T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M
Sizi şimdilik dondurduk!

ABD'de faaliyet gösteren "Alcor" adlı bir tıbbî araştırmalar vakfı, tedavisi imkansız hastalıklardan ölen varlıklı müşterilerini dondurup saklıyor. Amaç, gelecekte bu hastalıkların devâsı bulunduğunda onları yeniden canlandırmak!

Gözlerinizi güçlükle, yavaş yavaş açıyorsunuz. Görüntü tam net değil. İlk hissettiğiniz şey, içinize işlemiş olan keskin bir soğuk. Bir an önce sıkı sıkıya örtünmek geçiyor içinizden. Başınız feci şekilde zonkluyor, boğazınız kupkuru. Karşınızda ise size gülümseyerek bakan mavi önlüklü birkaç kişi var. Bunlardan biri dostça bir ifadeyle sesleniyor: "22'nci yüzyıla hoşgeldiniz. Şu an 2172'deyiz. 2002 yılında kronik kalp yetmezliğinden ölmüştünüz ve sizi ölümünüzden 170 yıl sonra yeniden uyandırdık. Çünkü ölümünüze neden olan hastalığın tedavisi artık kesin olarak bulundu." Nasıl, oldukça ilginç bir sohbet değil mi? Ancak, sakın ola bunun yalnızca fantastik bir senaryodan alıntı olduğunu düşünmeyin. Popüler bilim-kurgu filmlerini çağrıştıran bu sahneyi yakın gelecekte bir gün gerçeğe dönüştürebilmek için Arizona-Scottsdale'de dev bir tesis kuruldu, seçkin bilim adamlarından oluşan kalabalık bir ekip de bu hayal için seferber oldu.

Alcor-Hayatı Uzatma Vakfı'nın (Alcor Life Extension Foundation) 1967 yılından bu yana 500 dolayında insanı dondurup tanklara depoladığı biliniyor. Yaygın bir söylentiye göre, bunlar arasında ünlü çizgi film yapımcısı Walt Disney de yer almakta. Alcor, dondurma ve saklama işlemi için müşterilerinden toplam 140 bin dolar ücret talep ediyor. Ancak vakıf dar gelirliler için bir başka "ekonomik" seçenek daha geliştirmiş. Bu -akıllara zarar- seçenekte komple beden değil, ölmüş müşterinin yalnızca "başı" saklanıyor! Alcor yetkililerine göre asıl önemli olan beynin korunması. Alcor sözcüsü Brian Scott "Nasıl olsa, gelecekte gen mühendisliği sayesinde müşterilerimizin beyinlerini aktarabileceğimiz yepyeni bedenlerin üretimi mümkün olacak" diyor. Bir kişinin Alcor'un ceset koruma programına alınabilmesi için sağlıklıyken şirket yetkilileriyle bir anlaşma yapmış olması gerekiyor. Anlaşmalı müşterinin ölümünü haber alan Alcor teknisyenleri derhal harekete geçiyorlar. Beyin, klinik ölümden sonra oksijenle bir süre daha beslenirken, bu sırada bedene de çürümeye karşı koruyucu ilaçlar veriliyor.

Arizona çölünün ortasındaki Alcor merkezine getirilen cenaze, burada önce silikon banyosuna, ardından da yaklaşık 36 saat boyunca dondurulmuş karbondioksite maruz bırakılıyor. En sonunda ise içleri sıvı nitrojen dolu, paslanmaz çelikten yapılmış tabut benzeri tankların içine konularak işlem tamamlanıyor.

'Tıpkı Jules Verne romanı gibi'

Alcor ve benzeri şirketlerin insan dondurma uygulamaları hakkında görüşlerine başvurduğumuz Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dahiliye Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüsrev Hatemi, bu çabaların kendisine ünlü Fransız yazar Jules Verne'in bilim-kurgu romanlarını hatırlattığını söyledi. "Nasıl ki Verne'in birçok eserinde, sözgelimi Denizler Altında 20 Bin Fersah ya da Ay'a Seyahat'te henüz ortada hiçbir şey yokken ilk önce yapılacak buluşun hayali kuruldu, gerçek denizaltılar ve uzay gemileri ise bu romanların yazılışından onlarca yıl sonra gerçekleşti. Bu da işte aynen öyle bir durum" diyen Hatemi, Alcor teknolojisinden ilk olarak birkaç yıl önce medyanın yayınlarıyla haberdar olduğunu ve o zamandan beri de bu alandaki gelişmeleri ilgiyle izlediğini belirtti.

Alcor'un çalışmalarında ömrü uzatma çabalarına katkıda bulunacak hiçbir somut yön görmediğini ifade eden Hatemi Hoca, buna karşın konuyla ilgili gayretleri de peşinen reddetme yoluna gitmeden dikkatle izlemek gerektiğini hatırlattı. Pekçok yeni buluşun böyle iddialı projelerin ardından giderken ortaya çıktığını hatırlatan Hatemi, bilim dünyasının bu şekilde ölümsüzlüğe ulaşamasa bile bazı önemli hastalıkların tedavi yöntemlerine ulaşabileceğini kaydetti.

'Hamburger köftesi ineğe döner mi ?'

Amerika'da Alkor'un tıp bilimine hizmet eden bir kurum olduğuna inanan bilim adamları da var, inanmayanlar da. Ancak, büyük bir çoğunluk vakfa kuşkuyla bakıyor.

"Bu şirket, sandviç ekmeğinin arasındaki hamburger köftesini yeniden canlı bir ineğe çevirmeyi vaadetmektedir" diyen Amerikalı hücre biyoloğu Dr. Arthur Rowe, Alcor'un en kararlı muhaliflerinden. Alcor'un ise bugüne dek kendi tezlerini kanıtlama yönünde kaydettiği bir kaç özel başarısı var. Bunlardan ilki, Mayıs 1992'de bir babun maymununun önce dondurulup bir saat sonra yeniden canlandırılması. Bir Alman çoban köpeğinde ise daha ileri gidildi, hayvanın kalp atışları ve beyin dalgaları durduruldu. Alcor uzmanları tam dört saat sonra hayvanı yeniden hasarsız bir biçimde "toplamayı" başardı. Dr. Rowe'a göre klinik ölüm gerçekleştikten sonra bu anlamda bir geriye dönüş bilimsel olarak da dinsel olarak da imkansız. "Çok kısa süreli ölüm vak'alarında vücut henüz kritik dönemece girmeden yapılan bazı canlandırma operasyonlarının başarısı, cesetlerin 50, 100, 150 yıl sonra hayata dönüşlerinin garantisi olamaz" diyor ünlü biyolog...

  • ALİ MURAT GÜVEN / HABER MERKEZİ



  • 3 Aralık 2002
    Salı
     
    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Ramazan| Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED