![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Medya hergün sınavdaYirmi gün arayla iki önemli olay yaşadı medya dünyası: 30 Ağustos vesilesiyle Genelkurmay başkanlığı tarafından verilen resepsiyona özel olarak seçilmiş 60 gazeteci çağrıldı; geçen hafta sonu da, kapatılan RP'nin siyasi yasaklı lideri Necmettin Erbakan kendi seçtiği 15 gazeteci ile kahvaltı masasında biraya gelerek "Türkiye'de demokrasinin geleceği" konusunda neler düşündüğünü onlarla paylaştı. Genelkurmay'ın dâveti 'papyonlu gazeteciler' kavramını doğurdu; kahvaltı konukları için "Erbakan'ın yalakaları" demeye hazırlananların varlığından haberdarız, ancak yazılanları görünce durakladıkları anlaşılıyor... Gazeteci yaşadığı çağa tanıklık eden insandır; bildiklerini, duyduklarını, gördüklerini okurlara iletmekle sınırlıdır görevi. Kendisine sütun açılan, orada 'öznel' (sübjektif) değerlendirmelerine yer verir elbette, ancak bunu yaparken de gazeteciliğin doğruluk ve dürüstlükle irtibatlı evrensel ilkelerinden sapamaz, sapmaması gerekir... Medyanın özgür olması, haber ve yorumlarda yalandan ve yanıltmadan kaçınması ideal olsa da, bu her zaman başarılamıyor. Geçmişte ideolojik saplantılar gerçeklerin üzerine şal örtebildiği gibi, günümüzde de medya organlarının mülkiyet yapıları, iktidarla ilişkileri yayınları etkileyebiliyor. Güçlülerin iktidar mücadelesinde silâh olarak kullanılabiliyor medya. Almanya ve İtalya'da bir dünya savaşına mezelik eden kötü örnekleri buraya taşıyacak değilim; şu anda bazı otoriter ülkelerde yaşanan hazin görüntülerde medyanın rolünü de uzun uzadıya aktarmak gereksiz. Demokratik ülkelerde bile, medya, iç ve dış politikada devlet erkine âlet olarak kullanılabiliyor. Pahalı teknolojiler girdiğinden beri medya kârlı bir sektör olmaktan uzaklaştı; 16 ulusal ve yüzlerce yerel televizyona akan kaynaklar, ya da satmadığı halde ayakta tutulan muazzam masraflı gazeteler bir 'güç unsuru' olarak elde bulunduruluyor. Bizde böyle de başka ülkelerde durum farklı mı? Tekel ve kartel eğilimleri her ülkede özellikle medya alanında kendini belli ediyor. Halkın haber alma hakkını kötüye kullanmaya yol açtığı veya demokrasiyi tehdit altına soktuğu için, bu yanlış gidiş bütün dünyada tedirginlik kaynağı. Meslek örgütleri, her yerde, dikkate alınması gereken uyarı görevini yerine getiriyorlar; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti başkanı Nail Güreli'nin geçen hafta yaptığı gibi... Akıntıyla birlikte kürek sallayan, güç karşısında hazırola geçen meslek erbabı yanında, gazeteciliğin itibar mesleği olduğunun bilincinde insanlar da az değil aramızda. Hıdiv Kasrı'ndaki kahvaltı sonrasında başlayan gazetecilik eksenli tartışma, çok şükür, bazı meslektaşların bir süreden beri zorlandıkları misyondan duydukları rahatsızlığın dışa vurmasına sebep oldu. "Çok şükür" deyişim, vicdanların bütünüyle kilitli olmadığının anlaşılmasından... Brifinglerde seçilmiş gazeteci olmak, basın kartı dışında akreditasyon kabul etmek, smokinle not tutmak, belli ki, onları da huzursuz ediyor... Dahası, Erbakan'ın kahvaltısına katılanların yazılarına da yansıyan eleştiri dozunu smokinle katılınan etkinlikler sonrasındaki haber ve değerlendirmelerde bulamamış okur da, bu iki gazeteci üslûbu arasındaki farkı görebiliyor. Bunun dayattığı eziklik bile mesleğin sağlıklı yerine getirilebilmesinin önünde ciddi bir engel teşkil eder; ediyor da. Gazeteci 'kimsenin adamı' olmayı kabul etmeyen bir mesleği sürdüren insandır; kalemi adaletin terazisi gibi hassas tartacak, eleştiri oklarını -gerektiğinde- en yakın bildiklerine doğru çevirebilecektir... Gazetecinin kendi vicdanından başka hesap vereceği tek odak, karşılarına haber veya yorumlarıyla çıktığı okurlarıdır... Hıdiv Kasrı'ndaki kahvaltıya katılanlar, öyle sanıyorum ki, çok zor bir sınava tâbi tutuldukları halde, konuya yaklaşım bakımından, ölçülü, dengeli ve gerçekten yana tavırlarıyla meslekî açıdan yüz akıyla çıktılar o sınavdan. Umudum, kamuoyunda 'papyonlu gazeteciler' olarak bilinenlerin de, bu 'örnek tavra' bakıp kendilerine çeki-düzen vermeleridir... Türkiye'nin olağanüstü dönemden çıktığı medyanın halkın haber alma hakkını gerçek anlamıyla yerine getirmeye başlamasıyla anlaşılacak.
fkoru@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|