|

Torun internetten sevilir

Türkiye, internet kullanım oranlarında dünya ortalamasının çok üstünde. Facebook ve Twitter gibi birçok sosyal ağda zirveye oynuyoruz. Düne kadar yalnızca genç kuşakların ilgi sahasına giren internet ve sosyal medya, artık anne-babaların, giderek anneanne ve dedelerin istilası altında. Sosyal ağlardaki bu profil değişikliğini ve kuşakların eğilimlerini konuştuğumuz psikolog ve sosyal medya uzmanları uyarıyor; 'Olumlu tarafları çok ama sanal bir gerçeklik inşa edilmesin!'

Yusuf Genç
00:00 - 2/02/2014 Pazar
Güncelleme: 17:11 - 1/02/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Torun internetten sevilir
Torun internetten sevilir

Kuşaklar arasında son zamanlarda yapılan popüler bir tarif var. Bu tarife göre belli yaş aralıklarındaki gruplar X, Y ve Z kuşağı olarak tanımlanıyor. Hemen korkmaya gerek yok, konunun matematikle ilgisi yok. 1961-1979 arası doğumlular için X, 1980-1999 arası için Y ve 1999 sonrası için de Z kuşağı deniliyor. Bu kuşakların 'gerçek' dünyadaki gündem ve araçları da çok fazla benzerlik göstermiyordu, ancak bugün her üç kuşağı da 'sanal' geçek dünya dediğimiz internette benzer araçlar içinde görmemiz mümkün. Elbette bu kadarla bırakmayacağız, konuya yakından bakıp internet üzerinde sosyal ağlarda farklı yaş grupları daha çok nelerle ilgileniyor sorusuna cevap arayacağız.

YAŞ AZALDIKÇA GÖRSELLİK ARTIYOR

Türkiye'de internet kullanıcıları arasında, hem X hem Y hem de Z kuşağı için de en yoğun olarak kullanılan sosyal paylaşım ağı herkesin bildiği gibi facebook. Facebook'tan sonra sırasıyla X ve Y kuşakları için twitter ve linkedin önemli mecralar. Bugün internetin ve hemen neredeyse tüm sosyal medya araçlarının hâkim kuşağı olan 1980-1999 arası doğumlular slideshare, g plus, pinterest gibi ağları tercih ederken Z kuşağı instagram youtube gibi görsel ve multimedya ağlarını daha çok tercih ediyor. Aslında yeni kuşakların okumaktan çok duymaya ve görmeye yatkın olduklarını ortaya çıkaran bir veri bu. Bu veriler de yaş azaldıkça görsel etkinliklerin daha yoğun olarak tercih edildiğini ortaya koyuyor. Bu kuşaklar arasında X kuşağı, interneti ve sosyal ağları bilgi edinme ve ekonomik amaçlı kullanırken, Y kuşağı kariyer, haber ve eğlence amaçlı kullanıyor. Z kuşağının internetle tek ilişkisi ise eğlence!

ORTA YAŞLARDA OKEY VE TAVLA

X kuşağı diye tarif edilen 1961-1979 arası doğumluları kapsayan kuşak, internetin olmadığı bir dünyaya doğmuşlardı. Orta yaşlarına geldiklerinde internetle tanıştılar. Şaşırtıcı bir deneyim. Bu kuşak, yani bugün bilgisayar başındaki hâkim kuşağın babaları, interneti genellikle zaruri ihtiyaçları için kullanıyorlar. İnternete, google'un bile kaldıramayacağı bir ciddiyetle yaklaşıyor, arsa alıyor, araba satıyorlar. Ticari yatırım başlıklarını kovalıyor, dünyada neler olduğuna bakıyorlar. Sosyal ağlarla ilişkileri ise tavla oynamak ya da okey oynamak üzerinde seyrediyor. Bir de çocuklarını, çocuklarının arkadaşlarını ve akraba çocuklarını takip etme amacıyla tabi… Y kuşağı olarak adlandırılan 1980-1999 arası doğumlular için ise internet, eğlence ve iletişim demek çoklukla. Teknik tarifle ayırdığımız 1999 sonrası doğumluları kapsayan Z kuşağı ise, evrensel internet ağlarına kayıt yaşı 13 olmasına rağmen bu yaştan çok önce kendilerinin sosyal ağlarda açtıkları hesaplarla ortaya çıkabiliyorlar.

