T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kıbrıs'ın tapusu kimde?

Kıbrıs meselesinin çözümünde bütün mesele bu sorunun cevabında saklıdır. Yoksa ulu orta statükoyu savunup, hiç bir gelişme gösteremeyen kadroların yeni bir siyasal misyonun üstüne giderek bir kurtuluş yolu bulması mümkün değildir.

Bunun için de, öyle yüz yıllık Tanzimat kafası ile, birden bire Batılı Levantenlerin kuyruğundan gidip Kıbrıs meselesi çözümlenemez

Ak-Parti Hükümeti ilk önce Kıbrıs'la ilgili devlet arşivlerini araştırmalı, ondan sonra dört asırlık bir maziyi sorgulayıp bu güne, Kıbrıs Harekatı'na gelmelidir.

Bundan 400 yıl öncesinde İstanbul'dan kalkan bir gemiye binen Macuncuzade Mustafa Efendi Kıbrıs'ın Baf kazasına "Kaadı" olarak tayin edilip beratı ile giderken Malta Korsanları'na esir düşer. 283 kişi ile esir kaldığı Malta'daki günlerinin hatıralarını yazar. Padişah'a ve Sultan Hanım'a kurtulmaları için mektuplar yazar.

Doğal olarak Malta Korsanları, Osmanlı esirlerini besler, korur ve karşılığında 500'er altın fidye ile "korsan ticareti"ni Akdeniz'de sürdürürler.

Burada asıl önemli olan Baf'a devletin görevlisi olarak gidilmesi ki, orada pek çok müslümanın bulunduğunu gösterir bir hatırat ve belge özelliği var. Bir hayat tarzının misali...

Son asra gelindiğinde Ada'nın başmüftüsü Lefkoşeli Muhammed Ziiyauddin Efendi çıkar.

Müftü Ziyaeddin Efendi'nin riyasetinde l9l0'da bir okul mükafat (ödül) ziyafeti (töreni) düzenlenir. Başta müftü olmak üzere ilçenin ileri gelen mülkî ve askerî erkanı bir araya gelir. Hem de Türk bayrağı'nın gölgesinde...

Okulun ismi: "Dârü'l-Feyz Mektebi"...
Yeri: Güney Kıbrıs'ta Limasol kenti...

Şimdi soruyoruz:

Güney Kıbrıs'ta Limasol şehrinde bundan 93 yıl öncesinde bir çok genç yetiştiren "Darü'l-Feyz Mektebi"nin binası, kayıtları ve okuyan gençlerle beraber orada hocalık/öğretmenlik yapan kişilerin sicilleri nerede?

Acaba o okulun binası, duvarları veya temeli arsa halinde mi, yoksa yıktırılıp kilise, veya taverna haline mi getirildi?

Biz son asırlarda Osmanlı topraklarındaki cami ve mescidlerin ahır ve birahane haline getirildiklerini çok gördük. Bunlara diğer coğrafyalarda olduğu gibi Kıbrıs'ta da sahip çıkan olmadı. Yıkılıp satılmasına göz yumuldu.

Hiç olmazsa bu kültür ve irfan yuvalarına sahip çıkılsaydı da "sizin Kıbrıs'ta ne hakkınız var?" sorusuna gereken cevap verilseydi.

Bu bakımdan açınız "Resimli Kitap" Mecmuasını (c.3/32,sh:659,l327/1911), bakınız Müftü Ziyaeddin Efendi'nin o muhteşem kimliğine ve ulemanın (Son Devir Osmanlı Uleması,3/379) ilmî kariyerine..

Ondan sonra da, değil Kıbrıs'ın % 28-29'unu, tamamı için pazarlık masasında, hem Yunanistan'ı hem de İngilizler'i iknadan çok, susturucu kozları öne sürmüş olur. Değil Karpaz, veya "Gazi" Magosa'yı; Limasol, Baf ve Larnaka'yı da pazarlık masasına oturtmuş olursunuz.

Zira hiç kimse bir milleti hafıza kaybına uğratmaya kendini haklı göremez. Bunun öncüleri siyasiler bile olsa!...

Değil mi ki Kıbrıs'ta ilk Sahabilerden şehit olanların mezarı var... Ve Hz.Peygamber (A.S. ve's S.) Efendimizin halasının kızı Ümmü Haram'ın mezarı nerede, diye soramaz mıyız? Müslümanlar, o mübarek insanların medfun olduğu toprakları geri isteseler nasıl olur?

Onun için Kıbrıs konusunda hiç kimse "kahramanlığa" soyunmaya kalkışmasın. Kim orada şehadet şerbetini içmişse, onun ahfadının hakkıdır özgürlük ve bahadırlık... Zira orada yatan şehitler ile sahabilerin mezar taşları ve kitabeleri gereken şahitlik belgesi ve tapu senedi olarak dimdik ayakta!...

ABD'nin yerle bir etmek istediği Bağdat ve Irak arazisi de öyle değil mi?


www.sadikalbayrak.com

31 Ocak 2003
Cuma
 
SADIK ALBAYRAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED