YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Atatürk diyor ki

Postmodern darbeden aldıkları cesaretle şavullamaya başladılar: "Mustafa Kemal sosyalistti aslında."

Büsbütün haksız da sayılmazlar; "Türkiye Komünist Fırkası"nı bizzat kendisi kurdurtmuş, Yunus Nadi'ye partinin yayın organı olarak "Yenigün" gazetesini çıkarttırmış, Fevzi Çakmak'ı, Kazım Karabekir'i, İsmet İnönü'yü, Refik Koraltan'ı, Tevfik Rüştü Aras'ı, Kılıç Ali'yi ve adlarını buraya sığdıramayacağımız nice Türk büyüğünü partiye kaydettirmişti ama, muradı "sosyalizm" değildi...

Rusya kanalıyla Anadolu'yu etkilemeye başlayan (dönemin moda ifadesiyle) "komünizma" belasını defetmek, dolayısıyla Sultan Galiyef'le Mustafa Suphi'nin defterlerinin dürülmesini sağlamaktı amacı.

Çünkü, Mustafa Suphi'nin, "Türk-İslam" unsurlarını tek bayrak altında toplama fikri, Kafkasya'dan sonra Anadolu'da da taraftar bulmaya başlamıştı.

Mustafa Kemal sosyalist değildi, hayır.

Sadece akıllı bir adamdı.

Akıllı bir asker.

Akıllı bir stratejist...

Mustafa Kemal'de bir sağcı önder vehmedenler de fena halde çuvallamışlardır.

"Sol-sağ" kavramlarının henüz tebellür etmediği yıllarda Atatürk'ü bürokrat totaliterliğin değişmez şefi ilan edip nasyonalist bir kalıp içine hapsedenler, gerçeğin öyle olmadığını, ancak "1937 fırtınası"ndan sonra anlayabilmişlerdir.

Atatürk de nereden çıktı?

Soyadı Kanunu yürürlüğe girdiğinde Mustafa Kemal soyadı olarak "Öz"ü seçmişti:

Mustafa Kemal Öz...

"Atatürk" Meclis'in yakıştırmasıdır.

Millî Şef dönemi seçkinleri, yağcılık olsun için, daha da ileri gidip, korporatist ruhlarına uygun bir de "kemalizm" icat ettiler sonradan.

Maksat, "Atatürk" isminin arkasına sığınıp "Kuva-yı Milliye" ve "Müdafaa-i Hukuk" ruhunu öldürmek, dahası "Yunan/Latin" kültür kökenli bir "yabancılaşma"ya zemin hazırlamak ve zamanla "Millî Şef İnönü"yü ebedileştirecek "dönüşüm"ü gerçekleştirmek...

Eskiler "Gazi" tesmiye ederdi.

Sonra Atatürk oldu.

Ardından Ebedî Şef.

Ardından Ulu Önder...

Bakın sapına kadar Atatürkçü Attila İlhan ne diyor:

"Bir kere 'önder' (Führer) kavramı demokratik değil; ancak totaliterlikte, totaliterliğin jargonunda yaşayabiliyor. Demokraside 'Hakimiyet bilâ-kayd-ü-şart milletindir'. Öyleyse, hem insan haklarına saygılı, katılımcı ve özgürlükçü bir 'demokrasi' oluşturmak isteyeceksin, hem de toplumunu o dönemde totaliterleştirilmiş bir Ulu Önder'in 'dokunulmaz buyrukları' çerçevesinde tutmaya, handiyse dondurmaya çalışacaksın, hiç olur mu? Hele o buyruklar, 30'lu yıllarda düpedüz 'dogmatik' hale getirilmiş bir kalıpsa?"

Şöyle devam ediyor İlhan:

"Evirip çevirmenin alemi yok, açık ve dürüst olalım. Türkiye gerçek bir demokrasi olacaksa, önce Gazi Mustafa Kemal'e 'totaliterce' yaklaşmayı bırakmalı, ona 'demokratça' yaklaşmayı öğrenmelidir."

Çünkü, "bizzat" o demiştir ki:

"Efendiler, medeniyet yolunda muvaffakiyet yenileşmeye bağlıdır; içtimaî hayatta, iktisadî hayatta, ilim ve fen sahasında muvaffak olmak için tek gelişme ve yükselme yolu budur. Hayat ve maişete hakim olan hükümlerin zamanla değişmesi, gelişmesi ve yenileşmesi zaruridir." (İkdam, Eylül 1924.)

Gel de sen bunu "Ulu Önder" fetişistleriyle, Mustafa Kemal'de haşa bir "Rasûl" vehmedip, onun her sözünü şaşmaz, değişmez, doğruluğu tartışılmaz bir "nas" gibi 2000'li yılların Türkiye'sine uyarlamaya çalışan seçkinci makulesine anlat...


2 EYLÜL 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet E. YAVUZ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...