YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Kültür

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama


Tiyatroda bürokrasinin yeri yok!

Herkes O'nu artık 'Kim 500 Milyar İster?' adlı yarışma programının karizmatik sunucusu olarak tanısa da İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Kenan Işık, tiyatro çalışmalarını da bütün hızıyla sürdürüyor. Geçen sezon sahneye koyduğu "Aşk Hastası" ile tiyatroseverleri içsel dünyalarında 'derin' bir yolculuğa çağıran Işık, bu sezon Bakırköy Belediye Tiyatrosu'nda Nazım Hikmet'in "İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu?" adlı oyununa imza atıyor. Işık'la sisteme yan bakan bu ilginç oyun üzerine konuştuk...

Neden özellikle Nazım Hikmet'in bu oyununu tercih ettiniz?

Bu oyunu Nazım Hikmet, Sovyetler Birliği'nde 1955'te yazmış. Sovyetler Birliği'ni eleştiren, oradaki bürokrasiyi eleştiren bir oyun. Bu yüzden de bu eleştiri çok ağırlarına gitmiş olmalı ki Sovyetler Birliği'nde oyun ertesi gün yasaklanmış ve bir daha da oynamamış. Daha sonra Doğu Almanya'da zannediyorum bir kere oynanmış. Nazım Hikmet'in çok gündeme getirilen bir oyunu değil bu. Fakat bence çok müthiş bir oyun. Ta 1955'te "Bu sistem böyle devam ederse bu ülke batar 1999'da" diye söylüyor oyunun içinde. Dokuz yıllık bir yanılgı. 1991'de Sovyetler dağıldı ve çöktü. Nazım Hikmet bunu 1955'te öngörmüştü. Zaten sanatçının büyüklüğü de burada. Bu yüzden de benim çok sevdiğim bir oyundu. Sadece Sovyetler Birliği için değil dünyada bürokrasinin hakim olduğu, sivilleşmeye izin verilmeyen, devletin, bürokrasinin egemen olduğu toplumlardaki her türlü olayı eleştiriyor. Oyun sadece Sovyetler Birliği'ne has değil.

Bu anlamda ülkemizde varolan sıkıntılarla da çok örtüşüyor konusu...

Bana sorarsanız bu oyunun gündemi dünyanın pekçok ülkesinde olduğu gibi bürokrasinin çok hakim olduğu ülkemiz için de son derece geçerli. Kırtasiyecilik o kadar alıp başını gidiyor ki ne olduğunu bilemiyorsunuz. Şu anda müthiş bir kaos yaşanıyor ülkemizde. Bunun bürokratik kimliği yok, birtakım isimler dönüyor ortada ama bürokrasinin o prosedürü pek kendini ele vermiyor, kendini koruyor da bir ölçüde. O anlamda da çok önemli bir oyun İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu? .

Ülkemizde ödenekli tiyatrolar da 'bürokrasi'nin hakimiyetinden fazlaca nasibini alıyor yanılmıyorsam..

Tiyatroda, sanatta bürokrasinin asla yeri yok. Zaten bu oyunda yine bir sahnede Nazım Hikmet aynı şeyi tartışıyor. Oyunun bir yerinde "Bi dakka bi dakka" diyor kendini eleştirerek "Sen bu oyunu oynayamazsın" diyor. "Yukardakiler senin bu oyunu oynamana izin vermezler, kaldırın bu oyunu" diyor daha prova aşamasındayken. Bu cümleler 1955'te yazılmış. Fakat geçen yıl Devlet Tiyatrosu'nda benzer cümleler kurulmuştu ve bir oyunun bu anlamda daha prova aşamasındayken oynanmasına izin verilmemişti. Tarih tekerrürden ibaret olmasa keşke ama ne yazık ki tarih tekerrürden ibaret.

'İvan İvanoviç..' i daha önce yine bu tiyatroda sahnelemiştiniz..

Ben bu oyunu bu tiyatronun açılış oyunu olarak yapmıştım. Bu tiyatro bundan 9 sene önce açıldığında ilk oyunları buydu. O zaman Genel Sanat Yönetmeni Zeliha Berksoy'du. Oyunu yaptığımızda genç arkadaşlarla alternatif bir tiyatro oluşmuştu. Daha sonra bu tiyatro da itiraf etmeliyim ki akışa kendini kaptırdı. Bürokratik ağırlıklı devletin öteki kurumlarına benzedi ve kendini tüketti.

Peki neden böyle oldu?

Böyle olmasının sebebi topluma çok çabuk adapte oluyor herkes. Halbuki sanatçının böyle olmaması gerekir. Toplum bu haldeyse eğer birilerinin sahneye çıkıp "Niçin toplum bu halde?' demesi gerekir. Sanatın ve tiyatronun bunun dışında ve daha canlı olması gereken anlar bence bu anlar. Ülkenin içinden geçtiği bu zor anlar. 'Ülke zor durumda, tiyatro da zor durumda' gibi bir mantığı kabul etmiyorum. Zaten arkadaşlar da o yüzden bana çok rica ettiler. Kendi tiyatrolarının belki bu anlamda bir kere daha toparlanabileceğine inandıklarını söylediler. Ben de çok işim olmasına rağmen onları kırmadım. Müşfik Kenter de burada Genel Sanat Yönetmeni. O da çok sevdiğim bir tiyatrocudur. O yüzden tekrar buraya gelmek istedim.

"Aşk Hastası" gibi bir oyundan sonra 'İvan İvanoviç...' fazlasıyla hayatın içinden değil mi?

Nazım Hikmet'in oyunu son derece kaba tiyatro denilen tiyatroya girer. Daha kortesktir, herşey abartılıdır. Aşk Hastası insanın kendi içine, kimlik arayışına, dünyadaki işinin ne olduğuna, geleceğine, ölüme, ölümden sonrasına cevaplar arayan çok daha farklı bir oyun. Ama rejileri çok fark etmedi. Sonuçta herkesin kendine göre bir tarzı var. Benim oyunlarımı benim sahneye koyduğumu kimse bilmese de gelip tanır. Huzur da öyleydi..

Gülcan TEZCAN


Kağıda basmak için tıklayın.

Büyük Mevlana Ödülleri sahiplerini buldu
Halı ve Kilim Müzesi'ne ilk ilmek
Konya'da Kültür Bakanlığı'na bağlı Etnoğrafya Müzesi bünyesinde "Halı Bölümü" oluşturuldu. Konya Müze Müdürü Erdoğan Erol, yaptığı açıklamada, dünyanın bilinen en eski ve önemli halı kilim merkezlerinden birinin de Konya olduğunu söyledi. Konya'nın en büyük eksiklerinden birinin "Halı-Kilim Müzesi" bulunmayışı olduğunu belirten Erol, "Buna ilk adım olarak Etnoğrafya Müzesi'nin bodrum katında Halı Bölümü oluşturduk. Burada ancak küçük çaplı halı ve halı parçalarını sergileme imkanı buluyoruz" dedi. Konya'nın en kısa sürede bir Halı-Kilim Müzesi'ne kavuşması gerektiğini kaydeden Erol, "Bunun yolu da şu andaki hükümet konağı gibi bir tarihi binanın bu amaca tahsisi veya halı kilim sergilemeye uygun yeni bir müzenin yapılmasıdır" diye konuştu. Erol, Konya bölgesinde Sarayönü ilçesine bağlı Ladik beldesinin en önemli halı merkez olarak bugün de etkisini sürdürdüğünü sözlerine ekledi.


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED
Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...