![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... | ||
|
|
![]() Çankaya'da 29 Ekim Çankaya'da bahar
Sonbahar her zaman hüzünlerin, korkuların değil, bazen de coşkuların, demokrasinin baharı da olabiliyormuş demek ki... Ankara'da ılık bir sonbahar akşamı... Yaz çok uzaklarda şimdi, ancak yine az da olsa yazdan küçük esintiler yalıyor Çankaya'da yüzümüzü. Cumhuriyetin 77. yılında Cumhurbaşkanı Sezer'in Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu için Çankaya Köşkü'ndeyiz. Köşk'ün ana kapısında müthiş bir otomobil denizi karşılıyor bizi... Öyle bir deniz ki, renkler, ışıklar dansediyor adeta bu denizde. Sadece, devletin gülümsemeyi unutmuş "soğuk yüzü"nü temsil eden kırmızı plakalı siyah otomobiller değil, allı, morlu, yeşilli otomobiller denizi burası... Çankaya'nın "demokrasi rüzgarı", inceden sonbaharın son yapraklarını serpiyor rengarenk otomobil denizinin üzerine yavaş yavaş... Çankaya'ya demokrasi gelmişSezer'in davetine katılım o kadar yüksek ki, Köşk'ün ana kapısından resepsiyon salonuna tam 20 dakikada ulaşabiliyoruz. Ve Köşk'ün merdivenlerindeyiz. Etraflarına küçük tebessümler dağıtan, ciddi, biraz da heyecanlı konuklar ağır ağır çıkıyorlar merdivenleri. Her kesimden kesimden insan var. Başbakan'dan parti liderlerine, bakanlardan paşalara, diplomatlardan işadamlarına, basının üst düzey temsilcilerinden sanatçılara kadar herkes... Anlaşılan Demirel döneminin "ambargolu" resepsiyonları bitmiş, Sezer'le Çankaya'ya demokrasi gelmiş. Nitekim, resepsiyonda ayaküstü sohbet ettiğimiz FP Grup Başkanvekili Bülent Arınç, "Çankaya'ya demokrasi gelmiş, baksanıza Yeni Şafak, Zaman ve Kanal 7 bile burada" diye espri yapıyor. Salonun girişinde, bizim Genel Müdür Vekili Mehmet Atalay, Zaman'ın Genel Yayın Yönetmeni Mahmut Çebi, Kanal 7'nin Yayın Yönetmeni Mustafa Çelik ve yine Kanal 7'nin çiçeği burnunda Ankara temsilcisi Akif Beki ile Çankaya'nın yeni demokrasi fotoğrafı üzerine konuşarak kalabalıkların arasına karışıyoruz Kapıda bütün konuklarını, son derece nazik ve ince bir tebessümle karşılıyor Cumhurbaşkanı Sezer. Ben de önce kendimi tanıtıyorum, saygılarımı ve tebriklerimi sunuyorum, Sezer de teşekkür ediyor ve "şeref verdiniz" diyor. MHP'nin 'otağ'ıÖnce, Köşk'ün görkemli salonunun en tenha köşesinden buradaki Türkiye fotoğrafını seyrediyorum. Müthiş bir uğultu... Her köşede başka bir Türkiye tartışılıyor. Salonun hemen girişinde Başbakan Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Hanım duruyor. Ecevit yalnız ve durgun... Başbakan, kısa süre kaldıktan sonra resepsiyondan ayrılıyor. Salonun tam ortasında, Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli ve MHP'li yöneticiler "otağ"larını kurmuşlar... Salonun bir başka bölümünde FP lideri Recai Kutan ve parti yöneticileri duruyor. Kutan'ın etrafı hayli kalabalık, zaman zaman diplomatlarla, zaman zaman da basın mensuplarıyla sohbet ediyor. Bir ara, ANAP lideri Mesut Yılmaz'la ayaküstü sohbet ediyorum. Kendisine Yeni Şafak'ın görüşme talebine henüz olumlu cevap vermediğini hatırlatıyorum, "Kesinlikle, mutlaka görüşeceğiz" cevabını veriyor. "Her ne kadar size zaman zaman sert eleştiriler yöneltiyorsak da, kamu hizmeti yapan kurumların ve kişilerin her zaman uygar ilişkiler kurması gerektiğini" söylüyorum, o da "Elbette, saygıyla karşılıyorum" diyor ve hemen arkasından izin isteyip Aydın Doğan'ın sohbet halkasına katılıyor. Politikada son günlerde yıldızı parlayan Turizm Bakanı Erkan Mumcu dostumuzla, anılarımızı tazeleyen hoş dakikalar yaşıyoruz. Her zamanki gibi coşku dolu, geleceği istiyor ve yeni ufuklara bakıyor. Son yıllarda bütün resepsiyonlarda, toplantılarda olduğu gibi bu resepsiyonun cazibe merkezi de yine askerler. Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu'nun etrafı dolup dolup boşalıyor. Herkesin gözü, yıldızların parladığı köşede... Siyasetin ratinginin böylesine düştüğü bir dönemde, herhalde farklı bir tablo da beklenemezdi. Sezer'den demokrasi hedefiCumhurbaşkanı Sezer, resepsiyon boyunca neredeyse bütün konuklarla ilgileniyor, sohbet ediyor. Aynı zamanda gecenin en büyük sürprizini de yine Sezer yapıyor. Bir ara gazetecilerle yaptığı kısa sohbette, "Partilerin içi demokratikleşmeden, demokratikleşme olmaz. Mesela milletvekillerini biz mi seçiyoruz? Liderler yazıyor biz de onaylıyoruz" diyor. Sezer ayrıca, kendisine yapılan suçlamalara da küçük bir gönderme yapmayı da unutmuyor: "Herhalde hükümetin önceliği KHK'lar. Madem çok acildi. O KHK'ları Meclis'e gönderir çıkarırlar."
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|