Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Son Dakika
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

İKV Başkanı Ökütçü, Türkiye'nin sadece müktesebat uyumuna değil, siyasi ve ekonomik kriterlere uyum ve uygulamaya da odaklanmasının şart olduğunu vurguladı

İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Davut Ökütçü, AB'ye üyelik hedefinin hayal olmaktan çıkarak artık somut bir hedef haline geldiğini söyledi. İKV'nin 44. Olağan Genel Kurul toplantısının açılışında konuşan Ökütçü, AB üyeliğinin artık somut ve ulaşılabilir hedef haline geldiğini, bu süreçte Türkiye'nin AB üyelik yükümlülüklerine azami özen göstermesi ve sadece müktesebat uyumuna değil, siyasi ve ekonomik kriterlere uyum ve uygulama konularına da önemli odaklanmasının şart olduğunu vurguladı.

'İŞİMİZ HİÇ KOLAY DEĞİL'

Ökütçü, müzakere sürecinin uzun olacağını ve bu süreçte Türkiye'nin işinin hiç de kolay olmadığını ifade ederek, "Ancak kolaylaştırmak için yapılabilecekler vardır. Üyelik yükümlülüklerimizi somut adımlarla yerine getirmek, şeffaflık ve katılımcılık ilkelerini hayata geçirmek..." dedi. Hükümet tarafından başlatılan geniş kapsamlı ve çok boyutlu iletişim stratejisinin vakit kaybedilmeksizin uygulamaya konulmasını temenni ettiklerini kaydeden Ökütçü, katılım müzakerelerinin başlamasıyla ilgili olarak da, "Müzakere çerçeve belgesi bizlerin arzu ettiği ideal bir metin değildir. Bu bir uzlaşı metnidir" diye konuştu.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı da konuşmasında, bu topraklarda Islahat Fermanı'ndan bu yana kökleşmiş bir önyargı bulunduğunu, bunun "Avrupa bizi istemiyor", daha modern versiyonunun ise "AB Türkiye'yi asla üye yapmayacak, sadece oyalıyor" olduğunu, Türkiye'de iktidara gelen her partinin zaman içinde bu önyargıya yenik düştüğünü ve AB konusunda frene bastığını bildirdi. Oğuz Satıcı konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İktidara gelenler (AB nasıl olsa bizi üye almayacak) önyargısına yenik düşerek, (AB bu işi bozmadan önce ben bozayım ki teslimiyetçi siyasetten milliyetçi siyasete terfi edebileyim) hesabı yapıyorlar. Umuyoruz ki AK Parti hükümeti bu tuzağa düşmez. Kandırılmak söylemi bu tuzağın en tehlikeli işaretidir."

Geri dön

Yazdır

Yukarı