| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Şaibe, istikrar ve siyasi senaryolarDYP kulislerinde, seçim ihtimali üzerinde duruluyor ve şu soru soruluyor: "Acaba, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, erken seçime mi hazırlanıyor?" Hatta seçim konusunda DSP ile MHP'nin anlaşmış olabileceği de belirtiliyor.
Bu senaryoya göre, hem Yılmaz, hem de Çiller Yüce Divan'a gönderilecek. Bu arada Fazilet kapatılacak. O keşmekeş içinde meselâ sonbaharda seçime gidilecek. Bu suretle, DSP bütün solu kucaklarken, MHP, boşluğu doldurarak, milliyetçi-muhafazakâr bir kitle partisine dönüşecek. Bu senaryonun bir çok zaaf noktası var. Bir kere, Ecevit'in cümleleri, MHP ile beraber hareket etmediklerini gösteriyor. Ecevit "MHP'nin yapmak istediğini anlamadığını" belirtiyor. Ama, DSP lideri işin içinde olmasa bile, MHP'nin, saatini erken seçime göre ayarladığı kesin. Zaten Bahçeli, FP'nin kapatılabileceğini, çok sayıda yasaklı milletvekili ortaya çıktığı takdirde, ara seçime gitme mecburiyeti doğacağını, ara seçim yerine erken seçimi tercih ettiklerini açıkladı. MHP'nin planı ortada: Rakipler temizlenecek ve arkasından bir baskın seçimle, MHP bu gayriâdil yarışın galibi olacak. Acaba Anayasa Mahkemesi ile Bahçeli arasında minik kuşlar mı gidip geliyor? Üstelik raportör, olumlu denilebilecek bir rapor yazmış olmasına rağmen, ne gibi duyumlar, MHP liderini, FP'nin devamdan kapatılabileceği ve RP'de de görev yapan milletvekillerinin topyekûn yasak kapsamına gireceği hususunda ikna etti? Yoksa bu sözler bir temenniden mi ibaret? MHP, hep tabanına ters düşecek uygulamalar yaptı. İstikrar adına, din ve vicdan hürriyetine darbe vurulmasına göz yumdu. Bu yüzden, yolsuzlukların üzerine gidildiği izlenimini halka vermek istiyor. Anlamayacak bir şey yok ortada. MHP takiyye yapıyor
Neşe Düzel'in Şevket Bülent Yahnici ile yaptığı röportaj MHP'lilerin ruh haletini de sergiliyor. - Türban konusunda partinin tavrı? - Biz, başörtüsünün bir sembol olmadığını, din ve vicdan hürriyetinin, laisizmin bir gereği olarak serbest bırakılması gerektiğini düşünüyoruz. Kamu alanında baş örtülse ne olur? Kimsenin başını örtmesinden bu topluma zarar gelmez. Türbanı serbest bıraksak bu kavga biter. - Ama siz iktidarsınız. Tam tersi uygulamalar yaşanmıyor mu? - Yaşanıyor. YÖK'teki uygulamayla ilgili bir şey yapamıyorsunuz. Bence, Parlamento'ya da başörtüsü ile girilmesinin bir mahzuru yok, ama Anayasa Komisyonu'nda Parlamento'ya başörtüsü ile girilmez diye oy kullandım. Yarın, bu konu Genel Kurul'a geldiğinde de arkadaşlarımız o yönde oy kullanacak. - Bu bir tutarsızlık değil mi? - Hayır. Ben bilirim kendimi. İnancım o, ama oyum şimdilik o değil. - Neden samimi davranmıyorsunuz? - Yeri geldiğinde davranırım. Türkiye'de başörtüsü mücadelesini yapmak gerektiğine inanıyorum. Şevket Bülent Yahnici, büyük bir samimiyetle takiyye yaptıklarını itiraf ediyor. Oyunu, inancı doğrultusunda kullanmıyor ve bir müsait zaman bekliyor. Evdeki hesap ve bir fıkra
