YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Yazacaksın da ne olacak?

Kafamda iki yazı taslağı var. Bunlardan birincisi küreselleşme karşıtlarına dokunsun istiyorum. Yazarsam karşıt kelimesinin bunlara uymadığını, çünkü hiçbirinde beyanlarının arkasında duracak güç bulunmadığını söyleyeceğim. Birden fark ediyorum ki böyle der demez kendim de onların durumuna düşeceğim. O halde bu taslaktan bir yazı çıkarma fikrinden vazgeçmem en akıllıca iş olur. Üstelik üzerlerine küreselleşme karşıtı etiketini kendi elleriyle yapıştırıp ortaya fırlayanların ne yaptıklarını bildikleri de söylenemez. Çünkü kapitalizmden zarar gören ülkelerin yeterince kapitalistleşmeyişinden şikâyet etmekten başka bir şey bilmiyorlar.

Kafamdaki ikinci yazı taslağı Ermeni olaylarının ABD senatosuna ve resmî yayınlarına yansıtılmasıyla bağlantılı. Diyeceğim ki Türk tavrı bu ve bunun gibi konularda şimdiye kadar savunma ve mazeret arama gayretleriyle sınırlı kaldı. Bu gayretlerin yalnızca çözümleri ertelemekten ve böylece çözüm bekleyen meselelerin sayısını artırmaktan başka işe yaramadığını biliyoruz. Kişilikli bir Türk tavrının ancak kimlik -Müslümanlık- ibraz edilerek gösterilebileceğini bilmiyormuş gibi yapıyoruz. Ardından şunu soracağım: Kendi kimliğini saklayarak yaşamaya çabalayan bir toplum sakladığı kimlikle kendini kanıtlayamayacağına göre sahiciliğini tamamen kaybettiği felâket gününü yaklaştırmış sayılmaz mı? Böyle der demez dediklerimin gerçeği yansıtıyor oluşundan tedirgin olacağım. Çünkü gerçek benim kafamda mahsur kaldığı, tasrih edilmiş bu gerçek bir bölük münasebettar insanın ortak gerçeği haline gelmediği sürece gerçeği uhdesinde bulundurmakla delirmiş olmak arasında büyük bir fark müşahede edilemediğini artık anladım.

Artık anladım ki kitle iletişim araçları yoluyla görüş bildirme işi en çok istihbarat teşkilatları hesabına çalışanların rahat edebilecekleri türden bir meşguliyettir. Çünkü yayın piyasasında sadece onların arkalarında savundukları tezlerin kuvveden fiile geçmesine elveren bir güç yer almaktadır. Yani görevleri istihbarat teşkilatının talimatlarını yerine yetiren yönde yazı üretmek olanlar ne kadar saçma, bayağı, çirkin, bozuk lâf ederlerse etsinler boşa konuşmuş olmazlar. İstihbarat teşkilâtları hesabına yazı üretenlerin delirme yani gerçeği kafasında mahsur bırakma tehlikesi de yoktur. Çünkü onlar her yazdıklarının âmirleri tarafından değerlendirilme şansına sahiptir.

Mâfevkin kaşları çatılırsa görüşlerinde derhal gerekli düzeltmeyi yaparlar. Eğer ortaya attıkları görüş düzeltilemeyecek özellikteyse çatık kaşları bu görüş lehine çatılmış hale hemen getirmeye uğraşırlar. Mâfevkin ağzı kulaklarına varmışsa bunun vaktini geçirmeden yeni bir mükâfata konmak için nasıl kullanılabileceğinin planını yaparlar. Eğer bir istihbarat teşkilâtı (bunun yerli, hatta bölgesel olması bile şart değil) hesabına görüş bildirme işinden imtina ediyorsanız kitle iletişim araçlarında boy gösterseniz bile yaptığınız iş asla "mönü"de yer almayacaktır. İştah açıcı olarak kabul edilebilirsiniz; ama hep "tadımlık" kalacağınız kesindir.


26 EYLÜL 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...