T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 14 MART 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mehmet OCAKTAN

'Gerilim sendromu'ndan çıkıp biraz da küçük sanayiciyi dinlesek...

Bu ülkenin, 'kritik günleri', 'hassas dengeleri', 'nazik dönemleri' ve 'tehlikeli virajları' hiç bitmez. Mesela, bir seçim döneminden yeni bir seçime kadar sayısız 'tehlikeli virajlar'dan geçeriz, 'nazik dönemler' yaşarız, 'hassas dengeler' üzerinde 'postmodern korkular' yaşarız. Gördüğünüz gibi, heyecan katsayısı ne kadar yüksek ve de ne kadar 'zor' bir ülke burası...

Oysa bir ülkenin, bir toplumun hayatı sadece 'gerilimler' üzerine inşa edilemez ve de edilmemeli. Çünkü, sanki bir kadermiş gibi yaşamaya mahkum edildiğimiz 'gerilim' ortamları, sonuç itibariyle geniş halk kesimlerinin karnını doyuran şeyler değildir. Elbette bigane kalamayız ama, doğrusu bu kadarı da fazla... Sürekli 'gerilim' ortamında yaşamak, hem siyaseti, hem de toplumu yoruyor. Sonuçta da, ülkenin temel sorunlarının çözümü konusunda kimsede mecal kalmıyor. Son günlerde, Van Başsavcılığı'nın "Şemdinli iddianamesi" bağlamında yaşadıklarımız da, işte bu 'rutin' kritik dönemlerden biriydi. 2007'deki Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar daha ne çok 'kritik günler' yaşayacağız Allah bilir...

Bu yaşadıklarımızın, ülkenin hiçbir derdine deva olmadığını Türkiye'nin üretici kesimleriyle bir araya gelince daha çok anlıyorsunuz. Memlekette çözüm bekleyen o kadar sorun var ki... Geçtiğimiz Perşembe günü TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ile Isparta Oda Borsa temsilcilerinin ortak toplantısına katıldım. Ticaret Sanayi Odası'nın ve Borsa'nın üyeleri toplantıda dertlerini ve acil çözüm bekleyen sorunlarını anlattılar. Aslında hepsinin derdi ortak, üretimin önünü kesen enerji ve vergi maliyetlerinin düşürülmesi... Mesela, tekstilde KDV'nin yüzde 18'den yüzde 8'e düşürülmesi tekstilcileri memnun etmiş, yüzleri biraz olsun gülüyor. Ancak, genelde sanayici ve tüccarın rahatlayabilmesi için daha yapısal çözüm adımlarının atılması gerekiyor.

Başkan Hisarcıklıoğlu, toplantıdaki 2.5 saatlik konuşması boyunca Türkiye'nin ekonomik vizyonu ve üreten kesimlerin sorunları konusunda önemli tespitlerde bulundu. Başkan diyor ki: "Son dönemde Türk ekonomisindeki gelişmeler, Türkiye'ye hem bölgesinde, hem de dünyada büyük bir saygınlık kazandırdı. 35 yıl sonra ilk kez, tek haneli enflasyonla tanıştık ve bütçe ilk kez fazla verdi. Bunlar olumlu gelişmeler, ama hepiniz diyorsunuz ki, 'Neden büyümeyi hissetmiyoruz', evet esas sorun bu."

Bütün OECD ülkelerinde vergi yükünün azaldığına, Türkiye'de ise arttığına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, sistemden kaynaklanan çok önemli bir hastalığa işaret ediyor: "Vergi yükü arttıkça, kaçak ve kayıt dışı da artıyor. Sistem, halkın hemen tamamını 'defolu' hale getiriyor. Yani vergiler adil ve ödenebilir olmadığı için, hepimiz yanımızdakine bakarak defolu hale geliyoruz."

Üretici kesimlerin üzerindeki maliyetlerin düşürülmesi gerektiğini belirten TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, bu konuda bazı dikkat çekici rakamlar veriyor. Mesela Türkiye, dünyada enerji maliyetlerinin en pahalı olduğu ikinci ülke. Japonya: 13.7, Türkiye: 9.8, İtalya: 9.4, Hindistan: 8.0.

İstihdamın üzerindeki vergi yükünde de yine OECD şampiyonuyuz. Mesela, bir asgari ücretlinin maaşı: 384 YTL, ama işverene maliyeti 645 YTL. Yani, istihdamın işverene maliyeti yüzde 70. Oysa aynı rakam, AB ülkelerinde ortalama yüzde 25.

Bütün Türkiye'deki küçük sanayici ve orta ölçekli işletmelerin perakende tedbirlerle değil, 'yapısal' çözümlerle rahatlatılabileceğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, artık devlet eliyle kalkınmanın mümkün olmadığını söylüyor. Mesela Başkan diyor: "Doğalgaz dağıtımının özel sektör eliyle yapıldığı illerde, fiyatlar devlet eliyle dağıtıldığı illerden daha ucuz. Elektrikte de aynısı yapılmalı ve devlet aradan çekilmelidir. Bu yöntem, kaçağın önlenmesinde de daha etkili olacaktır."

Gördüğünüz gibi, memleketin 'gerilim sendromu'ndan çok daha önemli sorunları var. Yıllardır, bu toplum, gerilimlerden, 'hassas denge' söylemlerinden öylesine yoruldu ki, oturup, esnafın, küçük sanayicinin, üreticinin sorunlarını çözmek için bir türlü yeterli vakti bulamıyor.

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi