T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 4 MART 2006 CUMARTESİ | ||
|
İzzet'in partneri Muazzez Ersoy, ekranlardan beni reklam yapmakla suçladı. İzzet Yıldızhan, Star'da Perşembe akşamı "2'si birarada" programında "Bizim Muazzez ile aşk meşk muhabbetlerimizi niye büyüttüler, bu bir şakaydı" dedi... Şükürler olsun onlar doğru yoldalarmış... Haftalarca yaptıkları reklam değil, şakaymış... "Seviyor-sevmiyor" muhabbetlerinin onlara neler kaybettirebileceğini yazdığımda ne "kişiliksizliğim" kaldı, ne de "kötü ruhlu" halim... Ancak son 2'si bir arada programının reytinglerine baktım. İnanılmaz bir düşüş var Muazzez-İzzet ikilisinde... Prime-time'de 9'lu düşük izlenme oranlarına inmişler. Yani haklı çıktım. İzleyiciyi kaçırmaya başlamışlar. Bunu anlatmaya çalıştım henüz kimse kaçmadan onlardan, Muazzez'i ayrı bir yere koyarak... Ancak kişiliksiz bir adam ilan edildim, bizzat kendisi tarafından... Acı da olsa gerçeği, yapıcı eleştiriyi görmek, yerine bana veryansın etti. Bir takım sıfatlar takarak... Ve Türk halkına da "Biz şaka yaptıık" dediler... Siz şaka, ben gerçeğim... Ve bana ithaf edilen ağır sıfatlar da gerçek. Benim cevabımı yayınlamadan yapılan salvo atışları... Dün Can Tanrıyar'ı ağır bir dille eleştirdim burada. Son anda sözlerimi, Muazzez'in telefonları ile yayından çıkardığı için... Uçankuş adlı internet sitesinde hatasını kabul etti. Benden özür diledi... Can sağolsun, ona yakışanı yaptı... Umarım bana özür borcu olduğuna inandığım başkalarına da örnek olur bu... Hatayı görmek, özür dilemek bir erdemdir. Kişiliksiz ve kötü ruhlu yapmaz kimseyi...
Ve bir yazılı açıklama yaptı medyaya Muazzez Ersoy dün... Şöyle diyor; "Sn. Bekir Hazar köşe yazılarında beni gerek eleştirme adına, gerekse kendi tabiriyle dostluk adına uyarmalarda bulunmuş. Ancak bu eleştirilerin veya dostane uyarıların dozunun aştığı düşüncesindeyim. Sn. Bekir Hazar'ın bir yazısı ve düşüncesi ile hanımefendiliğimi bırakacağımı düşünmüyorum. Ben hiç değişmedim, hiçbir günde kimseye eğilmedim. Düne dek tüm sanatçılardan şahsımı ayrı tuttuğunu dile getiren Sn. Bekir Hazar'a sormak istiyorum. Dost uyarısı olarak bulunduğu konuları, neden beni en baştan arayıp sormadan, öğrenmeden kaleme almış. Dostum dediği kişiyi tanısaydı böyle bir olayın asla olmayacağını bilir ve inanırdı. Sn. Bekir Hazar!... Dostluklar sadece kelime ile değil, güven ile oluşur..." Ekranlardan benim için "Onun adını bile telaffuz etmek istemiyorum, kişiliksiz" diyen Sn. Muazzez Ersoy'un, bana Sn. Bekir Hazar diye hitap ettiği açıklaması da böyle!..
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |