YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Chat'e takıldım, yere çakıldım!

Bir yıldan biraz daha fazla bir zaman önce teslim bayrağını çekip bilgisayar denen fitne fücur âleti haneme kabul ettiğimde; kendimden hiç beklemediğim bir kısım heveslere kapılmış, sonra da bekleneceği üzere dersimi almıştım.

Bu heveslerden biri de, artık çoluk çocuğun bile büyük bir doğallık ve kolaylıkla dahil olabildiği chat odalarından birkaçına sanal burnumu sokmak şeklinde tezahür etmişti.

Sanal manal, sonuçta chat denen gavur icadı vak'a da bir tür sosyallik içerdiğinden, bendeniz bu gürültülü "room"larda da kendime bir varlık alanı bulamamış, kasıtlı bir alâkasızlık politikası ile bütün bu sanal muhitlerden kös klavye yüz geri edilmiştim.

Sonra bu moral bozukluğu ile aylarca chat denen hadiseyi aklımın en uç, en işsiz güçsüz, en hovarda nahiyelerinden bile geçirmedim.

Ama insanoğlu her felaketi ilk fırsatta unutuyor; geçen gece ne olduysa oldu, pat (böyle durumlarda phat diye de yazılabilir) diye aklımın orta yerine düşüverdi bu chat hadisesi!..

Esasen tam o anda ellerim günlük olağan armut toplama seanslarından birini sürdürmekte olduğundan, kalkıp bilgisayarın başına oturmakta ve internet âlemindeki herhangi bir "chat room"a davetsiz misafir olmakta bir beis görmedim.

Tabii işin bazı kuralları var; odaya girmeden önce kendinize bir sanal kimlik edinmeniz gerekiyor, hani herhangi bir kimlik bunalımı filan hasıl olmasın diye...

Denediğim ilk 50 isim o anda başkaları tarafından kullanılıyor olduğundan, orta şiddette bir kimlik bunalımı yaşandı yine de.

Bu sorunu, "Şemsipaşapasajındasesibüzüşesice49" gibi sadece benim aklıma gelebilecek kadar abuk bir isim seçerek aşabildim ancak.

Ama sanal âlemde de, en az gerçek âlemde olduğu kadar çok sorun var; birini çözdüğünüzde hemen bir yenisi karşınıza çıkıyor.

Bu chat denen hadisenin bana göre çözülmesi en zor problemi, onlarca kişinin konuşmakta olduğu ve muhabbeti koyulttuğu bir anda aralarına karışıp, hâzırûnun dikkatini çekebilmek noktasında ortaya çıkıyor.

Normal hayatta, insanların birarada bulunduğu bir mekanın kapısını açıp içeriye girdiğinizde, kapı gıcırdar ve oradaki herkes, muhabbeti ne kadar koyultmuş olursa olsun döner ve mutlaka size bakar.

Chat denen hadisede böyle bir vaziyet yok, "chat room"un kapısı zinhar gıcırdamıyor ve dönüp kimse size bakmıyor.

Bu nasıl felaket bir durum, anlatamam; iki saat ortaya bir büyük, aralara orta boy ve en sonunda da tek tek herkese ismen sıcacık "merhaba"lar örgütlüyorsunuz, ipleyen yok!

Olur şey değil yani, insan hazmedemiyor!

Allah sizi inandırsın; tam iki saat selamıma cevap verecek birini bekledim, acayip numaralar çektim, hatta takla atarken bile devlet ciddiyetiyle atan tiplerin basbayağı "soytarılık" diye nitelendireceği şeyler de yaptım, nafile!

Bir tek kişi cevap verdi sadece, o da işi bitmiş bilgisayarını uygun fiyata okutmaya çalıştı bana.

Sonunda dayanamayıp onurumla terkettim tabii orayı. Bir daha chat mhat yapacağımı da sanmıyorum!

Ben boyumun sanal ölçüsünü son kez aldım.

Acayip kısayım!


14 Nisan 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...