Bravo Başkan...

Bildiğiniz gibi, Harun Doğan ve Yüksel Şanlı'nın Sydney'de mindere Ay-Yıldızlı mayo ile çıkmaması ağır suçlamalara neden oldu. Yok efendim güreşçiler Anıtkabir'e de gitmemiş, Ay-Yıldızdan rahatsızlık duyarmış ve irtica eğilimli imiş...

Önceki gün, Hüseyin Başaran'ın TRT-3'te yönettiği programda ayağının tozuyla katılan Güreş Federasyonu Başkanı Ahmet Ayık, GSGM Müdürü Kemal Mutlu yaptıkları açıklamalarla birer dürüstlük örneği sergilediler.

Türk Güreşine hem aktif sporculuğunda hem de Federasyon Başkanlığı döneminde büyük hizmetlerde bulunan Ahmet Ayık, yaptığı açıklamalar ile -aksine- gazete ve televizyonlarda söylenenlere hiç itibar etmedi ve içinden geldiği gibi konuştu.

Ayık diyor ki, "Bir güreşçinin, sebep ne olursa olsun mindere çıkmaması affedilir gibi değil. Fair-play ruhuna da uymaz... Çıkıp yenilse bile, ona niçin yenildin diye sormayız. Çünkü güreşte yenmek de var, yenilmekte..."

Ayık'ın sözlerine sonuna kadar katılıyorum... Sydney'e kadar büyük ümitlerle gitmiş bir güreşçinin, mindere çıkmaması büyük bir yanlışlık.

Ancak Ahmet Ayık büyük bir dürüstlük örneği gösterdi, yazılanlara, çizilenlere itibar etmedi ve, "Harun Doğan'ı iyi tanıyorum. Anlatıldıği irticayla-mirticayla ilgisi yok. Ayrıca Anıtkabir'e de gitti ve gazetenin birinde manşet oldu. Harun'un Ay-Yıldızlı formaya saygısızlığından böyle bir davranış içerisine gireceğine inanmıyorum. Zaten bu zihniyette, yani Ay-Yıldızını sevmeyen, Cumhuriyet ilkelerine bağlı olmayan sporcunun bizim camiada işi yok" diye açıklama yaptı.

Bravo başkan... Şu bizim anlı şanlı medyamızın dolduruşuna gelmedin ve doğru olanı yaptın...

Sydney'de bizler de sizin gibi daha çok madalya bekliyorduk; ancak işler ters gitti ve toplam 3 altın 1 bronzla yetinmek zorunda kaldık. Artık Sydney gerilerde kaldı... Birbirimizi acımasızca eleştirmek yerine, gelecek için daha bilimsel ve daha gerçekçi yatırımlar yapmalıyız.