ANAP lideri Yılmaz, MHP'ye rest çekti: Ya Ecevit dahil kararları imzalayan bakanları Yüce Divan'a gönderin. Ya da çoğu aynı bakanlardan oluşan kabinede bulunmanın 'ahlaki' gerekçesini açıklayın

ANKARA- ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, kendisini ikinci kez Yüce Divan'a sevkeden karara imza atan MHP'lilere sert çıktı. Yüce Divan kararı alınan konularda Bakanlar Kurulu ile birlikte imza attığını hatırlatan Yılmaz, "Şayet her iki Bakanlar Kurulu kararıyla da suç işlendiğini iddia ediyorsanız, o zaman bu kararlara imza atan bakanların yarısından fazlasının oluşturduğu bir kabinede bulunmayı hangi ahlaki gerekçeyle izah ettiğinizi de ortaya koymalısınız" dedi. Önce ANAP Başkanlık Divanı'nı toplayan Yılmaz, sonra Meclis grubunda konuştu ve Yüce Divan kararlarını değerlendirdi.

'Amaç yolsuzlukla mücadele değil'

Hükümet kurulurken de şimdi de ortaklarından aklanma gibi bir talepleri olmadığını belirten Yılmaz, "Biz, hükümette yeni sorumluluk üstlenen ortağımızın. siyasal kan davası saikiyle bu soruşturmaları açtıranların tarafında bulunmasını kabul edemiyoruz. 'Taraf olma' sonucunu doğuracak bir tavrı, ortaklık hukukuyla bağdaştıramıyoruz. 'Herkes kirli, ben temizim' politikası için birilerini karalamak 'kirli' bir yoldur. Böyle bir yola gidilmesi, amacın yolsuzlukla mücadele olmadığını ortaya koyuyor" dedi. Halkın yolsuzluklardan bıktığını belirten Yılmaz, bazı siyasilerin halkın bu duyarlılığını istismar ettiğini belirterek, "Onların amacı yolsuzlukları önlemek değil, bu karmaşada kendi hesaplarını gerçekleştirmektir" diye konuştu.

'Tek başıma imza atmadım'

Başbakan olarak tek başına imza attığı bir evrak bulunmadığını belirten Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Denilse ki, 'Başbakan olarak siz Bakanlar Kurulu'nu yanılttınız. Bunun delilleriyle ortaya koyuyoruz.' Bu durumda bir gün dahi durmaz, milletvekilliği dahil bütün görevlerimden istifa ederim. Ancak böyle yapılmazsa, ortada hukuk ve vicdan dışı bir tasarruf var demektir. Bu kararlardan sadece benim ve bir bakanın sorumlu tutulması CHP, DYP ve FP'nin kurduğu 'siyasi bir tezgah'tır. Eğer Bakanlar Kurulu kararları ile suç işlendiği gibi bir iddianın sahibiyseniz, tüm Bakanlar Kurulu'nu Yüce Divan'a sevk etmeniz gerekir. O zaman, bu kararlara imza atan bakanların yarısından fazlasının oluşturduğu bir kabinede bulunmayı hangi ahlaki gerekçeyle izah ettiğinizi de ortaya koymalısınız. Şimdi kabinenin başta Başbakan olmak üzere, yarısından fazlasının o Bakanlar Kurulu kararlarında imzasının olduğu gerçeğini gözardı etmek, hukuki bakımdan da ahlaki bakımdan da tutarlı bir davranış değildir."