Beşiktaş'a yakışmadı

Dün gece İnönü'de Beşiktaş açısından futbol sistemlerinin adeta iflas ettiği bir maç izledik. 3-5-2 sistemi eğer, bu sisteme uygun oyuncularınız varsa ve kanat adamlarınız, sistemi yeterince uygulayabiliyorsa netice verir. Ama sizin kanat adamlarınız geriye geriye oynar, ataklara katılamaz ve orta sahanızı teslim ettiğiniz iki futbolcudan, yani Mehmet'le Yasin'den birisi tüm topları rakip adrese teslim eder gibi atar, yani Mehmet -yorgunluk mu ya da sakatlık mı diyelim- herhangi bir sebepten ötürü ayakta duramayacak bir görüntü izlerse, neticeye ulaşmak Kaf Dağı'nın arkasında kalır.

Beşiktaş, haftalardır kötü futboluyla hem netice alamıyor hem de taraftarın temaşa zevkini adeta köreltiyor.

Nitekim, tribünlerdeki az sayıdaki seyirci, bunun bir diğer göstergesi. Zaten gelenlerin çoğu da -bana göre- Nouma'yı izlemek için gelmişler. Ama Nouma ne yapsın? Orta sahadan istediği pasları alamayınca, o da geride defansa yardıma koşunca, forvetin gol atması tesadüflere kaldı.

Denizlispor ise İnönü Stadı'na beraberlik için gelmiş. Gol atmaya pek niyetleri yoktu. Ama 63. dakikada verilen bir geri pasta Fevzi'nin ikramını Veysel büyük bir bonkörlükle reddedince biraz cesaret buldular. Ve bundan birkaç dakika sonra Tolunay'ın mükemmel golü geldi.

Tesadüf demiştik ve bunda da yanılmadık. Kartal'ın golü de bir karambolde Tayfun'dan geliverdi. Doğrusu Beşiktaş, şampiyonluğa yakışacak bir futbol oynamaktan uzak görüntü çiziyor.

Kazansaydı bile, bu haliyle zirveye oturamaz. Temennimiz, İtalyan hocanın devre arasında bu olumsuz havayı gidermesi.