bir mesaj
olmuştur. Ancak bu ziyaretten
en çok memnun olan taraflardan biri de 2017 referandumundan sonra Türkiye ile ilişkileri kopan IKBY
’dir.
Bir kaç ay önce ziyaret ettiğim Erbil’de, yönetime yakın isimler, referandum sonrasında Türkiye’nin kendilerine karşı aldığı tavrın nasıl sonuçlanacağını ve ne zaman Ankara’ya davet edilecekleri veya Erbil’e üst düzey bir ziyaretin yapılacağını merak ettiklerini söylemişlerdi. Önce
Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal
’ın ardından
Çavuşoğlu’nun Erbil ziyaretleri
IKBY’nin kafasındaki endişeleri kısmen giderdiği ve Ankara ile temasların ve hatta işbirliklerinin daha sıklaşabileceğini göstermiştir.
Yazının başında alakasız gibi duran meseleye dönecek olursak, sayın bakanın Türkmen Cephesi’nin Erbil Bürosu’nda yaptığı önemli açıklamaya rağmen, zannımca,
Irak ziyaretinden en az mutlu olanlar Türkmenler
dir. Zira verilen mutlu pozun eşliğindeki kısa açıklamada belirtildiği gibi; Irak’ın en önemli unsurlardan biri Türkmenler olmasına rağmen, ziyaretin planlı tarafları olamamışlardır. Kaldı ki, Türkmen Cephesinin merkezi de Kerkük’tür.
Biraz daha açık ifade edelim.
Türkmenler Irak’ın aslî unsurlarından biridir.
Her ne kadar 2003 ten sonra kenara itilmiş; ABD’nin dikte ettiği anayasada hamişde kalmış olsalar da
Irak’ın yeniden inşasında vazgeçilemeyecek unsurların başında gelmekte
dirler. Türkmenlerin rol almadığı, alamadığı bir Irak’ın düşünülmesi mümkün değildir. Bütün ayrımcı politikalara, baskı ve hatta uğradıkları katliamlara rağmen, kimliklerini, kültür ve dillerini muhafaza ederken aynı zamanda
Irak’ın üniter yapısına bağlı kalan yegane unsurun
da onlar olduğunu söylemek mümkündür. Türkmenler, özlerini muhafaza ederken, kendilerini çeşitli isimler ile ifade eden diğer gruplardan çok daha fazla
Iraklılık kimliği ve sahiplenme
geliştirmişlerdir. Bunun elbette pek çok siyasi ve sosyolojik sebepleri vardır. Fakat hepsinden önemlisi Türkmenlerin yaşadıkları coğrafya ile kurdukları bağlarıdır. Unutulmamalıdır ki,
Irak, Anadolu henüz Türk yurdu olmadan önce Irak Türkmenlerin büyük bir bölümüne yurt olmuştu.
Sadece bu tarihi geçmiş bile Türkmenleri Irak coğrafyasının aslî unsuru yapmaya yetmektedir.
Modern Irak’ın kurulmasından sonra yaşananlar, yerinden yurdundan uzaklaştırılmaları, Araplaştırma politikaları hatta
1924 ve 1959 Kerkük; Gavurbağ, Altın Köprü ve daha bir çok katliamlara
rağmen Türkmenler, Irak coğrafyasına sıkı sıkıya sarılmışlardır.
Bugün
Türkmenleri, Erbil, Musul, Kerkük, Telafer, Tuzhurmatu, Diyala, Selahattin ve Bağdat’ta; hülasa Irak’ın her tarafında görmek mümkündür.
Bulundukları her yerde dayanışmalarını ve imkanları ölçüsünde teşkilatlanıp varlıkları sürdürmektedirler. Kültür ve dayanışma derneklerinin yanı sıra siyasal açıdan da organize olmaktadırlar. En büyük rolü üstlenmesine rağmen Irak Türkmenleri, sadece Türkmen Cephesi ile de temsil edilmemektedir.
Mesela
Irak Milli Türkmen Partisi
, Irak Türkmen Cephesi’nden de eskidir. 2000 yılında Türkmen Cephesi’nden ayrılanların kurduğu
Türkmeneli Partisi
ve Erbil’de kurulan
Türkmen Bağımsızlar Hareketi
’nin de yadsınamayacak derecede etkileri vardır. Suriye’de kurulup 2003’den sonra Irak’a geçen
Irak Türkmen İslam Birliği
; Kerkük’te kurulan
Türkmen Milliyetçi Hareketi
, İran’da sürgünde kurulup sonra Kerkük’e taşınan
Türkmen Vefa Hareketi
de Irak Türkmenlerinin diğer bölümünü temsil eden siyasi yapılardır.
Parçalanmış ve dağınık bir görüntü arz etse de, Irak gibi tanımlanmada zorluk çekilen bir coğrafyada bu durum normal kabul edilmelidir.
Bu yapıların hiç birinin rolü diğerlerinden daha az değildir.
Bu açıdan hepsinin planlı ziyaret edilmesi, muhatap alınması, dinlenmesi ve çözüm önerilerinin incelenmesi gerekmektedir. Tabii bir de
Türkiye’de yaşayan ve benzeri yapılanmaları olan Irak Türkmenleri
bulunmaktadır. Onların düşünce ve fikirleri de alınmadan Irak’ın geleceğinde etkin olunması mümkün değildir. Yansıyan haberlere göre;
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu yukarıdaki grupların bazılarının temsilcileri ile Bağdat’ta görüşmüştür.
Ancak bu yeterli değildir. Bölgenin geleceği ile ilgilenen kurumlar, üniversiteler, araştırma merkezleri sorumluluk alıp raporlar hazırlarken; siyaset de elini taşın altına daha fazla koymalıdır.
Sözün özü,
Irak Türkmenleri olmadan Irak yeniden inşa edilemez.
Aynı şekilde
Irak Türkmenleri kendi yurtlarında istikrara kavuşmadan Türkiye güvende olamaz.
#Mevlut Çavuşoğlu
#Irak
#Türkmen
#IKBY
#Sedat Önal
5 yıl önce
Irak Türkmenleri ve Türkiye
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’