![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
'Kürt sorunu' ne(re)den zuhur etti?İnsanın kendi anadiliyle konuşmasından, okumasından, yazmasından, eğitim görmesinden daha doğal bir şey olamaz. Bu, tartışma götürmez bir gerçek. Ancak Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki sorunu, salt Kürtçe TV ve eğitim veya "Kürt sorunu"na indirgemek, Türkiye'nin AB üyeliği sorununu da salt bu meseleye kilitlemek son derece yanlış, yanıltıcı ve tehlikelidir. Bence, bu sorun, nevzuhur, absürt ve zoraki olarak icat edilmiş bir sorun. Çünkü bugün bizim AB'ye üyelik meselesi dolayısıyla tartışt(ırıld)ığımız sorun, Türkiye'nin temel sorunlarını massetmekten, yani bastırmaktan, örtmekten, gizlemekten ve ertelemekten başka bir işe yaramıyor. Sahi, yapılmak istenen şeyin bu olmadığından ne kadar eminiz acaba? Burada altı çiilmesi gereken birkaç önemli nokta var: Herşeyden önce, Türkiye'de izlenen yanlış politikalar nedeniyle bölgede ve dolayısıyla ülke genelinde tabansız (saptırılmış) ve uzun vadede tehlikeli etnik kimlikler icat edildi. Tüm bunlar, etnik / ırkçı kimlikleri kışkırttı, kaşıdı ve pekiştirdi. Dahası, bununla da kalınmadı ve bölgede hakim olan İslami duyarlık veya hassasiyet, etnik ve de ırkçı bir duyarlığa / hassasiyete tahvil edildi. Meselenin bu yönü nedense atlanıyor: Oysa, bölgede halkın İslami duyarlıklarını / hassasiyetlerini aşındırmak yerine pekiştirecek bir politika izlenseydi, bugün bu tür bir sorunla karşılaşmayacaktık ve AB de bu kozu kullanarak bizi köşeye sıkıştırma fırsatını bulamayacaktı. Sadece bölgede değil, ülke genelinde İslami hassasiyetlerin bastırılması ve ülkemizi, içinden çıkılamayacak bir çıkmaza sürükleyecek tabansız, yanıltıcı, yanılsatıcı ve zoraki icat edilen etnik ve ırki hassasiyetlerin veya kimliklerin öne çıkarılması, bir yandan "İslam fundamentalizmi tehdidi veya tehlikesi" gibi küresel bir pojeyi bütün bir İslam coğrafyasında uygulamaya çalışan hegemonik güçlerin işlerini kolaylaştırmaktan, öte yandansa ülkemizin ve bölgemizin asli, toplumsal dinamiklerinin etkisiz hale getirilmesinden başka bir işe yarıyor mu? Bu konu üzerinde neden yeterince düşünmeyiz, anlamak güç doğrusu. İkincisi, Türkiye'de kangrene dönüşen esaslı bir insan hakları, özgürlükleri, demokrasinin işleyemez hale getirilmesi gibi bir sorun yaşanıyor. Böylesine asli bir sorun yaşanırken, bizim Kürtçe TV ve eğitim veya "Kürt sorunu"nu konuş(turul)uyor oluşumuzun ne anlam ifade ettiğini düşünüyor muyuz acaba? Tekrar etmekte yarar görüyorum: "Kürtçe TV ve eğitim" veya "Kürt sorunu" gibi sorunlar, nevzuhur ve zoraki olarak icat edilmiş sorunlardır. Burada önemli olan şey, soruna nereden ve nasıl baktığınız; sorunu, nasıl konumlandırdığınız ve tanımladığınız meselesidir. Türkiye'de sorun, bu sorunun ortaya çıkmasını hızlandıracak, daha da kışkırtacak ve içinden çıkılmaz hale getirecek bir yaklaşımla ele alınıyor ve tanımlanıyor. Türkiye, eğer bu yaklaşımın, dışardaki aktörlerin hareket ve manevra alanlarını artırmaktan başka bir işe yaramadığını ve yaramayacağını göremiyorsa, kendisini bekleyen absürt tehlikelere ve açmazlara şimdiden hazırlansın! Oysa Türkiye'de bu sorunu da zuhur ettiren ve kışkırtan çok ciddi bir yanlış/lık yapılıyor: Bu ülkenin tüm kesimlerini, etnik özelliklerini ve kimliklerini bir noktada buluşturacak tek dinamik olan Müslümanlık hayattan her bakımdan uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Belki de Türkiye'nin siyasi, kültürel, toplumsal ve hatta askeri açıdan müslümanlığa en fazla ihtiyaç hissettiği bir zaman diliminde müslümanlığın hayattan kovulmaya çalışılıyor olması sizce de fena halde anlamlı ve düşündürücü değil mi? Oysa Türkiye'de izlenen tüm siyasi, ekonomik ve kültürel politikalar, bu toplumu dün tarih yapan bir toplum yapan, yarın da hiç olmazsa ayakta kalmasını ve zamanla da yeniden tarih yapabilmesini mümkün kılacak olan bu asli dinamiği dinamitlemek; görünür ve kamusal hayattan silmek şeklinde geliştiriliyor. Bu asli dinamik dinamitlendiği sürece, geliştirilen tüm tavır ve politikalar, "Kürt sorunu"nu siyasallaştırmaktan ve orta veya uzun vadede ise Türkiye'nin içinden çıkamayacağı bir sorun haline dönüşmekten başka bir işe yaramayacaktır.
ykaplan@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|