T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 28 ARALIK 2005 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Bekir HAZAR

Ben palyaço olurum!

Küçücük çocuklar... Yaşları en fazla on... Aralarında dört yaşında olanlar da var.. Kimsesizler yurduna bırakılmışlar. Birileri onlara sahip çıksın diye... Ve dansöz oynatmışlar onlara... Sahip çıkan kafalara bakın!

Televizyonlarda dönüyor bu Adana'dan gelen görüntüler... Esra Ceyhan dün atv'de bu skandalı yatırdı masaya. İzlerken, bu nasıl mantık diye düşündüm, daldım gittim. İçten içe öfke duydum...

Dansöz kızımız da demeç vermiş gazetelere dün... Kendini savunuyor.. "Ne yani palyaçoluk mu yapacaktım, ben dansözüm, tabii ki dans ederim" diyor...

Bu da bir başka savunma mekanizmasının ürettiği mantıksız mantık... E kızım, Allah sana da akıl-fikir vermiş "Küçücük çocuklara oynamam" diyemez miydin?...

Benzin dolu tanker yangına gidip de ateşin üzerine benzin sıksa, sonra "E napiim ben benzinciyim" mi demesi lazım acaba ?..

Memlekete bak ne hale geldi... Kimsesizlere dansöz oynatarak sahip çıkıyoruz. Dans eden kızımız da "Ne yani palyaçoluk mu yapacaktım" diyor...

Ben gidip o çocuklara palyaçoluk yaparım.. Yeter ki, birileri uzak tutsun bu sahipsiz çocuklardan dansözleri...

Yeter yahu!

* * *

Sabah gazetesi ilginç bir uygulama başlattı bu yıl. Yılbaşında gazete yöneticileri ve yazarlarına gelen tonlarca hediyeyi kimsesizlere dağıtma kararı aldı.

Muhteşem bir karar... Darısı tüm gazete ve televizyonların başına...

Yıllarca gazete ve televizyonlarda çalıştım. Hiç tanımadığım insanlardan ve şirketlerden hediye paketleri geldi koli koli... Dağıttım hepsini... Açıp bakmadım bile...

Ve o paketler geldiğinde hep düşündüm.. Hiç tanımadığım, hayatımda görmediğim insanlar, adını bile duymadığım şirketler... Bana...

Gazetecilere, televizyonculara... Niye hediye gönderir diye..

Ne yani bizler aptal insanlar mıyız?.. Paketi açıp "Aaaa adamcağız, falanca şirket, hiç tanımıyorum ama madem hediye gönderdi, bir haberini yapalım" falan mı diyeceğiz?...

"Vaaay be şu biblonun güzelliğine bak" diye nara atıp "Bunu göndereni derhal araştırın bulun, canlı yayına alıp kıyak yapalım" filan mı diyeceğiz?

Bu kadar geri zekalı mıyız?...

Bu insanlar ve şirketler... Hakikaten, gazetecileri ve televizyoncuları muhtaç mı zannediyor...

İstanbul'un yarısı... Gecekonduda oturururken... Sahi.. Neden medyayı hediyeye boğuyorlar?.. Paketlerin içine bir de mektup yazıp, izah etsinler de görelim?...

Gecekonduya niye uğramadıklarını eklemeyi de unutmasınlar!

Lütfen...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi