YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Sayfa kapatıp açmak

"Ülkenin güvendiğimiz bir yöneticisi çıkar, yaptığımızın şu anda ülkenin içinde bulunduğu durum itibarıyle yararlı olmadığına bizi ikna ederse, yayını durdurur ve gerekirse bu sayfayı da kapatırız. Sadece güven duyulan bir isim ve bir telefon. O kadar basit."

Web sitesinden yaptığı açıklamalarla dikkatleri üzerinde toplamayı sürdüren Mehmet Eymür'ün yukarıda alıntıladığım ifadesi, nedense bana, kişilerin fikirlerini dile getirmesine yol açan "nedenler" ile dile getirildikten sonra o fikirlerin yol açtıkları "sonuçlar" arasındaki bağıntının çok kere iğreti ve yapay olduğunu/olabileceğini hatırlattı.

Gelişmeleri kısaca hatırlamak gerekirse, devletin istihbarat teşkilatında önemli mevkilerde bulunmuş bir memur, siyasî iktidarla arasındaki -haklı ya da haksız- birtakım ihtilaflar sebebiyle yurtdışına çıkıyor veya yurt dışına çıkmışken geri dönmüyor/dönemiyor; bunun üzerine internette bir web sitesi açıp kendince bir mücadeleye koyuluyor. Basının da hemen her defasında önemli bulup yayımladığı bilgiler aktarıyor. Kimliği nedeniyle bu bilgiler kamuoyunda makes buluyor, değerlendirmelere ve tartışmalara konu oluyor; ciddiye alınabilecek miktarda ziyaretçisi olan bu web sitesinin ünü, hiç kuşku yok ki medyanın alıntılarıyla her geçen gün artıyor. Peki sonunda bu yayınların sahibi ne diyor: "Güven duyduğum bir isim beni arar ve yaptığım işin memleketin içinde bulunduğu durum itibariyle yararlı olmadığına (zararlı olduğuna?) beni ikna ederse, ben de yayını durdurur, hatta siteyi kapatırım."

"Mehmet Eymür" meselesinin en nihayet şahsî ihtilaflar sonucunda bu sûrete büründüğü tesbitine -sanırım kendisi de dahil- kimse itiraz etmez. Binaenaleyh mesele 'şahsî' olunca, yine 'şahsî' nedenlerle büyük iddialardan (!), bu iddialara muvazi koparılan onca vâveylâdan bir çırpıda vazgeçmek de pek o kadar zor olmaz. Güvenilen bir isim, iknâ edici bir görüşme... İşte hepsi bu kadar; hemen sayfa kapatılır ve yeni bir sayfa açılır.

Gerekçesi 'şahsî' olan meselelerde, sayfa kapatmak hem kolaydır, hem de anlaşılabilir birşeydir. Aynı yargıyı siyasî sahaya da teşmil etmek mümkün. Çünkü siyaset, son tahlilde yeni sayfalar açabilmek, dolayısıyla eski sayfaları kapatabilmek sanatıdır! Anlayacağınız Demirel haklıydı, "dün dündür, bugün bugündür" derken...

Eski sayfaları kapatıp yeni sayfalar açmanın kapatılıp açılan sayfaların niteliğine bağlı olduğunu unutmamak lâzım. Şahsî sayfanızı açıp kapatmanıza başkalarının diyeceği birşey olamaz... Öyle ya sayfa sizin (!), ister açarsınız, ister kaparsınız....

Siyasete gelince, siyasetin konusunu cüz'î/şahsî olgular, sebepler teşkil ettiği için hâl ve vaziyetin gidişine göre bir yol takip etmek, başarılı olduğunuz takdirde sizin 'becerikli, cesur ve kıvrak' olarak nitelenmenizi sağlayacaktır; başarız olduğunuz takdirdeyse 'beceriksiz, korkak ve dönek'...

Bu tür övgüler ve yergiler, kapatılan sayfaların değil, açılan sayfaların niteliğine bağlı olduğundan, açıkçası, her halukârda kapatılan sayfaların ne götürdüğü (dün) değil, açılan sayfaların ne getirdiği (bugün) ehemmiyet kesbettiğinden, tıpkı 'şahsî' meselelerde olduğu gibi 'siyasî' meselelerde de açma-kapama işlemlerini pek ciddiye almamız gerekmez.

Ancak bir kimse veya toplum kendi dünya tasavvuru sözkonusu olduğunda, esen mevsimlik rüzgârlardan etkilenerek gelişigüzel sayfalar açıp kapatır, sonra da kendi dünya tasavvurunun sayfalarını şahsî ve siyasî gerekçelerle yıpratır, okunamaz, takip edilemez, ciddiye alınamaz, saygı duyulamaz bir derekeye düşürürse, bu tutum, o kişi veya toplumun helâkine sebep olmakla kalmaz, sahip olduğu dünya tasavvuru'nun süreklilik oluşturabilme kabiliyetini de kökünden yok eder.

Bugün İslâmcılığın temel sorunu da bu! Bazı İslâmcılar, sözüm ona şahsî sayfalarını kapatıp açarlarken, temsil ettikleri kimliğin, dolayısıyla ürettikleri değil, ait oldukları dünya tasavvurunun itibarını zedeliyorlar; üstelik bunu olabilecek en düşük seviyede yapıyorlar. Bu arada saf saf, açılan yeni sayfaların kapatılan eski sayfaları unutturacağını sanıyorlar.

Belki bir süre için evet, fakat bir süre sonra aslâ!


8 AĞUSTOS 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Dücane Cündioğlu

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...