Aralarına karakedi girdi
Diyanet İşleri Başkanı Yılmaz'ın, Diyanet Vakfı'na yönelik saldırılara sessiz kalması, ANASOL-M'nin vakfa karşı tutumuna ve hac organizasyonu tartışmasına bağlandı.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmut Nuri Yılmaz ile Türkiye Diyanet Vakfı arasındaki soğukluğun, Diyanet Vakfı'nın maruz kaldığı siyasi baskılardan ve hac organizasyonu yetkisinin Vakıf'tan alınarak Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da yer aldığı bir konsorsiyuma verilmesinden kaynaklandığı ileri sürüldü. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'ın, Diyanet Vakfı'nın karşı karşıya kaldığı medya baskısı karşısında sessiz kalması da bu iki sebebe dayandırılıyor.
Önce hükümet ve medya
Diyanet Vakfı yetkilileri, Yeni Şafak'a yaptıkları açıklamada vakfın özellikle 1999 ve 2000 yıllarında siyasi baskılara maruz kaldığını ve ciddi soruşturmalar geçirdiğini anlattılar.
Vakfı yıpratmak isteyen bazı basın ve yayın organlarının da Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'ı etkilemiş olabileceğini belirten vakıf yetkilileri hac organizasyonu yetkisinin Diyanet Vakfı'nın elinden alınmasının da iki kurum arasındaki soğukluğu arttırdığını savundular. Diyanet çevrelerinden alınan bilgiye göre, Diyanet hac organizasyonları Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yapılırken, 18 Mayıs tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan kararname ile hac organizasyonu yapma yetkisi vakıftan alınarak, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da yeraldığı bir komisyona verildi.
Yılmaz'ın tavrı değişti
Önceki düzenlemeyle hac organizasyonu Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ilgili birimince yapılıyor, Vakıf tarafından yürütülüyordu. Yeni düzenlemede ise yetki Diyanet İşleri Başkanlığı, Maliye ve Turizm Bakanlıkları temsilcilerinden oluşan bir komisyona devredildi. Diyanet İşleri Başkanı Yılmaz'ın, özellikle hac organizasyonu yetkisini Vakıf'tan aldığı 18 Mayıs'tan sonra Vakfa yönelik tutumunu değiştirdiği ileri sürüldü.
|