6 milyon nüfuslu İsrail'de 1 milyondan fazla kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyor. İsrail Ulusal Sigorta Kurumu'nun verilerine göre, nüfusunun altıda biri Arap asıllı olan İsrail'de Arapların yüzde 42'si yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bu oran, iki Filistinli ya da İsrail yurttaşı iki Arap çocuğundan birinin yoksul olduğunu gösteriyor. İsrail parlamentosundaki Arap asıllı milletvekilleri, sağcı hükümetlerin yıllar boyu süren politikalarıyla Arap asıllıları tam anlamıyla "ikinci sınıf vatandaş" konumunda tuttuğunu söylüyor. Tüm nüfus içinde de çocukların dörttte birinin yoksul bir dünyada yetiştiği kaydediliyor.

Avrupalı Yahudiler ve dindar Museviler

Bu konu için açıklamada bulunan, 6 Şubat'taki özel başbakanlık seçiminde aday olan İşçi Partisi lideri Başbakan Ehud Barak, bu durumu, halefi olan Likud (Birleşik) Parti'nin eski genel başkanı Binyamin Netanyahu'nun iktidar dönemine bağladı. İsrail'de son 20 yılda en zengin ile en yoksul arasındaki uçurum giderek büyüdü. Nüfusunun en yoksulları arasında Arap kökenliler ve mültecilerin yanı sıra koyu dindar kesim ile Avrupalı Yahudilere nazaran yoksul kalan ortadoğu Musevileri de var.

İsrail devlet kurumunun kaydına göre, Kudüs, İsrail'in en fakir kenti. İkinci en yoksul kent ise Tel Aviv dışındaki Bney Brak kenti. Bu iki kentte çok çocuklu koyu dindar Musevilerin nüfusu büyük. Dindar kesimin, çalışma hayatında ilginç bir konumu var. Koyu dindar insanlar, ne iş olursa olsun çalışmaktansa, devletin sağladığı toplumsal güvenlik yardımıyla geçinmeyi yeğliyor.