YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den

  Arşivden Arama

 

 

Tarih diyeti

Washington'dan gelen haberler, her yıl tekrarlandığı için can sıkmaktan öte bir etkisi olmayan Ermeni tasarısının bu kez ciddiye alınması gereken bir aşama kaydettiğine işaret ediyor. Alt komisyonda kabul edilen tasarı seçim sebebiyle tatile girmeden önce Temsilciler Meclisi'nde oylanabilecekmiş... Sanıldığı gibi, Senato'ya da gitmesi gereken ve başkanın vetosuna açık bir 'yasa tasarısı' olmadığından, kararın kesinleşmesi için Temsilciler Meclisi'nden geçmesi yetecek...

Tasarıyı çok sayıda eyaletten geçirip federal Meclis'e kadar getirenler ile destekçilerinin bütün arzusu, Türkiye'nin 1915 tehciri sırasında yaşananlardan özür dilediğini açıklaması gibi görünüyor; ancak yaşananın 'soykırım' olduğu Amerikan yasama organı tarafından 'karar altına' alınacağı için, başka ülkelerde de hızlanacak benzeri kuşatmalar sonrası, her cins talep gündeme gelebilecek. Korkulan bu. Geçen yüzyılın sonu ile bu yüzyılın başında çok baş ağrıtmış 'Ermeni sorunu' yeni yüzyılda da hortlamış oluyor...

Türkiye'nin, kampanyayı sürekli bir 'dış politika' konusu olarak algılama eğilimi hemen seziliyor; böyle olunca da, Amerika veya Fransa ile ikili ilişkilerin düzeyi sonuç almayı belirliyor. Fransa'ya peşkeş çekilen savunma ihaleleri veya kritik anlarda ABD emrine açılan askeri üsler, geçmişteki benzer girişimlerin sonuç almasını engelledi belki, ancak kampanyayı durdurmadı. Türkiye'nin 'stratejik ortak' bildiği İsrail bile, milli eğitim bakanının ağzından ve Yad Vashem (Holocaust) Müzesi aracılığıyla 'Ermeni soykırımı' tezine arka çıktı, çıkıyor...

Ömer Seyfettin'in 'Diyet' öyküsünü okumuş herkes birine borçlu olmanın ne ağır bir yük teşkil ettiğini bilir. Şantaja açıklık kişisel olarak ne kadar kötüyse, bir ülkenin kendini sürekli şantaj tehdidine mâruz bırakması da öylesine kötüdür. Fransa'nın veya ABD'nin ağzına bir parmak bal çalarak, ya da İsrail'e surat asarak olumsuz gelişmenin önünü bir süreliğine kesmenin bir yararı bulunmadığını, her tehdidi sonuç aldığı için alışan şantajcının taleplerinin ödenemeyecek hale geleceğini görmesi gerekirdi Türkiye'nin... Bugün yaşanan, 'Ermeni sorunu'nun almaya başladığı vehamet yüzünden, Türkiye'nin, her denileni dinlemeye hazır hale geldiğidir.

İşin şantaj yönü çok açık da, Türkiye'den bu defa ne talep edildiğini ve teslimatın neye bağlı olduğunu öngörmek çok zor. Bugüne kadar ısrarla direnilen hangi temel noktalarda geri adımlar atılacak acaba, tanınmayan hangi kolaylıklar sağlanacak? Akim bırakılması bu defa çok güç görünmesine rağmen, Meclis'te son aşamaya gelen tasarının kadük kalması durumunda bile, ödenen bedeli öğrenmeden sevinmemeliyiz...

'Ermeni sorunu', Türkiye açısından, kendi tarihiyle yüzleşme ve dünya önüne bütün özellikleriyle çıkma fırsatıdır. Türkiye'nin en sorunlu dönemini teşkil eden, İttihatçı kadronun hanedanla ve kendi aralarında hesaplaşmalarına sahne olan, koca bir imparatorluğun battığı 1876-1923 arası bütün devlet belgelerini isteyen herkesin incelemesine açmak neden zor olsun ki? Bugüne kadar yürütülen araştırmalar, 'tehcir' ötesi bir tâlimatın verilmediğini, 'soykırım' için delil teşkil edecek bir belge bulunmadığını gösterdi; bizim de inancımız bu yönde... Arşivlerin bütünüyle açılmasının bilinmesi istenmeyen 'başka' gerçekleri gözler önüne sereceği endişesiyle mi 'Ermeni sorunu' konusunda şantaja ve istismara açık tutuluyoruz yoksa?

Türkiye'nin bugünlerde karşılaştığı her önemli sorunun kökleri de, muhtemelen, Cumhuriyet-öncesi dönemin karışık ortamında yatıyor. Büyük savaşlar, iktidar mücadeleleri, içeride kendini emniyete alma amaçlı gizli örgütlenmeler yaşandı o dönemde; o yaşananlar Cumhuriyet-sonrasının suikastlarında, isyanlarında, devletin aldığı biçimde önemli roller oynadı... Tarihimizi Emin Oktay'ın veya Cemal Kutay'ın gözüyle görmeye "Yeter" demenin zamanı gelmedi mi?

Tarih zaafımızı öğrenen Ermeni politikacılar ile onları kullanan 'düvel-i muazzama' özentisi ülkelerin politikacı ve diplomatlarına âlet olmaktan vazgeçelim.

Tarihimizden korkarak bir yere varamayız.


26 EYLÜL 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...