Bu şeref! Barcelona'nın

Çok iyi anlıyoruz İspanyolları. Bir çok takımı Avrupa şampiyonuydu. Sonra, Milli Takımımız, İspanyollar'ın erken elendiği Avrupa Şampiyonası'nda çeyrek final oynadı. Korkuları gayet normal. Ama bu kadar da telaşa ve agresifliğe gerek yoktu ki. Alt tarafı Beşiktaş, en fazla 3-0 kazanacaktı. Yani, Barcelona'yı büyük bir hezimet beklemiyordu. Katalonya'ya dönerken, 'Yenildik ama ezilmedik' deme hakları vardı.

Anlı şanlı bir futbol, muhteşem bir gece, şahane Beşiktaş ve harika bir Ahmet Dursun seyrederken, bir kere daha gururlandık, sevindik, ümitlendik. Anladık ki, Galatasaray'ın aştığı ufukta yeni takımlarımız yeşeriyor. İşte bunlardan biri de Beşiktaş'tı. Bizim Scala'yla olan ahtımız Barcelona'da genç hoca, daha dün jübile yapmış Ferrer'le ortaya çıkıyordu. Adamları cesaretinden dolayı tebrik etmek lazım. Bir de haklarını yemeyelim, zaman zaman koskoca Beşiktaşımız'la başbaşa mücadele ettiler. Hatta, gollük ataklar bile geliştirdiler. İddia ediyoruz ki, Barcelona'nın bazı futbolcuları Türkiye liglerinde, hatta Beşiktaş'ta bile oynayabilir. Bunlar arasında dün pek iyi değildi ama, Hollandalı Overmars, Brezilyalı Rivaldo, Hollandalı Kluivert ve Fransız Petit'i de sayabiliriz.

Barcelona, çok fazla hafife alınacak bir takım değildi. Mesela, diktatör Franco'nun Real Madrid'ine karşı etnik azınlıkları temsil ediyordu ve ayaklanmaların simgesi kabul ediliyordu. Zaten de dünkü Beşiktaş karşısında onlardan futbol olarak fazla bir varlık beklemek haksızlık olurdu. Zavallı Kluievert, garibim Rivaldo ve arkadaşları, kükreyen Kartal önünde süt dökmüş kediye döndüler.

Yani kolaymıydı, Nihat'ı durdurmak, Karhan'ın önünü tıkamak, Nouma ile baş etmek ve Shorunmu'yu geçmek.

Helal olsun Ahmet Dursun, durdu, durdu Barcelona'yı vurdu. Tebrik ediyoruz ve Beşiktaş'ı alkışlıyoruz.

Barcelona'ya, Beşiktaş'a 3-0 yenilmenin şerefi! yeter.