T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kim kimdir bilene aşk olsun!

Tv'de öyleden sonra programlarından birinde halka dekolte ile ilgili sorular soruluyor. Azı karar çoğu zarar diyenler, yakışan giysin yakışmayan giyip de göz zevkimizi bozmasın diyenler, yanımda annem ve ablam olmadığı zaman hoşuma gidiyor ama onların yanında utanıyorum diyenler. Evet her yaştan erkeğe sorulmuş cevapları kabaca bu başlıklar altında toplamak mümkün.

Aynı soru kadınlara soruluyor. Kadınlar genç, güzel bakımlı. En bakımlı ve en güzel olan dekolte giyime dair mesafesini çok net biçimde koyuyor. Görüş alınan kadınlar arasında yaşlı ve pür tesettür bir hanım da var. Genç kadınların her biri kendilerince dekolteyi yorumluyor. Hepsinin ortak noktası tv'de aşırı dekolteden rahatsız olduklarını beyan etmeleri.

Tesettürlü yaşlı teyze soruyu ilk önce "nedir evladım o göbek açmalar" diye karşılıyor. Belli ki göbeği açık gençlerle karşılaşınca hem onlar adına hem kendi adına çok sıkıntı çekiyor. Seyredilen VTR'den muhabirin yaşlı kadınla epey uzun konuştuğu fakat montajını kısa tuttuğu anlaşılıyor. Yaşlı kadının en son cümlesi "Meslek icabı dekolte giyinenlere bir şey söylemiyorum. Ee onlar da ekmek parasını o yoldan kazanacaklar" oluyor.

Tesettürlü yaşlı kadının bu hükmünde ihtimal tesettürlü şarkıcının ekmek parasını kazanmak için şarkı söylemesine dair cevaz veren İlahiyat hocalarının etkisi var.

Görüşler bitiyor sütüdyoda bir avukat hanım ve kim olduğunu bilemeyeceğim (hakikaten bilmiyorum) bir "sanatçı" oturuyor. Sanatçının kıyafeti öyleden sonra programı için rüküş kaçacak kadar dekolte. Kendi dekoltesinden dolayı suçluluk duyuyor olmalı ki, tesettürlü yaşlı kadının cümlesine can simidi gibi yapışıyor: "Meslek için dekolte giyilebilir dedi bakın!"

Avukat hanım da, VTR'deki hanımların dekolte giyime, mankenler ve tele-voleler üzerinden getirdikleri eleştirilere mankenler adına cevap verme yükümlülüğünde hissediyor kendini: "Onlar mesleklerini yapıyor. Mankenleri dekolte giyiyor diye eleştirme hakkımız yok."

Öylesine rastladığım bir görüntüyü niye bu kadar uzun uzun anlattım şaşırdınız tabi. Üstelik raitingi bile olmayan sıradan bir programı. Şunun için: Gündüz programlarının kadınların bilinç düzeyleri üzerindeki etkisi sanıldığından çok fazla. Tv aracılığıyla ve özellikle de gündüz programlarıyla evdeki kadın ile sütüdyodaki kadınlar arasında emir-komuta zincirine dayalı bir ilişki dili tutturuluyor. Her gün aynı saatte, hep aynı konuları, değişik konular ve değişik kıyafetler eşliğinde dile getiren sunucular evdeki kadının kendisini yalnız, mutsuz, terk edilmiş hissetmesini sağladıktan sonra kendi dünyalarının değer yargılarını boca ediyorlar. Bu değer yargıları konfeksiyon elbiseler gibi herkesin üstünde.

Aynı tv programlarını seyreden insanlar kargalar kadar birbirine benziyor. Sadece çoluk-çocuğun değil, değer yargılarının oturmuş olmasını beklediğimiz orta yaş üstü ve yaşlıların bile bakış açılarını sevdiği programdaki kadın/erkeğin bakışı belirliyor.

Dünya yerinden oynuyor biz görmediğin oğlu olmuş hesabı bütün tartışma programlarını "mayası tutmuş" diziler üzerinden kotarmaya çalışıyoruz.

Tepe taklak bir ülkede yaşıyoruz. Transparan kıyafetlere imza atmış "terzi" dekolteden hiç hoşlanmadığını söylüyor. Tesettürlü yaşlı kadın meslek icabı dekolteyi savunan görüşler veriyor. Kim kimdir? Kimlikler hangi kapıya kadar geçerlidir? Bilene aşk olsun!!!


31 Ocak 2003
Cuma
 
FATMA K. BARBAROSOĞLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED