Oysa meseleye dışarıdan bakanlar, bir hayli farklı düşünmektedir. Muhtemelen bizim göremediğimizi veya Türkiye’nin Afrika’da algılayamadığımız gücünü yabancılar bizden daha iyi tahlil etmektedir.
Mesela bana akademik amaçla kullanılacağı belirtilip yöneltilen sorulardan bir tanesi şöyle idi: Türk politikacılarının Arap Baharı’na yönelik etik ve evrensel değerlere bağlı (normatif) söylemlerinin ardındaki hedefler nelerdir?
Buna “evet” cevabını vermek maalesef mümkün değildir. Oysa üniversitelerin, araştırma merkezlerinin, akademisyenlerin ve daha doğrusu geniş toplum kesimlerinin desteğini almadan kalıcı politikaların inşası ve sürdürülmesi de mümkün değildir. Bu kurumların dış politikamıza pratik öneriler verememesi, analizler yapamaması, yeterli tezlerin üretilmemesi da aslında tarafların birbirlerine “Fransız kalma” alışkanlığının bir sonucudur.