T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Param benim kalmalı

Bağımsız kurumlar, kime karşı bağımsız? Pamukbank'ı ve Yapı Kredi Bankası hisselerinin bir bölümünü (YKB) portföyünde bulunduran Çukurova Grubu'nun çok tatlı bir anlaşmayla kurtarıldığı anlaşılıyor. Grubun 'içi boşaldığı' için el konulan bankası Pamukbank'a 2.7 milyar dolar borcu vardı; YKB'ye 2.3 milyar ve kamu bankalarına 200 milyon dolarlık borcunu da eklediğimizde, 'anlaşma', bugüne kadar gerçekleştirilen 'en büyük kurtarma operasyonu' olarak karşımıza çıkıyor...

'Anlaşma'ya kamu adına taraf olan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Çukurova Grubu'nun borçlarını dokuz ve onbeş yıla yayılan bir ödeme planına bağladı; gösterilen bu kolaylık gerçekten şaşırtıcı. BDDK şaşkınlıktan şaşkınlığa düşmemizi sağlamak için bir şey daha yaptı: Grubun borçlarını 'derhal' ödemeye yarayacak en önemli varlığına dokunmak bir yana, yalanlanmayan haberlere göre, Pamukbank ve YKB'de bulunan Turkcell hisselerini bugünkü piyasa değerinden geri alabilmesi için, ihtiyacı olan 600 milyon dolarlık kredinin gruba verilmesini de kararlaştırdı BDDK...

Bu anlaşmanın bankasına el konulan hiçbir patrona nasip olmayan bir 'iyilik' olduğu kuşkusuz. Aynı suçlamalara muhatap patronlar bir süre cezaevlerinde ağırlandıkları gibi malları için haciz muamelesi de başlatılmıştı. BDDK'nın bu kararıyla, bankacılık düzenini sarsacak, piyasa sistemine güveni yok edecek yeni bir dönem başlatılmış oldu...

Bu karara itiraz, televizyon kanalı ve gazeteleri bulunan grubun medya alanındaki rakibi olan başka bir grubun gazetelerinden geldiği için, konu bir tür 'medya savaşı' olarak algılanıyor; muhtemelen öyle bir boyutu da var konunun. Ancak, o boyut, BDDK'nın Çukurova Grubu'na 'özel muamele' yaptığı gerçeğini perdelememeli.

'Bağımsız' kurumlar, ekonomiyle ilgili kararları siyasilerin etki alanı dışına çıkarmak amacıyla oluşturulmuştu; BDDK onlardan biri. Bankacılığı siyasetin güdümünden kurtarmak iyi bir fikir aslında; geride bırakılan banka harabelerine bakıldığında, neredeyse hepsinde, siyasilerin ölüm öpücüklerinin izlerine rastlanabiliyor. Siyasi kaygısı olmayan, özel yetkilerle donatılmış üyeler, otomatiğe bağlanmış katı kurallarla yaklaşacaktı bankacılık sektörüne... Devletin çıkarının, bu yolla, daha iyi kollanması öngörülüyordu.

Son kararı, BDDK'nın 'bağımsız' konumuna gölge düşürüyor. Pamukbank'a el konulduğunda, bu bankanın 'el konulmayı gerektiren' sıkıntılarla epey bir süredir başetmeye çabaladığı ortaya çıkmıştı. BDDK'nın neden 'yangın söndürmeye' zamanında koşmadığı ortada kalan bir soruydu. Şimdi ise, nedeni tam anlaşılamayan epey 'ayrıcalıklı' bir muamele yapabildi BDDK...

Kurum bağımsız, ama onun aldığı kararın bedelini yine siyasiler ödeyecek; onlar da bize ödetecek... Çukurova Grubu'na verilmesi öngörülen kredi sistemden alınacak; uzun yıllara yayılan ödeme planı da Hazine'nin kayıp hânesine yazılacak. Siyaset (burada Ak Parti iktidarı), oluşmasında dahli bulunmayan bir kararın, kısa ve uzun vâdeli sıkıntılarını üstlenmek zorunda.

BDDK'nın 'bağımsız' statüsü, aldığı kararın siyaseti ilgilendirmesi sebebiyle, hükümeti 'dışarıda' bırakmıyor. Yerli ve yabancı yatırımcılar, Türk ekonomisiyle ilgilenenler, bu arada vatandaşlar, ortaya çıkan tablodan hükümeti sorumlu tutacaklardır. Bu sebeple, karar, elbette hükümeti de yakından ilgilendiriyor.

Hükümet, BDDK'nın Çukurova Grubu ile ilgili kararı hakkında ne düşünüyor acaba? Karar doğru bir kararsa, aynı kolaylıklar daha önce bankalarına el konulanlara neden gösterilmedi? Yanlış bir kararsa, BDDK 'bağımsız' diye, hükümet, onun kararının ceremesini hepimize mi ödetecek?

En baştaki soruya şimdi dönebiliriz: BDDK bağımsız da, kime karşı bağımsız?


31 Ocak 2003
Cuma
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED