![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Oruç tutmayı bile yasakladılarTürkiye'nin ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'nin ihanet ederek yalnız bıraktığı Doğu Türkistan'da bugünlerde inanılmaz baskılar yaşanıyor. Çin yönetimi Doğu Türkistan'ın Müslüman Uygur halkına tutmayı bile yasakladı. 'Türkistan Bülteni' tarafından gönderilen 'Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi' kaynaklı haber şöyle: "Ramazanın ilk gününden bu yana Çin yönetimi Müslüman bölgelerindeki polis, asker ve svil polis sayısını artırarak Müslümanlar'ın her hareketini yakın takibe aldı. Oruç tutan Müslümanlar dövülüyor. Camilerde teravih namazı yasaklandı. Müslümanlar'ın iftar hazırlıklarını yapmak için yiyecek temin ettikleri pazarlar kapatıldı. Köy, kasaba ve kent camilerindeki vaizler camilerde çıkarıldı. Kimlerin oruç tuttuğunu, kimlerin camiye gittiğini tespit etmek için Çinliler'i de muhbir olarak kullanıyorlar. Bazı şirketler, hükümet kuruluşları ve okullar gündüz vakti kahve molaları vererek Müslüman işçileri yemeğe/içmeye zorluyorlar. Okullar Uygur öğrenciler için zorunlu yemek programları düzenliyor. Ramazan ayı oruç tutan Müslümanlar işçilerin aylıklarını bile kesti. Çin yönetimi bütün bu uygulamaları "halkın sağlığını korumak için" yaptıklarını söylüyor. Bu uygulamalar daha çok Doğu Türkistan'ın güney bölgelerinde yaşanıyor." Çin Büyükelçisi'nin saygısızlığı
Doğu Türkistan'da bunlar olurken Türkiye'nin derin ilişkiler kurduğu Çin'in Ankara Büyükelçisi Yao Kuangiyi Kayseri'de bir takım tahriklere girişiyor ve "Doğu Türkistan diye bir şey yok" diyebiliyor. Hem de Doğu Türkistan halkının oruç tutması yasaklanan Ramazan ayında hem de Kayseri gibi duyarlı bir bölgede. Erciyes Üniversitesi'nde açılan Çin Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü ziyaret eden Büyükelçi, ülkesinde "56 etnik yapının tamamı adalet içinde yaşadığı"nı bile iddia edebiliyor. Oysa Çin'in insan hakları ve adalet alanında dünyaya söyleyebileceği hiçbir sözün anlamı olmadığının bütün dünya yakından biliyor. Orta Asya'nın Rusya'dan kopmasından ve bölge enerji kaynaklarının dünya piyasasına çıkmasından sonra, sahip olduğu zenginliklerin yanında Çin'in Batı sınırında açılan yeni fırsatlar dünyası ile ilişkilerinde çok önemli bir konuma gelen Doğu Türkistan'da kadar idamlar ve faili meçhuller hiç durmadı. Her hafta birkaç kişinin idam edildiği, bir çoklarının hapsedildiği, tutuklandığı, gözaltına alındığı veya kaybolduğu D. Türkistan'da insani değerlere yönelik baskılar o noktaya geldi ki, oruç ve teravih namazı gibi ibadetler bile yasaklanır oldu. Pekin ne derse Ankara onu yapıyor
Daha önceler Türkiye'nin himayesinde olan, hiç değilse Türkiye'den seslerini dünyaya duyurma imkanına kavuşan Doğu Türkistan halkı, Ankara ile Pekin arasındaki yakın askeri ilişkilerin kurulmasından sonra bir anlamda Türkiye'den kovuldular. Bütün faaliyetleri yasaklandı. Ankara son olarak Çin'in talepleri doğrultusunda, Doğu Türkistan'ın özgürlüğü ve onuru için mücadele edenleri "resmen terörist" ilan etti. Pekin aynı anlaşmaları Türk Cumhuriyetleri ile de yaptı. Yapılan güvenlik anlaşmaları ile Doğu Türkistan halkına Orta Asya'nın kapılarını da kapattı. Öyle ki, başta Kazakistan olmak üzere, bölge ülkeleri Uygurları tutuklayıp Çin'e teslim etmeye başladılar. Pakistan bile Pekin'in bu tür taleplerini geri çeviremedi. Orta Asya ve Pakistan'dan Çin'e iade edilen bir çok ya idam edildi ya da uzun süreli hapis cezalarına mahkum oldu. Türkiye ile Çin arasındaki niteliği henüz bilinmeyen bir yığın anlaşmaların kurbanı oldu Doğu Türkistan. Türkiye'den Pekin'e gitmeyen hiçbir asker ve sivil üst düzey yetkili kalmadı gibi. İstihbarat ve askeri heyetler haftalar süren karşılıklı ziyaretler yaptılar. Özellikle askeri teknoloji alanında ilerleyen ilişkilerle Pekin, Orta Asya ve Ortadoğu'dan Doğu Türkistan'a uzanacak İslami bir dalganın önüne geçmeye çalışıyor. Bunun için hem Türkiye hem de Türk cumhuriyetleri ile yaptığı bütün anlaşmalar askeri teknolojiye karşı güvenlik anlaşmalarıdır. Bu süreç aynı zamanda Çin'in Orta Asya'da karşı konulmaz bir güce dönüşmesini de sağladı. Pekin Türkiye ve Türki Cumhuriyetlerle yaptığı askeri teknolojiye karşı güvenlik eksenli anlaşmalarıyla hem Orta Asya'ya hakim oldu hem de çıkar alanlarını Ortadoğu'ya kadar genişletti. Ve Pekin bundan sonra Orta Asya'daki İslami veya milliyetçi hareketlerin karşısındaki en büyük tehdit olarak her zaman öne çıkacaktır.
ikaragul@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|