Türk Beyin Takımı, Dünya Zekâ Oyunları Federasyonu'nun Türkiye temsilciliğini yapan takımımız. Akıl Oyunları Dergisi bünyesinde varlığını devam ettiren ve uluslararası zekâ yarışmalarında Türkiye'yi temsil eden Türk Beyin Takımı'nı, Akıl Oyunları Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serkan Yürekli ile konuştuk. Yürekli, İstanbul Teknik Üniversitesi, makine bölümü mezunu bir mühendis. Hem Türkiye'de hem yurt dışında çok sayıda yarışmaya katılan Yürekli, 2005'den beri uluslararası yarışmalar ve programlar için soru ve oyun hazırlıyor. Geçtiğimiz yıl Çin'de düzenlenen uluslararası akıl oyunları yarışması sonucunda oluşturulan beş kişilik federasyon ekibinin tek Türk üyesi olan Yürekli, 'zekâ ile ahlak aynı anda geliştirilmezse tehlikeli bir süreç başlar' diyor.
1992 yılında Will Shortz tarafından kurulan Dünya Zekâ Oyunları Federasyonu'nun amacı ülkelerin kendi başlarına uyguladıkları faaliyetleri üst bir çatı altında tüm dünyada koordine etmekti. Yanı sıra uluslararası yarışmalar düzenleyerek zekâ oyuncularının birbirleriyle tanışmasına imkân sağlamak istiyorlardı. Türk Beyin Takımı da o organizasyonun ardından Türkiye'de kuruldu. 92'de ilk kez New York'ta düzenlenen uluslararası zekâ oyunları, o tarihten itibaren her yıl düzenleniyor. Geçtiğimiz yıl Çin'de 22.si düzenlendi, bu sene İngiltere'de düzenlenecek. O yarışmalarda Türkiye'yi temsil eden dört kişilik takıma Türk Beyin Takımı diyoruz.
Akıl Oyunları Dergisi, 2002 yılında Akıl Oyunları Derneği'ni ve Türk Beyin Takımını daha geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla kuruldu. O tarihten bu yana düzenli olarak yayınına devam ediyor. Dergiler hem daha çok sayıda kişinin akıl oyunlarıyla ilgilenmesini, hem de yarışmalara katılacak öğrenciler için yeni soru imkânları doğmasını sağlamak içindi. Sonrasında Sudoku Dergisi çıkarıldı, sonra da Karala Dergisi…
2005 yılına kadar yayınladığımız süreli yayınlarla insanlara ulaşmaya çalışıyorduk. O dergilerdeki soruların zorluk derecesi, insanlar ısınsın diye biraz yüksekti. Sonra biz o zorluk derecesini aşağıya çektik, ilkokul, ortaokul, lise yarışmalarına başladık, daha küçük yaşlara indik… Ancak o bile yeterli olmadı, şu anda TBT 3,5 yaşa kadar indi. Ve bu dünyada ilk defa yapılan bir şey.
Çalışmamız aslında tüm Türkiye'de sürdürülüyor. Çalışmalarımızı tek merkezden bütün ülkede yapamayacağımız için temsilcilik sistemini kurduk. Bugün Gaziantep'ten Sakarya'ya, Ordu'dan Hatay'a, Denizli'den Bursa'ya birçok ilde temsilciliğimiz var. 5 - 12 yaş aralığında çocuklarımıza yönelik, 36 haftalık, 4 ayrı modülden oluşan bir eğitim programımız var. Çocuklar her derste farklı bir oyun oynuyor ve oynadıkları tüm oyunlar, TBT tarafından geliştirilmiş yerli oyunlar.
Doğrudur yüzme kursunda çocuğun vücudu gelişir, kasları gelişir, disiplinle ilgili gelişim sağlar. Ancak bu kadar… Sadece bu saydıklarımızı verir yüzmek. Örneğimiz yüzme kursu olduğu için söylüyorum, yüzme kursu sadece bazı başlıklarda gelişim sağladığı için insanlar, çocuklarını yanı sıra resim kursuna, tiyatro kursuna ya da Kur'an kursuna gönderiyorlar. Hepsi farklı bunların… Akıl oyunları ise bunların tamamı için gerekli olan şey aslında. Kafanın çalışması, insani ilişkileri, eğitim ilişkileri ve aile ilişkilerinin düzenlenmesini sağlar. Bizim yaptığımız şey, çocuklar diğer yaptıkları her şeyi daha iyi yapsınlar diye var.
Çin'deki yarışmaya 36 ülke katıldı. Bir hafta süren bu yarışmada Türkiye, 7. oldu. Bu Türkiye'deki alt yapıyla birlikte düşünüldüğünde aslında iyi bir başarı…
Bu Avrupa Birliği'nin aldığı ve ilan ettiği bir karar. Bu yıl zihinle ve zihinsel gelişmelerle ilgili çalışmalara ön ayak olup, bunu gündeme getirmekle ilgili. Çok büyük bir organizasyon tabi bu… Şu anda bununla ilgili tüm Avrupa ülkelerinde projeler üretiliyor. Avrupa Birliği fonlarıyla bu bağlamda çalışmalar yapılacak…
Sudoku var yine bilinen, karekarala vardır mesela, kendoku vardır. Sudoku'dan farkı ise matematiksel işlemleri barındırması. Bu oyunlar, zekânın ortaya çıkarılmasına imkan sağlıyor.