DEDELERİN İŞİ YOK, ZAMANI ÇOK

Ahenk Psikoloji'den uzman Pedagog Mehmet Teber, Türkiye şartlarında genellikle genç kuşakların kullandığı sosyal ağlara ebeveynlerin yönelişini üç başlıkla açıklıyor. Teber'e göre bugün ebeveyn olan orta yaş kuşağının sosyal medyaya girişinin ilk sebebi sıklıkla tekrarlanan uzman tavsiyeleri, 'Aman siz de sosyal medyada olun, çocuklarınızın neler yaptığından haberdar olun' uyarıları. İkinci sebep ise fiziki sosyal ortamlarda yahut televizyon haberlerinde sürekli gündem olan 'facebook, instagram, twitter' gibi kavramların kullanım sıklığı… Uzman Pedagog Mehmet Teber'e göre ebeveynlerin sosyal medyaya yönelimindeki üçüncü ağırlıklı başlık, akıllı telefon kullanımının orta kuşakta da yaygınlaşması. İstatistiklere göre akıllı telefonların kullanım oranının %70 oranına çıkması, ebeveynlerin paylaşım ve takibi öğrenmelerine yol açıyor. Teber'e göre, vakitlerinin daha bol olması da süreci hızlandıran bir diğer etken. Babalardan ve dedelerden oluşan bu yeni sosyal medyanın keyfini yaşamaktan geri durmuyor, okuyorlar, yazıyorlar, izliyor ve beğeniyorlar.

MESELE TORUNSA GERİSİ TEFERRUATTIR

Creamive Ajans Başkanı Mustafa Çağrı Güven de Facebook'un ülkemizde doygunluk seviyesine ulaşmasından sonra artış hızının azaldığını ancak bununla birlikte diğer sosyal ağlara yönelen kullanıcıların sayısının da arttığını belirtiyor. Bunlar arasında instagram, Google+, Foursquare ve Tumblr gibi sosyal ortamlar başı çekiyor. Güven'e göre bunun sebebi, Türkiye'nin değişikliklere ve yeniliklere adapte olabilen ülkelerden biri olması. Dedelerin facebook ve instagram'ı torunlarının fotoğraflarını görmek ve göstermek için bir çırpıda öğrenmesi de bunun en açık göstergesi.

ANNELERİN VARLIĞI FAKE'LERİ ARTIRIYOR

Sosyal ağlarda genç kuşakların yer değiştirmesi sıklıkla karşılaşılan bir uygulama. Bunun da elbette sebepleri var, aylarca yıllarca uğraşıp binlerce takipçiye ulaştırılan hesapların terkedilmesi için 'sağlam' bir neden gerekiyor. Yer değiştirmenin nedenini Uluslararası Sosyal Medya Derneği Genel Başkanı Said Ercan'a sorduk. Ercan, bu değişikliğin sebeplerini çocukların, aile ve öğretmenler tarafından sosyal ağlarda takip edilmesi olarak açıklıyor. USMED'in konuyla ilgili çok sayıda araştırmaya da imza attığını belirten Ercan, gençlerin yalnızca internette bulabildikleri 'özgürlük'lerinin kısıtlandığı düşüncesinin onları yer değiştirmeye zorladığını belirtiyor. Ama yerini değiştirmeyip şeklini değiştirenler de var. Çocukların, ebeveyn takibine karşı internet maharetiyle aile ve öğretmenlerini engelleyebildiklerini ya da fake hesap açarak durumu kendileri için kolaylaştırdıklarını belirtiyor.

GENÇLER KENDİ DÜNYALARINI KURUYORLAR

II. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi'nin düzenleyicilerinden Psk. Mehmet Dinç, gençlerin internet üzerindeki sosyal ağlara bu denli yüksek ilgi ve rağbet göstermesinin nedenini gelişimlerinin doğası gereği ebeveyenlerinden ayrışmak ve müstakil bir varoluş alanı sergileyebilme çabası olarak açıklıyor. Bugün sosyal medya arayıcılığıyla yaşananın aynısının dün de farklı görünümüyle var olduğunu ifade eden Dinç, gençlerin anne-babalarının da sosyal ağlarda yer almasıyla gençlerin o mecralardan uzaklaşması ve takip edilmedikleri, kısıtlanmadıkları bir saha kurmak istemelerini yine gelişimlerinin doğası ile açıklıyor.

