YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

 

 

Yaşar Nuri buraya yumruk havaya...

Hareket mecmuasında yayımlanan tasavvuf "küll"üne ilişkin yazıları, Seyyid Kutub ve benzeri İslam düşünürlerinden yaptığı çevirileri, tefsir araştırmaları ve dogmacı Kemalist çevreleri (tabirimi mazur görün) "kafalamak" niyetiyle kaleme aldığı "Yeniden Yapılanmak" kitabıyla bir "Yaşar Nuri Öztürk fenomeni"yle karşı karşıyayız.

(Muhterem, "Neden Hürriyet gazetesinde yazıyorsunuz?" sorusuna, vaktiyle, "Ben ağımı seriyorum" şeklinde bir cevap vermiş, avını çiğ çiğ mi, yoksa pişererek mi yiyeceğine daha sonra karar vereceğini söylemişti. Ama ağını sererken, kendisi "av" oldu. 28 Şubat 1997 tarihinden önce çıkmış kitaplarını, 28 Şubat'ın ruhuna uygun olarak yeniden düzenliyor. Örneğin, önceleri "Namazda Arapça ayet okumak farzdır" gibilerden şeyler yazıyordu, şimdi bunları ketmediyor. Açıp bakın herhangi bir kitabının 28 Şubat öncesi ve sonrası baskılarını, karşılaştırın, göreceksiniz.)

Zeki adam. Buna kuşku yok.

Kitapları çok satıyor.

İyi de kazanıyor.

Muarızlarını "dini ticarete alet etmek"le suçluyor, ama, "din satıp" onun kadar para kazanan bir ikinci isim de yok, Allah bereket versin...

Meal çalışması, yanlış hatırlamıyorsam, 100 baskıyı aştı, "Yeniden Yapılanmak" kitabı ise, neresinden bakarsanız bakın, 200 bin tirajı devirdi de 250 binlere çoktan yelken açtı.

Allah bozmasın.

Hocam iyi bir pazarlamacı aynı zamanda.

Örneğin, televizyon programlarında, "Hocam, diş fırçalamak caiz midir?" şeklindeki sade suya tirit bir soruya bile şu karşılığı veriyordu: "Onların hepsini kitaplarımızda yazdık kardeşim, al oku, bizi meşgul etme buralarda..."

Ya da;

"Önce kitaplarımızı oku, sonra gel..."

Benim onda beğenmediğim, hafif cerbezeli ve megoloman olması. Muhataplarına karşı son derece saygısız ve kaba... Çokça da kibirli. (Sahi, Kur'an-ı Kerim'de kibrin hükmü neydi?)

Uyanık da bir adam Allah için...

"Bid'at" ve "hurafe" sözkonusu olduğunda ceffelkalem gidiyor da, konjonktürden kaynaklanan sorunlar karşısında (özgürlüklerin kısıtlanması, başörtüsü yasağı gibi) özellikle susmayı tercih ediyor.

28 Şubat sürecinde de susmuştu.

Mesut Yılmaz'ın ortaya attığı, mütekait general İlhan Kılıç'ın desteklediği "Türk Müslümanlığı" kavramına (bu da kendi çapında bir "hurafe"ydi oysa) en ufak bir itiraz bile geliştirmemişti.

Üstelik Yılmaz "Türk Müslümanlığı" kavramını, ilk kez, Alevi çoğunluğun bulunduğu Hacıbektaş törenlerinde telaffuz etmişti.

Yılmaz, eğer İslam'ın "Türk" algısından sözetmiyorsa, (Ki zannetmiyorum, çünkü adı geçen eşhas ne Eş'ari'den, ne de Maturidi'den haberdardır), "dini gerici Araplar'ın elinden kurtarmak" kılıfı altında bilinçli bir "dinden arındırma", "dinden uzaklaştırma" politikası güdüyor olabilir miydi?

Hocamda tık yok.

Bütün bunları neden yazdım?

Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, geçenlerde, Kur'an'ın "örtü" konusundaki emrini (ya da tavsiyesini) "dogma" olarak yorumlamıştı.

Kur'an hükümleri "dogma" mıdır?

Her fırsatta İslam'ın ve Kur'an-ı Kerim'in izzetini savunduğunu söyleyen Sayın Yaşar Nuri Öztürk'ün Bostancıoğlu'na bir cevabı olacak mı?

Olacaksa, ne zaman?

Olmayacaksa, neden?

Hadi, "konjonktür" belasına 28 Şubat sürecinde sustu diyelim, şimdi konuşmasına engel nedir?


26 EYLÜL 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...