Biz Türk Beyin Takımı olarak, yaptığımız çalışmalarda insanları, dünya görüşleri, siyasi eğilimleri, dinleri ya da ırkları üzerinden bir tanım ve tarife tabi tutmuyoruz. Ancak bununla birlikte yaptığımız çalışmalarda, atölyelerde ahlaktan da söz ediyoruz. Zeki insanlarda ahlak bilincinin oturmuş olması gerekiyor. Siz insanlara zekâ gelişimine katkı sağlarken eğer ahlakı öğretmezseniz, hak ve hukuku öğretmezseniz orası çok tehlikeli bir noktaya gidebilir. O açıdan zekâ ile ahlak aynı anda geliştirilmeli diyoruz.
Bunu size yapılan bir örnekle açıklayayım. Geçen yıl Amerika'da yapılan bir çalışma var. Bir nöropsikolog bir hanım. Çeşitli zekâ oyunlarını seçtiler, daha önce tespit ettikleri lise eğitimi almamış ailelerin bulunduğu bir bölgede, o ailelerin çocuklarıyla 20 saat zekâ oyunları oynadılar. Oyundan önce ve oyundan sonra yaptıkları testleri karşılaştırıp bunu yayınladılar. Çocukların IQ'larında 13 puanlık artış tespit ettiler. Tabi ki çocuklar 13 puan daha fazla zeki olmadılar, potansiyellerini ortaya çıkardılar sadece. Bu çalışmanın ardından tüm dünya genelinde bir proje başlatıldı. Özellikle az gelişmiş ülkelerde bu çalışmaların yapılabilmesi için bir paket program hazırlayıp, bir soru havuzu oluşturdular. Bakın Amerika'da özel kurumların 5, 6 hatta 8 haftalık akıl oyunları programları var ama bütün bir yıla yayılmış bir program yok. O yüzden TBT'nin çalışması, Türkiye'de ve dünyada bir ilk.
2012 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'nın böyle bir teklif ve gündemi olduğunu duyduğumuzda açıkçası çok sevindik. Yıllardır emek verdiğimiz bu saha ders olarak okullarda okutulmaya başlanacak diye… O süreç zarfında Türk Beyin Takımı olarak Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'le defalarca görüştük. Bu arada burada şunu belirteyim, biz iki defa dünya şampiyonası düzenledik Türkiye'de, ülkemizin ev sahipliğinde. 1998 İstanbul ve 2009 Antalya'da… Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan da ilgi gösterdi. Orada Kültür Bakanlığı da bizi destekleyeceğini ifade etmişti ama destek olarak bize sadece broşür verdiler. Sayın bakan Ertuğrul Günay bizi broşürle desteklemişti sağ olsun.
Haftada iki saatten oluşan bir program o. Akıl işlem oyunları, kelime oyunları, mekanik oyunlar, zekâ soruları, strateji oyunları gibi altı üniteden oluşuyor müfredat. Aslında inanılmaz harika bir şey bu. Ama uygulanıyor mu? Ne yazık ki hayır…
Biz MEB ile görüştüğümüzde, kurulla birlikte programı çıkarttık. Müfredat yayınlandı, insanlar gördüler ancak daha sonra derste işlenecek içerik yayınlanamadı. Onu biz hazırlayacaktık, hazırladık da… Beş tane ünite hazırlandı, Talim Terbiye Kurulu'na sunuldu fakat MEB'deki yapıdan dolayı akamete uğradı. Çünkü bir sonraki adım, öğretmenlerin yetiştirilmesi idi. O gerçekleşmediği için, öğretmenler bu derste en iyi ihtimalle, gazetelerden kestikleri sudoku sorularını öğrencilere çözdürüyorlar. Bu dersleri en iyi işleyenler ise bizim Türk Beyin Takımı olarak eğitim verdiğimiz öğretmenler oluyor.
Evet, ama sertifikalı değil ne yazık ki. Bakanlık bu konuda sertifika vermiyor. Çünkü sertifikanın neye göre verileceği konusu da net değil. Önce öğretmen eğitiminin sağlanması gerekiyor. Bunu fark etti bakanlık. Normalde bu ay içinde İstanbul'da bir eğitim programı düzenlenecekti. Seksen kişilik kontenjana 800 kişi başvurdu ve başvuru yoğunluğu nedeniyle bu ertelendi. Haziranın sonunda Tokat'ta yapılacak. Tüm Türkiye'den öğretmenlerin katılacağı bu eğitimi de yine biz vereceğiz.