YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

'Biz de katliama karıştık' diyen generaller...

Fransa'nın saygın gazetelerinden Le Monde'un, geçtiğimiz yılın Kasım ayında çıkan sayılarının birinde yer alan bir haberin başlığı bu...

1957 yılında Cezayir Savaşı diye anılan, Cezayirlilerin bağımsızlık için başlattığı ayaklanmayı bastırmak üzere, Olağanüstü Hal Bölgesi ilan edilen Cezayir'de, ordu komutanı olarak görevlendirilen General Jacques Massu ve onun yardımısı olan General Paul Aussaresses, Le Mond'a verdikleri demeçte, 1954-1962 yılları arasında Fransız istihbarat servislerinin 24 bin kişiye sistemli işkence yaptıklarını ve bunlardan 'kayıp' ilan edilen 3 bin 24 kişiyi de yargısız infaz yoluyla öldürdüklerini açıklamışlardı...

Yukardaki başlığın haberi buydu...

Son yıllara kadar, 'Cezayir Savaşı kahramanları' olarak adlandırılan ve biri 92 diğeri ise 82 yaşında olan emekli generaller, yaptıklarından pişman olduklarını söyleyerek, Fransa Devleti'nin bu insanlık suçunu itiraf etmesinin, resmen tanımasının, gelecekte işkence ve yargısız infaz yapılmaması için gerekli olduğunu belirtiyorlardı.

Generaller, savaşların 'iğrenç' olarak nitelendirdikleri, işkence ve yargısız infazlar yapılmadan da kazanılabileceğini geç de olsa anladıklarını da ifade ediyorlardı.

82 yaşındaki general Aussaresses, şahsen 24 kişiyi öldürerek infaz ettiğini itiraf ediyordu. 92 yaşındaki komutanı Massu ise, kendi elleriyle olmasa bile infazları onaylayarak işkence ve cinayetlerdeki sorumluluğunu kabulleniyordu.

Hazin ve ibret verici bir hikaye...

Kahramanlıkla katillik arasındaki çizgi ne kadar da ince bir şey değil mi?

Tabii bu haberi, parlamentosunda, '1915'de Doğu Anadolu'daki Ermeni katliamı'nı kınamak amacıyla bir karar almış olan Fransa'yı eleştirmek amacıyla buraya almış değilim.

1915 ve onu izleyen yıllarda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da nelerin olup bittiğini, yüzbinlerce insanın nasıl öldürüldüğünü tam olarak bilemiyoruz.

Bizim, aradan uzun yıllar geçtikten sonra itiraflarını açıklayan generallerimiz, devlet adamlarımız da yok.

Bu konuda tarih araştırmaları da yapılmış değil.

Araştırmak isteyenlere devletin arşivleri de açılmıyor.

Biz, 1915'de o topraklarda kanlı olayların gerçekleştiğini, insanların öldürüldüğünü, bazı ülkelerin parlamentolarında ele alınan ve bazılarında da kabul edilen, ' Ermeni soykırımını kınama' karar tasarılarından, kararlarından haberdar olunca hatırlıyoruz.

Ben kendi adıma, hem TRT'de hem de yazılı basında çalıştığım sırada o bölgelerde bu tür katliam hikayeleri çok dinledim.

Ermeni çetelerin zülmünden, katliamlarından kırılmış ailelerin yakınlarıyla da görüştüm, Ermenilere karşı katliamlara tanık olmuş köylülerin akrabalarıyla da...

1915 ve onu izleyen yıllarda o topraklarda çok kan döküldüğü, çok acıların çekildiği muhakkak.

Bu hikayeleri, o topraklarda hala yaşayan insanlar biliyor, o insanların akrabaları biliyor, o topraklardan göçetmek zorunda kalmış insanlar daha iyi biliyor.

Bir tek bilmez ve o tarihte olup bitenleri kabul etmez görünen Türkiye Devleti...

Üstelik de, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılma yıllarına rastlayan o dönemin sorumlularına ilişkin geçmişi üsltenmeksizin, o sorumluların neden olduğu kanlı geçmişi üstlenerek...

Devletin, 1915'de o bölgede olup biten kanlı olayları sessiz kalarak, 'sözde' diyerek zımmen kabullenmesini anlayabilmek mümkün değil.Böyle bir red ve inkar anlayışının, Türkiye'yi bir 'soykırım' yaftasına mahkum ettiği da ortada...

Öyleyse Türkiye, diğer sorunlarında olduğu gibi, Ermeni sorununda da niçin böyle bir inkar ve red politikası izliyor dersiniz?

Resmi söylem, Ermenilerin ve onlara destek çıkan Batı'nın, bu sayede Türkiye'yi bölmeye çalıştığını ifade ediyor.

Bu doğru olabilir mi? Türkiye böyle her rüzgarda bölünebilir mi?

Yoksa, Ermeni sorunu da diğer çözülmesi istenmeyen, reddedilen, varlığı kabul edilmeyen sorunlar stoğunun bir malzemesi olarak kalsın mı isteniyor?

Acaba bundan çıkarı olanlar mı var?


22.OCAK.2001


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...