"Two sana" Fatih Çekirge

Fatih Çekirge yönetiminde çıkan Star gazetesi, haberlerinde "yaratıcı başlıklar" kullanıyor.

Örneğin, geçtiğimiz günlerde bir gazetecinin tacizine maruz kalıp, kurtuluşu muhatabını "hafifçe" tartaklamakta bulan zenci futbolcu Pascal Nauma için şöyle bir başlık kullanmışlardı:

"Yamyam."

Bunun "ırkçılık" olduğunu ve dolayısıyla TCK'nın ilgi alanına girebileceğini Star yöneticileri hesaba katmamış olabilir, ama her türlü yazılı ve sözlü beyanı 312. maddeye dahil etme gayretkeşliğinde olan savcılarımızın da ilgisini çekmedi.

Sağlık olsun...

Nauma da hakkını "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nde arasın artık.

Star benzeri bir başlığı, geçen yıl da, Galatasaray'dan iki gol yiyen, iki de "ölü" bırakıp giden Leeds United taraftarları için kullanmıştı:

"Two size."

Fatih Çekirge "yargı takibatı"ndan kurtuldu ama, bu başlığı "Türk holiganizmine örnek" olarak sunan bir yazarımız, hadi adını da verelim, Ahmet Kekeç şu anda yargılanıyor.

Fatih Çekirge'yi, 80'li yılların başında "Oluşum" dergisinde yayımlanan şiirlerinden hatırlıyorum.

İmajlar dünyasına yabancı olmayan, "duyarlılık" sahibi biri karşımızdaki.

Kötü bir şairdi.

Daha doğrusu, şair bile değildi.

Ama "iyi" bir gazeteci oldu.

Star'ın yaratıcı başlıkları, ihtimal ki, bu özel şiir ilgisinden kaynaklanıyor.

Gelelim Çekirge'nin son marifetine.

Laiklik uğruna "gerekirse" bilimsel çalışmalardan taviz verilebileceğini söyleyen İstanbul Üniversitesi Rektörü Profesör Kemal Alemdaroğlu, önceki gün İstanbul Üniversitesi'nin "ders başı" töreninde zehir-zemberek bir konuşma yapmış, üzerine vazife olmadığı halde "güvenlik" ve "asayiş" konularına girmişti.

Bu "skandal" konuşmaya ilk tepki, törende hazır bulunan Turizm Bakanı Erkan Mumcu'dan geldi.

("Skandal" sözcüğünü özellikle tırnak içinde kullandım; çünkü, İsmet Özel ağabeyimin de dediği gibi, "skandalı olmayan bir ülkede" yaşıyoruz ve bu sözcüğün, ona özel bir anlam atfetmeyenler nezdinde "bağlayıcı" herhangi bir karşılığı, bir yaptırım gücü yok.)

Mumcu konuşmasında, özetle, üniversitelerin daha fazla özgürlükten yana olmaları gerektiğini söylüyor, kendisinde "kolluk gücü" vehmeden üniversite yönetimini ve bu arada "ikna odaları"nın mucidi Kemal Alemdaroğlu'nu eleştiriyordu.

Sonrasını biliyorsunuz.

Alemdaroğlu'nun tahriki üzerine, Genelkurmay Başkanlığı dün bir açıklama yapmak zorunda kaldı.

"Zorunda kaldı" diyorum, çünkü, Alemdaroğlu'nun Mumcu'yu cevaplandırırken sarfettiği sözler, TSK'yı "vaziyet almaya" icbar ettiriyordu.

Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklaması, gazetelere "Genelkurmay'dan Mumcu'ya sert yanıt" biçiminde yansıdı.

Star'ın başlığı ise her zaman olduğu gibi "farklı"ydı.

Arkadaşlar düşünmüş taşınmış, öyle bir başlık bulalım ki demişler, hem "yaratıcı" olsun, hem "espri" içersin, hem olup bitenleri özetlesin, hem de bizim meseleye bakışımızı anlatsın.

Ve bulmuşlar:

"Mum gibi oldu."

"Mum", tahmin ettiğiniz gibi "Mumcu"dan, "mum gibi oldu" ifadesi de "apıştı kaldı" deyiminden mülhem.

Fırçayı yiyince sustu, apıştı kaldı, ne yapacağını bilemedi.

Pek komik canım.

Hadi Alemdaroğlu'dur, konuşur...

TSK'dır, açıklama yapar...

Zaten üç yıldır dinliyoruz bu açıklamaları.

Alıştık...

Peki, Star gazetesine ne oluyor?

Nedir bu aculluk?

Hukukun tepetaklak edildiği, kuvvetler ayrılığı ilkesinin rafa kaldırıldığı bu netameli ara-dönemde Star'a düşen, "Benim üniversitelerden beklediğim daha fazla özgürlük istemesidir" diyen bir seçilmişi alaya almak, "muaheze" etmek mi olmalıydı?

Two size...