![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Çok bol tatilli çağdaş uygarlık..Görenler, hep İstanbul'u anlatıyormuş Temel'e.. - İstanbul'un taşı toprağı altın, diyorlarmış.. Sonunda Temel, İstanbul'a giden bir otobüse atlamış.. Bir pazar sabahı, İstanbul'a ayak basmış.. Otobüsten inmiş.. Şans bu ya.. Ayağının ucunda, bir tane Cumhuriyet altını duruyormuş.. Temel eğilmiş.. Kimbilir kimin düşürdüğü altını alacakken, vazgeçmiş.. - Bugün pazar tatili.. Altınları yarından itibaren toplamaya başlarım, demiş.. Türkiye için, uzun bir tatil başlıyor.. Bu tatili hak ettik mi, ayrı mesele.. Ama kriz konularını çözemediğimize göre, onları rafa kaldırıp, 10 gün için görmezden gelmek de bir çözüm.. Bir başka gerçek de şu: Devlet ve siyaset de 10 gün tatil yapacağı için, hiç olmazsa, yeni krizler üretilmeyecek.. Ancak biliyoruz ki, biz tatil yaparken, dünya durmayacak.. Gelişmiş ülkelerle aramızdaki fark, 10 günlük ölçüde, daha açılacak.. Ancak alışmışız bir kere.. Okulda da böyle yapardık ya: - Bugün hava soğuduğu için, tatil var!. - Bugün aşı günü olduğu için tatil var!. - Bugün 23 Nisan.. - Bugün 19 Mayıs.. - Bugün 29 Ekim.. - Bugün İstanbul fethedildi.. - Bugün İstanbul kurtarıldı.. - Bugün şeker bayramı - Bugün kurban bayramı - Bugün yılbaşı.. Çocukken, tatillerden sevinirdik.. Ama tatiller ne kadar uzarsa uzasın, sınavda sorulacak soruların hiç azalmayacağını düşünmezdik bile.. Şimdi bu anlayış, büyükler için de geçerli hale geldi.. Kendi aralarında hemen hiçbir konuda birleşemeyen koalisyon ortakları, tatilleri birleştirip, uzatmak gündeme gelince, uzlaşıveriyorlar.. Dini bayramlarla, laik bayramları birleştirip, buna İslam'ın cumasını, Yahudilerin cumartesini, Hristiyanların pazarını ekleyip, mümkünse bir de "enerji tasarrufu" gerekçesi ile, birkaç gün daha katıyorlar tatile.. Böylece, ekonomik krizden kaçanlar, iç ve dış turlarda para harcayarak, sıfırı iyice tüketiyor.. Vadesi gelmiş senetler, karşılık bekleyen çekler, ödenmesi gereken borçlar, tatil süresince askıya alınıyor.. Herhalde gerçekten İstanbul'un taşı toprağı altın ki, insanlar bu altınları, "nasıl olsa tatilden sonra toplarız" diye, tatil sonrası toplamak üzere seyahate çıkıyorlar.. Biliyoruz ki bu tatilde de, üretim olmayacak.. Tersine tüketim artacak.. İç ve dış borçların faizleri yürüyecek.. Şu son gelen yüksek faizli İMF'nin kurtarma kredilerinin yükü de binecek bunlara.. Hafta sonlarını ve 10 günlük tatili de çıkardığınızda, bir ayda 15 gün çalışmış bordrolulara, 30 günlük maaşları ödenecek.. Zaten ben, enflasyonla mücadele ve ekonomik istikrar programının, bol tatilli olanını severim.. Gören de zanneder ki, Türkiye'nin toprağından petrol fışkırıyor.. Kişi başına düşen gelir payı, 20 bin doların çok üzerinde.. Bütün reformlar yapılmış.. Çözümsüz hiçbir sorun kalmamış.. Avrupa Birliği'ne de, tatil sonrasında hemen giriyoruz zaten.. "Tatil yapalım" diye, tam üyeliği, 10 gün için biz erteledik.. Bir tek yapacak işimiz kalmıştı.. Cezaevlerindeki yığılmayı önlemek.. Onu da af kanunu ile tamamladık.. Tatilde tahliyeler başlıyor.. Boşaltılan cezaevlerini de yıkacağız.. Herkese iyi tatiller!. ŞAKA
Soru-cevap
Çocuk babasına sordu: - Politikacı ne iş yapar baba? Baba cevap verdi: - Politikacı, içinde bulunduğu kayığı sallar.. Sonra halka, denizde müthiş bir fırtına olduğunu söyler.. Çocuk yine sordu: - Türk politikacısı ne yapar? Baba yine cevap verdi: - Denizdeki fırtınayı, iç ve dış düşmanların başlattığını iddia edip, düğmeye basan parmağı arar.. TURİSTLER
Dünyayı gezmek ama görmemek!..
Eskiden "turist" denilince, ya Amerikalılar, ya İngilizler veya Almanlar gelirdi akla.. Şimdi "Türkler" de "turist" konumunda dünyaya açıldılar.. Türkiye'deki bayram tatillerini Paris'te, Londra'da, New York'da bekleyen, dükkan sahipleri ve otelciler var artık.. Böyle bir tatilde, Paris'teki bir hiper-markette, kaybolan bir Türk çocuğunun, Türkçe anonsla duyurulduğuna tanık olup, şaşırmıştım.. Ancak, yerleşik ve görgülü turist olmak da, yıllar alan bir süreç gerektiriyor.. İlk Amerika'lı turistler dünyaya açıldığında, onlarla çok alay edilirdi.. Bunlar ziyaret ettikleri mekanları filme alıp, evlerine döndükleri zaman ilgi ile izleyen türden turistlerdi.. - Dağları ve gölleri olmasa, İsviçre birşeye benzemiyor, diye yorum yaparlardı.. İngilizceyi yavaş yavaş, kelime kelime telaffuz ettikleri zaman, bunu Fransızların da anlayacağını sanırlardı.. Turistik turlarla, önceden programlanmış gezilere bağlı olduklarından, nereyi göreceklerini de, ancak yolculuk bittikten sonra öğrenirlerdi.. Şimdi durum farklı.. Bizim turistlerimiz de, ilk kuşak turistlerimizden çok farklı.. Ne var ki, bunlardan bazılarının, şimdi yurt dışına çıkma yasağı var.. Hamburger yemek için, Hamburg'a gidemeyecekler bu tatilde..
mehmetbarlas@attglobal.net
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|