Mü-kem-melll

Beşiktaş'ın daha bir hafta önce dört gol yediği Milan ile Barcelona kıyaslandığında, İspanyollar'ın her bakımdan iki gömlek üstün olduğu görülüyor.

Bir Frank De Boer, Abelardo, Kluivert, Rivaldo ve Overmars, Barcelona'nın aklımıza bir çırpıda geliveren dünya çapında isimleri.

Her halde "Bir musibet, bin nasihat" deyişinin Beşiktaş'daki yansıması çabuk gerçekleşti.

Siyah-Beyazlı ekip, dün kimin karşısına çıktığının farkında olarak sahadaki yerini almıştı.

İlk yarı boyunca, Şampiyonlar Ligi'nde ilk defa yer alan bir ekibin gerektirdiği temkin, hem oyun düzeninde hem de futbolcuların bireysel çabalarında kendisini gösteriyordu.

Barcelona'nın her atağı Beşiktaş ceza alanında eridi gitti. Siyah-Beyazlı futbolcular çok iyi kapanarak, rakiplerine son vuruşu yaptırmadılar.

Beşiktaş, Nihat ve Karhan'ın füzeleriyl iki defa yokladığı Barcelona kalesini Ahmet Dursun ile havalandırırken, gol zaten oynanan futbolla "Geliyorum" demişti.

Bu futbolcunun ikinci golünde İbrahim'in, Barcelonalı futbolcunun sağından atıp, solundan geçtiği pozisyon herhalde uzun sürü hafızalardan silinmez.

Siyah-Beyazlı ekip bu maçta sanki 40 yıllık Avrupalı gibi oynadı ve Barcelona karşısında farklı bir galibiyet yakaladı.

Beşiktaş adına, Avrupa'da maalesef böyle futbol görmeye alışkın değildik. İnşallah devamı Şampiyonlar Ligi'nin diğer maçlarında da gelir.

Velhasıl dün akşam Beşiktaş hem coştu hem coşturdu.