SOSYAL AĞLARDA BEBEK ÇILGINLIĞI

İnternetin yeni bir çılgınlığı var. Henüz doğmuş ya da doğacak bebeklere büyük ve kalıcı olduğu düşünülen sosyal ağlarda isim ayırmak, anne-babaların yeni eğilimi. Artık pek çok anne baba yeni doğan çocukları için bir ya da birkaç sosyal ağda birden hesap açıyorlar. Psk. Mehmet Dinç, sanal dünyanın tıpkı insanların kendileri için görünme ve var olma alanı açması gibi, onlar da aynı alanı çocuklarına açmak istiyorlar, diyor. Bunun bir miras bırakmak olduğunu belirtmeliyiz. Bebek çılgınlığının en meşhur örneği ise twitter'da Türkiye'nin en çok takipçisine sahip olan komedyen Cem Yılmaz'ın yeni doğan bebeği Kemal için açtığı twitter hesabı. Henüz hiç twit atmamasına rağmen daha şimdiden on bin takipçisi var Kemal bebeğin.

Siyaset bizden sorulur

Gençlik ve Spor Bakanlığı da internet-gençlik ilişkisinin alanını tanımlamak ve anlamlandırmak için 2013 yılı sonunda 15-29 yaş aralığını kapsayan geniş bir araştırmaya imza atmıştı. Bakanlığın araştırmasına göre internet kullanan gençlerin yüzde seksen gibi büyük bir kısmı sosyal medyada paylaşılan yazı ve görselleri takip ediyor. Verilerden sosyal medya araçlarında bulunan genç kitlenin en az yarısının en bir kere tartışma ve polemiğe katıldığını söyleyebiliriz. Farklı eğilimlerde olsalar da gençlerin büyük kısmı Türkiye konusunda hassaslar. Millet olarak siyasetçiyiz yani.

Gençler daha demokrat

Sosyal ağlarda bulunan gençlerin abilerine oranla daha demokrat olduklarını söylemek mümkün. Sosyal ağlarda takip edecekleri kişilerin önce profillerini inceliyorlar, sonrasında karar veriyorlar. Gençler sadece kendi düşüncelerine yakın isimleri değil karşıt düşünceli isimleri de sosyal ağlar vasıtasıyla takip ediyor.

Beş saat internetteyiz

Ocak 2014 verilerine göre Türkiye'de ortalama bir insan günlük 4 saat 51 dakika internet kullanıyor. X kuşağı gündüz çalışma saatlerinde, Y kuşağı hem gündüz hem akşam saatlerinde, Z kuşağı ise bağımlılık derecesinde zamansız olarak internetin içinde yaşıyor. Verilere göre internet kullanıcı nüfusunun %36'sı mobil internet kullanıyor, mobil internette geçirilen ortalama süre 1 saat 53 dakika.

Takip edeni takip ederim

X kuşağı sosyal ağı haberdar olma, akrabalarla kaynaşma, ünlü kişileri takip etme, siyasete dâhil olma amaçlı kullanıyor. Y kuşağı kişisel markalaşma, fenomenler, ilginç bilgiler, sosyal medyayı takip etme, sosyal medya araçlarını kullanma amacıyla sihirli makinenin karşısında ve içinde oluyor. Y kuşağı takipçi sayısını arttıracak tüm yöntemler denemek için sanal dünyada bulunuyor.

F Tipi'ne dikkat!

Geçtiğimiz hafta Bir Sosyal Medya Danışmanın Anıları isimli kitabı da yayınlanan sosyal medya uzmanı Aytaç Mestçi, Sosyal ağların, sadece anne-babaların değil bugün artık anneanne ve dedelerin bile gündeminde olduğunu belirtiyor. Mestçi; Türkiye'deki internet kullanıcı sayısıyla (35 milyona yakın) Türkiye'de açılan facebook hesap sayısının aynı olmasına dikkat çekiyor. İnternet kullanan herkesin facebook hesabı yoksa sanal bir gerçeklik yaratıldığını ifade eden Mestçi, durumun oldukça tehlikeli olduğunu, 'sanal' dünyanın 'gerçek' gerçek dünyanın yerini aldığını ve F (facebook) tipi sanal bir ceza evi inşa ettiğini belirtiyor.

10 yıl önce