YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...


  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Yok olma ve iktidar olma arasında CHP

Kurultay, iç siyasette çok partili hayata geçilmesi, dış siyasette ise otoriter siyasetlere yaslanan 'kurucu' partilerin İkinci Dünya Savaşı sonrasında dönemlerinin kapanmasıyla işlevi sona ermiş bir parti olan CHP'nin 'yenilenmesi' için bir fırsat olabilir mi? Siyasi göstergeler ve özelde CHP'nin genelde sosyal demokrat siyasetin genetiği bunun pek mümkün olmadığını gösteriyor. Siyasette gerçek bir muhalefet olsaydı, CHP'nin yeniden gündemleşmesi bu derece güçlü olmayacaktı kuşkusuz. Fakat 'siyasal muhalefet' adına herhangi bir 'kırıntı'nın bile kalmadığı siyasi denklem içinde CHP 'hareketlilik' yaratma ihtimali yüzünden merkezileşiyor bir kere daha...

Sol adına hükümette bulunan partinin tipik bir 'yeni sağ siyaset şeması'na kilitlenmesi, anamuhalefet partisinin en son yurtdışında yaşadığı ağır hezimet ile artık fiilen yok olmuş olması ve diğer muhalefet partisinin ise her türlü seçim barajının altında kalmaya ebediyen mahkum bir görüntü vermesi yüzünden, otoriter siyasetlere teslim olmuş siyasi hayatı hareketlendirecek bir unsur olma ihtimali bakımından CHP bir kez daha gündem...

CHP genel başkanlığına aday olanlar içinde en dikkat çekici olanı ve yukarıda işaret edilen hareketliliği yaratabilecek tek isim kuşkusuz Baykal. Genel başkan adaylarından Hasan Fehmi Güneş'in tek sığınağı CHP'yi 'altı ok'çuluğa olabilecek en sıkı markajla teslim etmek. Siyasi söylemi ve stratejisiyle Güneş, 'Demirel'in sol türevi' olmaktan öte bir anlam ifade etmiyor. Artık geride bırakılması mukadder olan 'eski siyasi akıl' adına ne varsa, Güneş, sadece onların temsiline soyunuyor.

Diğer başkan adayı ise Sefa Sirmen. Sirmen'in neden aday olduğu hala anlaşılabilmiş değil. Akla gelen bir yakın seçenekler dizisi de yok. Tek seçenek kişisel kariyer hırsı. Üstelik Sirmen bir pırıltı da göstermiyor. Ayrıca ağır trajedi altında olan, deprem bölgesindeki bir şehrin belediye başkanı olarak, oradaki sorumluluklarını bırakıp Ankara siyasetine soyunması da 'siyasi etik' açısından tartışmalı. Kendisine oy vermiş ve belli bir süre görevlendirmiş insanlara karşı sorumluluklarını terketmenin gölgesi altında genel başkan adayı oldu Sirmen.

Mevcut genel başkan Altan Öymen'in ise siyaset şemsiyesi altında toplanabilecek ne varsa, onların hepsine olabilecek en uzak mesafede olduğu açıkça görüldü geçen sürede. Tarhan Erdem'e teslim edilmiş bir 'yeniden yapılanma' söylemi altında, partiyi Erdem'in kağıt üzerinde kalmaya mahkum, kağıt üzerinde bile şık durmayan steril siyaset anlayışına mahkum etti. CHP'nin gelmiş geçmiş en pırıltısız genel başkan adayı durumunda Öymen. Şu ana kadarki başkanlığı döneminde hiçbir varlık gösteremeyen CHP, sadece Tarhan Erdem'in yaptığı anketlerde oyunu yükseltmiş göründü. Yani sözünü etmeye değer bir etkinlik göstermesi sıfır ihtimal.

Ve Baykal... Siyasi hayatının son dönemecini alıyor Baykal. Kazanamazsa, artık siyasi hayatta ebediyen yok. Kazanması halinde ise, pırıltısız ve 'millet'e ait her türlü aidiyetten kopmuş bir partinin ağır bagajı ile karşı karşıya. Siyasette bir 'hareketlilik' yaratma potansiyeli yüzünden öne çıkması kaçınılmaz, ama bunu destekleyecek pratikleri üretme konusunda göstereceği performans bıçak sırtında yürüyecek. Klasik CHP politikaları, bir dahaki seçimde CHP'yi İşçi Partisi'nin bile gerisine düşürebilir. Bu noktada Baykal'ın CHP'nin fiziki haritasını 'radikal bir gençleşme' ile donatması şart. Ayrıca, partinin karakteristik çizgilerini 'cumhuriyetçi kurucu' omurgayı 'yenileşmeci demokratik siyaset' donanımlarına kavuşturma yönünde dönüştürmesi gerekiyor.

Bundan sonrası için CHP'ye tek başarı yolu gözüküyor. 'Kurucu' parti olmanın verdiği hareket kabiliyetini, demokratikleşme konusundaki engellerin kaldırılması için kullanmak. Bu ise CHP'nin kendi varoluşuyla ilgili bir 'tarih hesaplaşmasının içinden siyaset üretmesini' zorunlu kılıyor. Yani siyasetin yapısal sorunlarının üzerine çıkma kabiliyetini göstermesini gerektiriyor. CHP için artık ortası yok, ya bindelik dilimlerde oy alabilecek kadar küçülecek ya da iktidar olacak kadar büyüyecek. Bekleyip göreceğiz.


30 EYLÜL 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ömer Çelik

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...