|
Şimdi Türkiye’ye odaklanma zamanı

İnsan olmanın sorumluluğu bütün hemcinslerimiz ile ilgilenmeyi, dünyanın herhangi bir yerinde var olan bir acıyı dindirebilecek imkana sahip isek onu paylaşmayı öngörüyor. Elbette insan olma bilincimiz bütün insanlık için ıstırap duymayı gerekli kılıyor. Buna rağmen son yazımı “Türkiye’ye odaklanma zamanı” diye bitirmiştim. Tıpkı, uçak yolculuklarında, ihtiyaç anında oksijen maskesini önce kendinize, sonra çocuğunuza takmanız gerektiği gibi.

Şimdi Türkiye zamanı.

Ortada dolaşan baykuşlara aldırmadan, yaşadığımız, daha doğrusu bizi yaşatan ülkemize karşı sorumluluğumuzu yerine getirme zamanı. Havasını suyunu teneffüs ettiğimiz, kaynaklarından istifade ettiğimiz, ama en önemlisi her işimizde, beşeri sermayesini kullandığımız, umutlarımızı yeşerttiğimiz ve hayallerimizi kurduğumuz Türkiye zamanı.

Adeta ilahi bir gazap gibi dünyanın üstüne çöken bu karabasandan sadece devletleri sorumlu tutmak ve onların çözüm üretebileceğini düşünmek yanlıştır. Zaten kısa zamanda bunun imkansızlığı da ortaya çıkmıştır. Kibir yarışına girerek, her türlü imkana sahip olduğunu iddia eden devletler, ülkeler bir bir acziyetlerini ilan edip Hakka ve halka dönmek zorunda kalmışlardır. Yaşanan süreç, insanlığın yüz yüze olduğu felaket, hiç kimseye bir üstünlük veya öncelik tanınmadığını; bütün mağruriyetlerine rağmen bir virüs karşısında herkesin mağlup olabileceğini ortaya koymuştur. Yıllarca “Er Ryan’ı Kurtarma” filmiyle, ne olursa olsun dardaki bir insanını kurtarabilir fikrini zihnimize kazıyanlar, şimdi 200 bin insan kaybıyla işin içinden çıkmayı büyük başarı olarak görüyorsa, varın gerisini siz hesap edin.

Sarsılmaz zannettiğimiz dünya düzeninin, muhkem görülen idare ve kurumların, üniversite ve araştırma merkezlerinin kısa zamanda iflas etmiş olması bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını göstermektedir. Ne olursa olsun, hayata tutunabilen, hayatta kalan insan, yine doğru ve yanlış sahip olduğu insani özellikleriyle kalacaktır. Ancak bu sefer, kin nefret, ihtiras gibi şeytanı hasletler Pandora’nın kutusuna girecektir. Fakat onları orada kapalı tutmak yine kolay olmayacaktır.

Bu yüzden şimdi topyekûn bir eğitim zamanıdır. Alışkanlıklarımızı, içimize sokulan nifak ve ayrıştırma, ötekileştirme hastalıklarımızı terk edip; arzularımızı, heveslerimizi, duygularımızı eğitme zamanıdır. Ülkemiz, milletimiz, çevremiz ve ailemiz için ortaya koyacağımız dayanışma bunun ilk adımıdır. Mutlaka herkesin yapabileceği bir şeyler vardır ve yapmaktadır. Ancak bunların organize edilip daha verimli olması için bir elden yürütülmesi elzemdir. Bunun için Sayın Cumhurbaşkanı’nın başlattığı “Biz Bize Yeteriz” kampanyasının önemi büyüktür ve desteklenmelidir.

Bugün vicdan sahibi, sorumluluk sahibi olanların günüdür.

Bugün, Türkiye’nin kaynaklarıyla sermeye biriktirenlerin günüdür.

Bugün, Türkiye’nin beşeri potansiyelinden istifade ederek iş kuranların günüdür.

Bugün, şirketlerin, odaların, mesleki birliklerin, sendikaların, STK’ların kendini gösterme günüdür.

Bugün, geleceğini bu ülkede görenlerin, atalarının hatıralarını yaşatmak isteyenlerin günüdür.

Bugün, insanlığını test etmek isteyenlerin günüdür.

Bugün, “rızıklarından infak etmeyi” düstûr edinenlerin günüdür.

Bugün Türkiye’yi ayakta tutarak insanlığın önünü açmak isteyenlerin günüdür.

Haydi Türkiyem, biz bize yettiğimizi gösterelim. İnsanımızı insanlık için yaşatma gayretlerine destek olalım.

Şimdi Türkiye’ye odaklanma zamanı.

#Türkiye
#STK
#Pandora
4 yıl önce
Şimdi Türkiye’ye odaklanma zamanı
Kara dinlilerle milletin savaşı
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...