Çin'de köpek eti yiyorlar diye bizimkileri aldı bir telâş!

Ne telâşı, düpedüz panik!

Vay efendim, o hayvancağızlara yazık değil miymiş!

Nasıl yerlermiş köpekleri!

Hemen protestolar başladı. Pankartlar, afişler hazırlandı. Bağırış çağırış sokağa döküldüler...

"Hayvan hakları vs..."

Arkadaş, köpek dediğin bir hayvan neticede. Koyun gibi, dana gibi.

Öldürüp etini yiyen Çinliler'in meselesidir o. Kendi midelerine kalmış.

Sen yemiyorsun, onlar yiyebiliyor; tercih meselesi.

Adam iğrenmemiş, yemiş.

Sana ne?

Hem sonra bunlar Çinli yahu! Ne bulursa yerler.

Yılan, çıyan, börtü böcek, at, eşek, kedi, köpek, horoz, tavuk, kurbağa, kaplumbağa, domuz, maymun...

Kısacası uçanı kaçanı affetmezler.

Bir milyarı aşan nüfusu, sadece kuzu etiyle mi besleyeceklerdi?

Sen bunları köpek eti yiyorlar diye, binlerce kilometre öteden protesto edeceksin de onlar vaz mı geçecek sanıyorsun?

Dedik ya öldürüp yiyorlar, işkence etmiyorlar.

Hayvan hakları diyorsunuz. İnsan hakları daha önce gelmez mi?

Çinliler, Doğu Türkistan'da senelerden beri Türkler'e baskı yapıyor, haberiniz yok mu?

İsa Yusuf Alptekin adını duymadınız mı hiç? (Neyse burayı kısa geçelim, konu fazla uzamasın. Fakat duymadıysanız, bir zahmet sorup öğrenin.)

Kelimenin tam anlamıyla süründürüyor, kesintisiz işkence ediyorlar.

İşkencenin ölümden beter olduğunu bilir misiniz?

Ana karnını yarıp, bebekleri dışarı çıkardıklarını okumadınız mı?

Genç-yaşlı, kadın-erkek dinlemediklerini...

Görmediniz mi, görmezden mi geldiniz?

Allame olmaya gerek yok; biraz aklınız, biraz vicdanınız, biraz da bilginiz olsa, ve gerçekten samimi olsanız, Çin'deki köpekler için değil, köpekten beter muameleye maruz bırakılan masum insanlar için protesto gösterileri yapardınız.

Bir çocuğun günlüğü

Babamı işten çıkardılar. Annemle babam durmadan kavga ediyor.

Önceden öyle olmazdı.

Ev sahibi her gün gelip babamla tartışıyor.

Bana harçlık da veremiyorlar.

Eskiden 25 bin liraya bir sakız alırdım. Şimdi sakız 50 bin olmuş.

Annemler kavga etmesin diye kumbaramda biriktirdiğim bütün paraları babama verdim geçen gün.

İkisi de oturup ağladı.

Sevinmeleri gerekirken niye ağladılar bilmiyorum ama, bana sarıldıklarında ben de ağladım onlarla birlikte.

Sevgili günlük, bundan sonra sana hiç yazamayabilirim.

Çünkü içimde bitmeyen bir sıkıntı var. Ne yapsam geçmiyor.

Bu 2001 yılı bize hiç iyi gelmedi.

Galiba abim de okulu bırakacak. Bir oto elektrikçisinin yanında çırak olmayı düşünüyor.

Babam tekrar iş bulsun diye her akşam dua ediyorum.

Allah büyük, belki babam yine işe girer. Abimin okulu bırakmasına gerek kalmaz o zaman.

ASKER

- Asker gelecek, bu işi çözecek! Başka çare yok! Asker gelsin!
- Yahu ne zaman gitti ki? Asker her zaman görevi başında.

Adliyeköy'ün adaleti

Çanakkale'nin Biga ilçesine bağlı Adliyeköy'de mera içinden geçen çobana köy heyeti ceza kesti ve üç milyar liralık ceza mahkeme kararıyla tahsil edildi.

Çoban, muhtarın iki milyar liraya indirdiği cezayı 600 milyon nakit, kalan kısmı ise çek yazarak ödedi.

Ne krizinden bahsediyorsunuz?

Ölüyorlar... Ölüm orucu bu; şakası yok. Beyler buna bir çare bulmalısınız. Devletsiniz.

"Olmadı dost"

Ocak ayında "Olmadı dost" isimli yeni kaseti piyasaya çıkan Eşref Ziya Terzi, şair Tayyip Atmaca'yla mahkemelik oldu.

Kasetin isim ve klip parçası olan şarkının sözleri, şair Tayyip Atmaca'nın bir şiiri.

Şiirin izin alınmadan besteci Bestami Korkmaz tarafından bestelenmesi ve kasete konulması, şaire "Olmadı dost" dedirtmiş.

Liranın üzerine hangi resim yakışır?

TL'den Atatürk'ün kaldırılmasını teklif etsek, yine birkaç ardniyetli çıkıp bunun arkasında (daha doğrusu altında) "buzağı" aramaya kalkar.

Halbuki niyeti kötü olmayanlar, sebebini açıkça yazmasak bile, niçin böyle bir şeyi ortaya attığımızı gayet iyi bilir, anlar.

Niyeti bozuklardan çekinip sözümüzü söylemekten cayacak değiliz.

TL'den Atatürk'ün resmi yerine Ecevit konulsun.

MEHMET ŞEKER

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu