| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Ne okumalı? Nasıl okumalı?Okullar tatil olunca çocuklarının vaktinin değerlenmesini isteyen velilerden, gençlere; tatile kitapsız çıkılmaz kuralına kendince uymaya çalışan orta yaşlılara kadar herkesi bir telaş alır. Ne okumalı? Nasıl okumalı ya da okutmalı? Tanımadığım birisine bir kitap tavsiye etmek oldum olası manasız gelmiştir. Nasıl ölçüsünü bilmediğiniz bir insana elbise alamazsanız, mizacını, meşrebini beklentilerini bilmediğiniz bir insana da kitap tavsiye edemezsiniz. Söylediklerim çok mu iddialı geldi? İşte delillendiriyorum. Tahsil hayatımız boyunca bütün sınıfa aynı kitap tavsiye edildiği için klasiklerden nefret edenler çıkmadı mı aramızdan? Uzakta aramaya hiç gerek yok ben kendim, öğretmenin tavsiye ettiği romanın zamanına kendi psikolojik zamanım uymadığından Balzac'ın Vadideki Zambak'ını tasvir kısımlarını atlaya atlaya okudum ve sonunda aklımda hiçbir şey kalmadı. Vadideki Zambak tavsiye edildiği zaman henüz orta 2'de idim. Ve Balzac'ın esas anlatmak istediği şeyleri algılayabilmekten çok uzaktım. Ta ki üniversiteye başladığımda Vadideki Zambak'ı Cemil Meriç'in satırlarında okuyuncaya kadar o kitabı hep okuduğumu zannettim. Kitaplar da elbiseler gibidir desem bilmem meramımı daha iyi anlatabilir miyim? Şunun için elbiseler gibidir dedim; hani bazı elbiseler vardır 40 beden giydiğiniz halde bazı modellerin 40 bedeni olmaz. Ya da standart kesimler vardır her bedene rahatlıkla olan. İşte tanımadığımız insanlara kitap tavsiye ederken standart bedende olan kitapları tavsiye etmeliyiz. Yani okuyucunun psikolojik zamanı ile, eserin psikolojik zamanını tahmin edemeyecek bir durumda isek bize sorulan "ne okuyayım/okutayım?" sorusunu en hasarsız biçimde atlatmanın yolu her yaşın ve her mizacın kendi kabınca satırlara karışacağı kitapları tavsiye etmekte fayda vardır. Bu kitapların en önemli özelliği dillerinin sade olmasıdır. Çocuğunuz için mi kitap seçeceksiniz bu konuda yardım isteyeceğiniz en önemli kişi çocuğunuzun akranlarıdır şüphesiz. Neyi severek, beyenerek okumuşlar? Onlar kadar kimse size yardımcı olamaz. Sonra kendi çocukluğunuza dönün. Abartmadan ve kendinizi yüceltmeden. Dürüstçe size tavsiye edilen kitaplara nasıl yaklaştığınızı hatırlayın. Hediye kitapları, ödünç aldığınız kitapları, tavsiye edilen kitapları. Hepsini bir düşünün. Armut dibine düşer. Sizin çocuğunuzun okuma zevki ya size benzemiştir ya da eşinize. Gençlerin okudukları/okuyacakları kitaplara gelince... En problemli alan delikanlının okuduğu kitabı hiç tasvip etmediğinizi hissettirdiğiniz anda başlar. Ne yazık ki, çocuklarının okuma alışkanlığı olmadığından dem vuran aileler kazara çocuklarının elinde bir kitap görseler "böyle şeyleri de nerden bulursun" kabilinden tatsız laflar ederler. Daima kendi okuduğumuz kitapları onlara okutmanın heyecanını duyarız da, onların okuduğu kitapları bizim okumamızın da onlar için önemli olabileceğini hiç hesaba katmayız. Bir deneyin. Çocuğunuzun okuduğu kitabı okuyarak onunla sevdiği kitabı konuşarak aranızdaki mesafelerin yavaş yavaş eridiğini, duvarların alçaldığını farkedeceksiniz. Yazının başlığını görünce sizi rahatlatacak bir kitap listesi vereceğimi sanmıştınız. Kışın kitap tavsiye etmek daha kolaydır. İnsanların eninde sonunda buluşacakları bir ortak zaman çıkar ortaya. Yaz gelince onca ortak mekana rağmen ortak zamanları yakalamak iyice güçleşir. Yanlış anlaşılmasın, yaz mevsiminde kitap okunmaz manasına gelmiyor söylediklerim. Okuyacağınız kitabı kendiniz bulun manasına geliyor. En iyi yöntem en yakınınızdan başlayarak ne okuduğunu sormaktır. Bunun tehlikeli bir tarafı var tabi. Çok satan kitaplar listesinin güdümlü sularından kendini kurtarabilen çok az insan çıkıyor. Ve çoğunlukla da "şu kitabı okuyorum" yerine "şunu aldım, okumayı düşünüyorum" cevabını duyuyorsunuz. Benim ne okuduğumu mu soruyorsunuz? Sözü bu kadar yorduktan sonra söyliyeyim. Werner Sombart'ın Aşk, lüks ve kapitalizm'ini okumaya başladım. Bu okuma için günün en bahtiyar saatini henüz keşfedemedim. En uygunu sabah serinliği galiba. Günün her saatinde ve her türlü iklimde okunabilecek kitaplar dönem kitaplarıdır. Mesela Peyami Safa'nın Objektif köşesinde yazmış olduğu yazıların bir bölümünün toplandığı "Yazarlar, Sanatçılar, Meşhurlar" kitabı bir dönemin gazete yazılarını günümüz ile mukayese etmek bakımından, insan anlayışını yakalamak bakımından son derece önemli. Herkesin feyizli saatler için ya da saatleri feyizlendirmek için başucunda bulundurduğu bir kitap olmalı. Benim başucu kitabım şu sıralar Sultan Veled'in Maarif'i. Velhasıl ne okuyacağınızı bulmak yetmiyor. Bu okumanın verimli olması için okuma eylemini günün hangi saatinde yapmanız gerektiği de önem kazanıyor.
fkarabiyik@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|