YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan


  Arşivden Arama

 

 

Eğer yaşamak buysa...

Bütün ışık delisi rüyalarımı yağmurların içinden uğurladım. Ve bir tek sözün gücüyle, sıkıntının duvarlarında hayatın kokusunu yeniden duyuyorum. Çünkü, kalplerde fısıldayan bir hıçkırığın son düğümü ölüm...

Gözlerdeki bekleyişin bulutlarında, hep yeni umutlar, özgürlük adaları aradım... Uzun yağmurlar gecesinde, çok uzak yolların henüz söylenmemiş şarkılarıyla yüreğimde...

Uykulu bir suç bahçesindeyim şimdi, sesime aşk harfleri süründüm, nice sözler verdim, okul önlerinde umutları çalınan kızlara gecenin kıyılarında.

Boşuna mutlu bir yağmur gibi karşılandım, çünkü günün solgun yüzü dökülünce gelecek hiç gelmedi, kırıldı bütün bakışları kızların... Rüyalarımızın üzerine çöken bu korku yüzünden, tüylerini yitirdi bütün kuşlar, durgun bakışlı kızlarsa sevdalarını...

Zamanın yanlış anlaşılan ırmaklar sözlüğünde, yeni adalara, yeni umutlara emanet hayatım. Bir başka çağın iniltilerini barındıran mercan kayalıklarında kaldı hep kulağım... Eğer, tek başına ölen çocukların, okuma hayalleri çalınan genç kızların çığlığını duyamazsam, uzak fırtınaların adımlarına yetişemem. Zihinlerimize dadanan "korku celladı"nı ifşa edemezsem, geçmişim yanar, gülümseyen bütün şiirlerimi başka türlü büker hüzün.

Eğer yaşamak buysa, geleceğin kıyılarından umut kesilmiş demektir.

Çünkü, kalabalıklar kendi geleceklerinden korkarak akıyorlar hayatımızın içine. Bir çığlık atmaya bile mecalleri kalmamış, sessizlikler ordusu içindeyiz. İnsanlar, umutlarını bu sessizliğin içinde satıyorlar. Aşklar bile çok uzaklara, sessizliğin derin sularına sürgün edilmiş...

Herkes suskunluğa abone, kimse çıkıp haykıramıyor: "Orada kimse yok mu, aşk yok mu, çığlık yok mu?"

Çaresi yok, artık çeşitli yerlerimde kanayan yaralarım olacak, bir atın uzağa düşen külleri yüzünden...

Rüyalarımın üzerinden yavaşça çekilip gidecek kuytu bir odada özgürlüğün elleri.

Ve rüyaları bükülmüş gecenin taşlarında, yaşlı bir rüzgar gibi sürüklenecek yeni dünyanın umutları. Tıpkı imkansız aşklar gibi...

Üstelik yağmur iki kere kırılınca, bütün açlar, sevdalılar yeniden giyinecekler düşlerini.


21 OCAK 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet Ocaktan

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...