İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen "Bediüzzaman ve Risale-i Nur" başlıklı sempozyumun ikinci gününde dünyanın dört bir yanından gelen din, bilim ve fikir adamları Bediüzzaman ve Risale-i Nur'u tartışmayı sürdürdüler. Sabah saatinde sunulan tebliğlerde Said-i Nursi'nin eserlerinde aklı ve iradeyi nasıl yorumladığı ve bunun yanında felsefe ile hikmet arasında nasıl bir bağ kurduğu ile hikmet sahipleri (hakim) ile filozofları eserlerinde nasıl değerlendirdiği hakıknda tebliğler sunuldu.

Dumlupınar Üniversitesi Öğretim görevlisi Prof. Dr. Bünyamin Duran, Bediüzzaman'da vahiy, akıl, hürriyet ve ahlak ilişkisini incediği tebliğinde şu değerlendirmelerde bulundu: "Said-i Nursi'ye göre insan, ruhi derinliklerinde çok sayıda çatışma içinde bir varlıktır. Aklın verilmesi peygamberin gönderilmesi, iyi ve kötü, herşeyi yapabilecek olan insana bir klavuzluk görevi yapmas içindir."

Felsefe yanlışa götürür

Sempozyuma Romanya'dan katılan Bucharest Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Grigore George, Said-i Nursi'nin eserlerinde insanı bir mikrokosmos olarak gördüğüne dikkat çekerek, insanın yaratılışına bu çerçeveden baktığını ifade etti. Prof. George, Said-i Nursi'nin felsefeye karşı eleştirileri olduğunu ifade ederek, "Said-i Nursi felsefecilerin insanları yanlış yola götüreceğine inanır" dedi.

Akla güvenmek yanılgıdır

Fas Muhammed Üniversitesi'nden katılan Prof. Dr. Taha Abdurraman, Said-i Nursi'nin akla ahlaki anlamda bir tenkit getirdiğini ifade ederek, "İnsanın sadece aklı kullanarak doğruya ulaşmayı düşünmesini eleştirir. Akla güvenmenin hem insanı yanıltacağını hem de insanda bir gurur oluşturacağını düşünür ve ahlaki anlamda bir tek akılla yola çıkmayı ve bir tek akla güvenmeyi eleştirir" dedi.

Varlık 'Bir'in etrafında

Ankara Üniversitesi Öğretim görevlisi Doç. Dr. İbrahim Özdemir, "Bediüzzaman Said-i Nursi ve J.P. Sartre'in Varlık ve İnsan Anlayışları Üzerine Bir Karşılaştırma" başlığı altında sunduğu tebliğinde, "Sartre varlığı kendinde varlık ve kendisi varlık için olarak izah etmiştir. Said-i Nursi ise kainattaki varlıklar arasında ortak bir bağ olduğunu söyler ve herşeyi mutlak olan 'Bir'in çerçevesinde tanımlar" dedi.