YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan


  Arşivden Arama

 

 

Torbacı gazeteciler

Biri, içişleri bakanı Sadettin Tantan'a, bu konularda şaka yapılamayacağını söylesin...

Konuyu ilk açan Star'dan Saygı Öztürk. Belgelerden, el konulan Yurtbank'ın sahibi Ali Avni Balkaner'in bazı gazetecileri maaşa bağladığı anlaşılıyormuş. Böyle tiplere 'torbacı' dendiğini de bu vesileyle öğrendim. Saygı Öztürk, bu bilgiye ulaşınca, bakanı arayıp "Doğru mu?" diye sormuş. Bakan Tantan bilgiyi doğrulayınca, "Maaşa bağlanan gazeteciler ünlü mü?" sorusuna muhatap olmuş. Tantan'ın cevabı: "Hem de çok ünlü..."

Meslek kuruluşları bir haftadır ayakta; ancak 'torbacı gazeteciler' ile ilgili hiçbir bilgi alınamıyor. Balkaner'in ifadelerinde bu konuda ayrıntı yokmuş; ancak işyerinde ele geçen dekontlardan anlaşılıyormuş bazı gazetecileri maaşa bağladığı. Dahası, Tantan, "İsimleri merak etmedim, gazeteden okumayı tercih edeceğim" demiş. İsimleri bilmiyor, ama ünlerini biliyor bakan!

Yurtbank'ın sahibi Ali Avni Balkaner ilginç bir kişi. Köklü bir tüccar aileden geliyor, ama bilinen serveti 1992 sonrasında edinilme. O yıllarda, kendisine bir düzine 'akıl hocası' bulduğu anlaşılıyor. Bunların ilki Cavit Çağlar; Çağlar da onu "Kendisini Cavit Çağlar yapan" Musevi işadamlarıyla tanıştırıyor. Milliyet'ten Meliha Okur Balkaner'in iş arkadaşları olarak şu isimleri veriyor: Moris Sadıkoğlu. Vedat, İsak ve Zeki Moreno. 78 yaşındaki Rober Susar. Rober'in oğlu Ceri Susar bir dönem Mete Has'ın damadıymış. Balkaner'in icra yoluyla satılan villasını alan da Vedat Moreno... (Milliyet, 18 Kasım 2000)

Yurtbank'tan önce bankacılık alanına Kıbrıs'taki Tuncabank'ı alarak girmişti Ali Balkaner; sonra o bankayı da 'Kıbrıs-Yurtbank' yaptı... Türkiye'deki Yurtbank'a el konulunca, KKTC de Kıbrıs-Yurtbank'a el koyuverdi. Tuncabank'ın eski sahibi bir cinayete kurban giden Nesim Malki'ydi, biliyorsunuz. Balkaner'in villasını satın alan Vedat Moreno'nun da, Nesim Malki gibi, iplikçi olduğu biliniyor; Radikal'den Funda Özkan, "O da, Malki gibi çevresine borç para dağıtmayı severdi" diye yazdı (Radikal, 12 Kasım 2000). Moreno'nun çocuğunun yıllar önce kaçırılıp bulunmasında, Jill adlı çorap fabrikasında çıkan yangında burna fena kokular geldiğini de yine Funda Özkan'dan öğrendim.

Henüz ortada verdiği ifadeler dolaşmıyor, ancak Balkaner'in gözaltında anlattıklarının gündemi sarsacağını bir aydan fazla süredir duyuyorum. 43 klasörü dolduracak kadar belge var savcıların elinde. Verdiği ifade de tam 36 sayfa. Belgelerin sergilediği ilişkileri destekleyen ifadeler bunlar. İfade metninin M. Emin Karamehmet'in sahibi olduğu gazetenin eline geçtiğini duymuştum; Aydın Doğan'ın kendisine yaşattığı hüzünlü Sabah olayından sonra bile yayınlamaması üzerine, o duyumun, yanlış olduğunu düşünmeye başladım.

İfadelerde bir büyük medya patronuyla ilgili ayrıntılı bilgiler olduğu söyleniyor. Kendilerinden 'aile' diye söz ettiği bir grup işadamıyla birlikte hareket edermiş Ali Avni Bey. Anlattığına göre, çeşitli alanlarda yatırımları yönlendiren 18 aile varmış; her ailenin başında da bir başkan. 18 aileden borsayla ilgileneni Balkaner'in de üyesi bulunduğu aileymiş; ifadesinde "Borsayı bizim başkan manipüle eder" diyormuş (Saygı Öztürk, Star, 16 Ocak 2001). Başkan Tokyo Borsası'nda sekizyüz milyon dolar kaybetmiş, ama "Bana mısın?" dememiş...

İlk bakışta, Francis Ford Coppola'nın 'Baba' filmlerini hatırlatan bir yapılanma. Tek fark, bizdeki 'aile' sayısının epey fazla oluşu. İş dünyasını manipüle eden 18 ayrı grup olursa, başlarına dert açılması da kaçınılmaz olur işte. Aylardır hapiste tutulan aile fertlerinden birinin özellikle kendisini kötü duruma düşürecek biçimde ifade verildiğini öğrendiğinde, başkan, neler hissetmiştir acaba? Tabii, 'başkan', söylendiği gibi iş dünyasını sarsacak güçte bir 'medya patronu' ise, sadece hissetmekle kalmamış, izleri yok edecek yayınlar da yaptırmıştır. Kimbilir?

Madem, Sadettin Tantan yardımcı olmuyor, bu durumda yine kendi başımızayız demektir. O halde soralım: Balkaner'in maaşa bağladığı gazeteciler kimler olabilir?

Biri için elimizde "Maaş aldığı sırada bir büyük gazetede köşe yazarı" olduğuna dair bilgi var. Şimdi de devam ediyor olabilir o görevine; ya da konumunu kaybetmiş bulunabilir. Bir dostum, kulağına "Bu defa demokrat gazeteciler hedef" diye fısıldandığını söyledi; ancak o bilginin doğru olmadığı, isimlerin bugüne kadar 'devlet sırrı' gibi gizlenmesinden belli...

İçişleri bakanı Sadettin Tantan neler olup bittiğinin farkında elbette. Sürdürdüğü operasyonları, doğal olarak, yakından izliyor; kim, kiminle, nerede, ne yapmış türü bilgilere sahip. Meraklı olduğu için o bilgilere sahip olmak zorunda. Bu sebeple, Balkaner dosyasına da hâkim olduğunu düşünmek zorundayız. Maaşa bağlanan ünlü-ünsüz gazetecilerin kimliğini ondan iyi bilen herhalde yok. Ancak, o da, "İsimleri bilmiyorum, gazetede okuyunca öğreneceğim" demeyi yeğliyor.

İşin ciddiyetini hatırlatmanın yararına inandığım için, "Biri, Sadettin Tantan'a, bu konularda şaka yapılmayacağını söylesin" demiştim. Bu kadar karmaşık ilişkilerin içinde yer alan tipler, ister sıradan veya ünlü gazeteci olsunlar, ister gazete patronu, kim oldukları mutlaka ortaya çıkarılmalı.

Neredeyse bir aydır peşindeyim; şu 36 sayfalık ifade metnini gören yok mu?


22.OCAK.2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Taha KIVANÇ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...