Belli ki, bir an önce gerçekleşmesini arzu ettikleri bir erken seçimde, seçmenden "mehil" isteyecekler. "Ancak sisteme kendimizi kabul ettirdik. Artık mücadele zamanı geldi" diyecekler. İşte MHP'deki hesaplar bu. Devlet Bahçeli, yaş farkını ve hastalık durumunu da göz önüne alarak, Ecevit sonrasına hazırlanıyor. Bir yandan merkez sağdaki çöküntü devam edecek, bir yandan da Ecevit'siz bir devir gelecek. "Yeterli eğitimden geçen" Bahçeli, o noktada başbakanlığa talip olacak. Evdeki hesap çarşıya uyar mı? Çoğu kere uymaz. Sırası gelmişken, kulislerde anlatılan bir fıkrayı nakletmek isterim. Bülent ve Rahşan Ecevit, büyük bir mutlulukla aralarında konuşurlar: - Bu yaşımızdan sonra Allah bize bir evlât nasip etti. Üstelik uysal mı uysal. Sözümüzden dışarı çıkmıyor. Bu fıkra da, Bahçeli'ye, Ecevit'in veliahtı gözüyle bakıldığını göstermiyor mu? Çiller tedirgin
DYP lideri Çiller gelişmelerden tedirgin. Ayağının altındaki zeminin kaydığını düşünüyor. Ve Yılmaz ile birlikte Yüce Divan'da yargılanırken, erken seçim baskını ile karşı karşıya kalabileceği kaygısını taşıyor. Yanlış hesap Bağdat'tan döner derler ama Türkiye'deki toplum mühendisleri, kamuoyunu yönlendiren basındaki müttefikleri sayesinde, bayağı yol alabiliyor. Yalan haber
Yalan haber bombardımanı, belirli mihraklardan pompalanıyor. Meselâ Fehmi Koru, basındaki MİT ajanlarını teşhir ediyor, işi kurcalıyor ya, hemen bir karşı saldırıya uğruyor. Peki Fehmi Koru'ya MİT'in ve Suriye Muhaberat Örgütü'nün ajanı diyen kişi, bu bilgiyi kimden almış? Birileri tarafından yönlendirildiği çok açık. Demek, Fehmi Koru doğru yolda. Bu yüzden fincancı katırlarını ürkütüyor. Belediye Başkanı asker kaçağı!
Aynı mihraktan pompalanan bir başka yalan haber: Sultanbeyli'nin FP'li Belediye Başkanı Yahya Karakaya, sara hastası değilmiş. 20 yıl önce sahte rapor alıp askerden kaçmış! Oysa Yahya Karakaya, 1985 yılında askere gitti. 4 ay sonra sara krizi geçirdi. İzmir Askeri Hastanesi'ne kaldırıldı. 2.2.1985'te epilepsi durumunu tesbit eden bir rapor aldı. Askerlik yapamayacağı böylece ortaya çıktı. Yahya Karakaya, 1999 mahalli seçimlerinde, FP'den Belediye Başkanı seçildi. Bir ihbar üzerine, Askerlik Şube Başkanlığı, Karakaya'yı Gümüşsuyu Askeri Hastanesi'ne sevk etti. Gümüşsuyu Askeri Hastanesi, Yahya Karakaya'nın askerlik yapabileceğini kararlaştırdı. Karakaya, sara krizleri sırasında, kendini yaralamıştı; bu yüzden tek kolunda da felç vardı. Gümüşsuyu Hastanesi, "Bize sevkiniz sara teşhisinden; dolayısıyla felç durumunuzu inceleyemeyiz" dedi. Sultanbeyli Askerlik Şube Başkanlığı ise, felç konusunun araştırılması için hastaneye sevk yazısını bir türlü göndermedi. Karakaya bir yandan Askeri İdare Mahkemesi'ne başvurdu; bir yandan da Cerrahpaşa Adli Tıp'tan, hem sara, hem de tek kolunda felç olduğuna dair rapor aldı. Hikâye kısaca böyle. Ama kamuoyuna tepetaklak edilerek sunuluyor. Şaibe ve istikrar
Son günlerde, bir senaryonun yeniden kurcalandığını hissediyoruz. FP'liler gene hedef tahtası... Bahçeli, açıkça partinin kapatılacağını söyleyebiliyor. Soruşturma raporları üzerinden MHP'nin siyaset yapacağı, Anap ve DYP'ye fısıldanıyor. Bu durumda, can havliyle Tansu Çiller'in Mesut Yılmaz ile pazarlığa oturması mümkün. Yüce Divan'a sevk için 276 oy (salt çoğunluk) gerekli. MHP'liler, büyük ihtimalle, lehte veyahut aleyhte blok oy kullanmayacak. Kimi Yılmaz'ın Yüce Divan'a gönderilmesinin lehinde, kimi de aleyhinde tavır alacak. DYP'nin de kısmen -çete soruşturma komisyonunda açıkça görüldüğü gibi- Yılmaz'a sahip çıkacağını, hatta FP'nin bile, fire verebileceğini düşünebilirsiniz. Demek, şaibe kazanacak; ama istikrar her şeye rağmen korunmuş olacak!
nilicak@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|