YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Demir kafeste otuz yıl

Suriye'yi otuz yıl demir kafeste tutan Hafız Esad öldü. Yönetime silahla geldiği için, silahla gitmeyi bekliyordu. Bunun için, ordusu onu elleri hep tetikte bekledi.

Cahit Zarifoğlu, "Ben Dirimle Doğrulurken" isimli şiirinde:

"Halk aşksızsa sokaklar
banka dükkanlarıyla doludur."

Diyerek, tarihin akışını kavramanın can alıcı tespitlerinden birini yapar.

Biz Zarifoğlu'nun şiirindeki bu evrensel tespiti, Suriye için başka bir biçimde ifade edebiliriz:

"Halk aşksızsa sokaklar
silahlı insanlarla doludur."

Suriye'de halk aşkını hiç yitirmedi. Yine de silahların namluları hep onlara dönük oldu. Çünkü yönetim çoğunluğa değil, azınlığa dayanıyordu.

Suriye'de zaman kadar eski Hama'nın aşk dolu insanlarının 1982'deki özgürlük talepleri çok kanlı bir şekilde bastırıldı.

Hama'nın ortasından geçen Asi Nehri'ne 1982'de dayatmacılığa baş kaldıran otuz bin insanın kanı karıştı.

Savunma Tugayları'nın komutanı Rıfat Esad, Hz. Ömer'le İslam coğrafyasına katılan Hama'nın cesur insanlarıyla birlikte tarihsel ve kültürel birikimi de yok etti.

Şehrin ortasındaki Ulu Cami'nin bombalanışı yalnızca fiziksel değil, toplumun vicdanında da büyük bir ruhsal yara açtı.

Mavera Dergisi Şubat 1983 sayısını Hama'ya ayırmıştı. Derginin kapağında ise, roket saldırılarıyla yerle bir olan Ulu Cami vardı.

İslam dünyasında bir ülke daha silahla ayakta duran bir dayatmacı yöneticiden kurtuldu.

Esad'ın kanlı yönetiminden kaçmak zorunda kalan bir çok aydın artık ülkesine dönebilir.

Cidde'de seksenli yılların başında Melik Abdulaziz Üniversitesi'nde bulunduğum yıllarda Suriye'li ademisyen dostlarım oldu. Onlar ülkelerinin demokratik bir yönetime kavuşması için, büyük bir gayretle çalışırlardı.

İslam dünyasının geleceği, başta Türkiye olmak üzere, bütün müslüman ülkelerde demokratik mekanizmanın sağlıklı bir biçimde işletilmesine bağlı.

Suriye'de olduğu gibi, hiçbir ülkede artık yönetimlere silahla karşı çıkmak mümkün değildir. Silaha silahla cevap vermek, Hama'da yaşananların daha kanlı bir biçimde tekrarlanmasına yol açar.

Üç kişinin olduğu yerde bir yönetici seçme zorunluluğu olan İslam Kültüründe, dayatmacılığa kesinlikle yer yoktur. Dayatmacılığa şiddet ile karşı çıkmak, dayatmacıların gücüne güç katmaktan başka bir işe yaramaz.

Demokratik mekanızmayla yönetimler zorla değil, oyla değişir. Yönetimlerini oyla değiştirmenin yolunu açamayan ülkeler, Afganistan gibi iç savaştan kurtulamazlar.


15 HAZİRAN 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Nazif Gürdoğan

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...