YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Programın iflası ve hükümette vergi paniği

2000 yılı başında uygulamaya konulan enflasyonla mücadele programının ana göstergelerinde hedeften bir hayli uzaklaşılıdı.

2000 yılı enflasyon rakamları TEFE'de % 32-33 ve TÜFE'de % 38-39 civarında gerçekleşecek. Programın hedefi TEFE'de % 20 ve TÜFE'de % 25 olarak ortaya konulmuştu. Enflasyon tahminlerinde % 60 oranında bir sapma söz konusu.

Cari işlemler açığının 2.6 milyar dolar olması öngörülmüştü. Yıl sonunda 8 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Geçtiğimiz ayın sonuna kadar düşük seyreden faiz hadleri programın başladığı 1999 yılındaki seviyelerine çıkmıştır. Program çerçevesinde, 2001 yılında faiz hadlerinin % 23-25 bandında seyretmesi bekleniyordu. Faizlerin 2001 yılında minimum % 60-70 civarında realize olacağı kesin gibi. Üç haneli rakamlara ulaşması ise sürpriz olmaz.

Yukarıdaki üç temel gösterge programın sonunun geldiğini gösteriyor. Programa destek verenler, gerçekleri kamuoyundan saklama alışkanlığını sürdürüyorlar. Bunların arasında ucuz TL ve döviz cinsinden kredi kullanan işadamları ön plana çıkmaktadır. Bunların çıkarı mevcut ekonomik programın devamından yanadır.

Bazı çevreler hükümetin uyum içinde olduğunu ve siyasi istikrar devam ettiği sürece ekonomide bir problemin yaşanmayacağını ısrarla vurguluyorlar.

Ekonomik istikrar için siyasi istikrar gerekir. Ancak yeterli değildir. Siyasi istikrar, ekonomik istikrar için bir alt yapı teşkil eder. Uygulanan ekonomik program gerçekçi ve tutarlı dengeler üzerine oturtulamamış ise Hükümet'in varlığı ve uyumu anlamlı değildir. Hiçbir problem çözülmez.

2001 bütçesi

2001 yılı bütçesi gelir hedeflerinin gerçekleşmeyeceği, IMF tarafından görülmüş olmalı ki mevcut vergilerde oranlar yükseltiliyor, yeni vergiler yürürlüğe konuluyor.

Gerçekten 2001 yılında % 32 oranında vergi geliri artışının yakalanması imkansız gibidir. Enflasyonla mücadele çerçevesinde akaryakıta yapılan zam düşük tutulduğu için 2001 yılındaki Akaryakıt Tüketim Vergisi, Akaryakıt Üzerinden Alınan KDV ve Akaryakıtın İthalinde Alınan KDV tahsilatında hatırı sayılır düşüşler meydana gelecek.

Döviz kuru kontrol altında tutulduğu ve 20001 yılı için ortalama artış % 10 civarında öngörüldüğü için İthalde Alınan KDV rakamları da hedefin altında kalacaktır.

Tüketici kredi faizlerindeki yükselmenin talebi kısmaya yönelik bir etkisi ve bunun da ithalatta düşmeye yol açabileceği dikkate alınırsa, ithalatta alınan KDV'de nominal azalma dahi yaşanabilir.

İlave olarak, taşıtlar üzerinden alınan vergilerdeki anormal artışlar otomobil ithalatını ve ithaldeki KDV tahsilatını olumsuz yönde etkileyecek. Nitekim, krizden sonra yıllık 500.000 araç satış tahminleri 300.000 olarak revize edildi.

Gelir üzerinden alınan vergiler 2001 yılında da kan kaybetmeye devam edecek.

Bütçenin gelir kanadında görüntü iç açıcı değil, harcama tarafı daha da beter durumda.

Faiz harcamalarından sağlanan % 21 oranındaki tasarrufun büyük bölümü diğer transfer harcamalarına aktarılacak. Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'na bütçeden yapılacak ödemelerde enflasyon oranının çok üzerinde artışlar söz konusu.

KİT'lerin zararlarının büyümesi nedeniyle bu kuruluşlara yapılacak fon transferlerinde patlama meydana gelecek.

Hem kriz ve hem de faizlerin yükselmesi bankaların zararlarını artırdı ve artırmaya devam edecek. Demirbank'ın başına gelenler önümüzdeki aylarda birçok banka tarafından yaşanabilir. Hükümetin enflasyonla mücadele programına güvenerek yüklü miktarda ve uzun vadeli Hazine Bonoları'nı % 33-34 faiz oranıyla satın alan bankaların mali yapıları, faiz oranının % 60-70 olduğu bir ortamda ciddi sarsıntı geçirir. Kısacası 2001 yılında mali yapıları bozulan bankalara bütçeden daha fazla para verilecek.

Harcamalarda ödenekler aşılacak. Gelir ve gider hedefleri tutmayacak.

Vurun abalıya

Hükümet ekonomide yaptığı hatalarının faturasını vergi mükellefine kesiyor. Doğacak bütçe açığının kapatılmasını hedefi için cumhuriyet tarihinin en yoğun ve çeşitli vergileme rejimi ile karşı karşıya bulunuyoruz.

Bazı teslimlerde KDV oranının artırılması, kurumlar vergisi mükelleflerine uygulanan geçici vergi oranının % 20'den % 25'e yükseltilmesi, hayat standardı uygulamasının tekrar yürürlüğe konulması, ek vergilerden bazılarının uzatılması, taşıt üzerinden alınan vergilere yapılan fahiş zamlar ilk akla gelenler.

Bu yapılanlar hükümetteki panik havasını yansıtmaktadır. Tam anlamıyla bir vergi terörü yaşanmaktadır.

Sorumlu hükümet, yük mükellefin sırtına. Bakalım nereye kadar gidecek?


13 ARALIK 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Nurettin CANİKLİ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...