YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Çalışmanın cezalandırıldığı ülke

Ahmet Güner Sayar "Bir İktisatçının Entelektüel Portresi: Sabri F. Ülgener" çalışmasında, Hitler Almanyası'ndan kaçıp Türkiye'ye sığınmış bir Alman hocanın Ülgener'e bir risale sunduğunu ve ardından şunları söylemeyi de ihmal etmediğini söylüyor: "Şayet bu risaleyi bir düzine Alman profesörü destekleseydi o adam iktidara gelemezdi."

O adam dediği Adolf Hitler. Suçu Alman Yahudileri'nden olmak. Ders verdiği yer 1930'ların yeni kurulan Türk üniversiteleri. Bu sözden anlıyoruz ki, on profesör karşı koysa idi Almanya'daki Hitler uygulamalarına dünya şahit olmayacaktı. Bundan bir de şunu anlıyoruz: Üniversite yönetimi ve hocalar destek olmasaydı ne 1961 İhtilali, ne 12 Mart ve 12 Eylül meydana gelecekti, ne de 28 Şubat.

Alev Erkilet Başer'in Kırıkkale Üniversitesi'nden atılması üzerine lehte ve aleyhte yazılanları okuduk ve okumaya devam ediyoruz. Üniversitelerimizin içinde bulunduğu sığlığı kamuoyuna göstermesi bakımından aslında bu sadece sıradan bir örnektir. Burası tezsiz profesörlerin ürediği bir ülkedir.

Taşrada yayınlanmış dergi ve gazetelerde çıkan yazılarını dosyaya koyup titrleri kapan nice örnekler vardır. Osmanlıca bilmediği halde yüz sene önceki metinleri başkasına yaptırarak yüksek lisans ve doktora yapanların haddi hesabı yoktur. Jüri üyelerinin, çalışmalarını kıskandığı için reddettiği tez sahiplerini tanıyoruz. Kitapsız nice proflar vardır. Başka ülkelerde yapılmış bir çalışmayı olduğu gibi Türkçe'ye adapte edenleri geçmiş zamanlarda basında okumadık mı?

Alev Erkilet Başer, kendisiyle yapılmış bir konuşmada, (Mehmet Gündem, Zaman, 8 Ekim 2000) "Üniversite ortamını nasıl tasavvur ediyorsunuz? sorusuna bakın nasıl cevap vermiş: "Aslında ben tasavvur etmekten çok tasavvurları gerçekleştirmeye inanan bir insanım. Üniversitenin temel işlevinin düşünce üretmek olduğuna inanıyorum. Bunun için de farklı düşünceleri içinde barındırması, bunların herbirinin gelişimine olabildiğince olanak sağlaması gerekiyor. Her türlü kitabı ve periyodikleri ve diğer yazılı ve görsel kaynakları öğrencilerine ve akademisyenlere sunması gerekiyor. Biz bunları gerçekleştirmek için gayret ettik. Tek tip insan yetiştirme mantığının üniversite ile asla bağdaşmayacağını düşünüyorum. Tek tipçi mantığın her yerden, özellikle üniversiteden dışlanması gerekir. Üniversite kütüphanesinde sakıncalı kitap avına çıkılmasının önlenmesi gerekir. Eğer bugün Türkiye'de üniversiteler bunun tam tersi özellikler gösteriyorsa, bu konuda da birşeyler yapmak gerekiyor demektir."

Başer, "Biz bunları gerçekleştirmek için gayret ettik" diyor. Doğrusunu söylemek gerekirse Alev Hanım bu gayretinden dolayı cezalandırılmıştır. Yoksa irtica mirtica hikâye. Bu ülkede çalışmanın karşılığı cezadır. Şemseddin Sami, Kamus-ı Türkî'de ceza kelimesinin değişik anlamlarını vermeden parantez içinde şunları söyler: "Arabide gerek iyi ve gerek kötü karşılık manasına gelip mükâfât yerine dahi istimal olunursa da, lisanımızda yalnız kötülükle karşılığa hasr olunmuştur." Aslında ceza, yapılanın karşılığı (iyi veya kötü) olması gerekirken, yapılan iyiliğin karşılığı olan mükâfâtı devreden çıkararak, sadece kötülüğün karşılığı mücâzâtı ortada bıraktık. Artık çalışmalara mükâfât yok, mücâzât vardır.

Bu ülkede çalışmadan, ortaya birşeyler koymadan başkalarının omuzuna basarak yükseleceksin. Alın teri dökmeden kolay yoldan zengin olacaksın. Üretmeden, paradan para kazanacaksın. Bakın her biri gazete patronu olan banka sahiplerine. Onları örnek alacaksın. Deveyi hamuduyla yutacaksın. Anadolu Aslanları'nın başlarına geleni görmüyor musunuz?

Üstad Ali Ağabeyimiz (kim bu Ali Abi demeyin sakın, kaç üstad var şu ülkede) boşuna söyleyip durmuyor yıllardır: Niye öğreniyorsun kardeşim?! Öğrenip de başına bela mı alacaksın?! Öğrendiğin ve okuduğun şeyler birgün gelip sana ayak bağı olacak! Yükselmek için öğrenme, bildiğin şeyler yükselmene engel olur. Bir yerlere gelmek istiyorsan, bilerek değil cahillikle geleceksin! Dikkat edin bugün bilgi değil, cehalet ödüllendiriliyor.


15 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...