YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

 

 

Engin Ardıç öldü, Allah taksiratını affetsin...

Aydın Doğan Akit gazetesini dağıtmasın... Öyle mi Engin? Star'ı yüzüstü bırakmıştı; aynısını Akit'e, Yeni Şafak'a, Millî Gazete'ye, Zaman'a da yapsın...

Akit dediğin nedir ki zaten, dağıtıcı firmaya yılda 1 trilyon lira kazandıran bir "paçavra" alt tarafı... İşbu paçavrayı dağıtıp meşrulaştıran Aydın Doğan da, en hafif deyimiyle, "tatlı kâr" uğruna ilkelerden (Hangi ilkeler bunlar?) taviz veren gözü dönmüş bir tüccar. Ahlâksız bir herif belki de...

Aydın Doğan elini çeksin bunlardan.

Cem Uzan'ın Park Medya'sına muhtaç olsunlar.

Öyle mi Engin?

Daha birkaç ay öncesine kadar, ne birkaç ayı, birkaç hafta öncesine kadar, kapı kapı dolaşıp "Dağıtımınızı biz yapalım. Kartelin belini kırmak için güçbirliği yapmamız şart. Aydın Doğan'ı yıkmazsak, size de bize de hayat hakkı yok. Star'a gelin..." diyen kimdi, hangi patronun elemanıydı? Cem Uzan'la bu konuyu mütalaa ettin mi hiç?

Sen ki, bu satırların yazarına otuz yaşından sonra Baba Riços'u, Kavafis'i, Necdet Koyutürk'ü filan sevdirmiş, ne bileyim Jake Barnes ve Lady Duff Twysden üzerinde "yeniden" tefekkür etmesini sağlamış adamsın.

Yakışıyor mu?

Hayır, aslında yakışıyor.

Hırçın, hazımsız, osuruğu cinli muhalifi oynamak, üstelik bu oyunu inatla ve ısrarla sürdürmek süreç içinde akıl melekelerinde kağşamaya yol açıyor insanın.

Bir yerden sonra kopuyor.

Seni erkekçe onuruna düşkün, namuslu, gerçekten aydın bir "aydın" olarak bilir, tanır, severdik. Yazık oldu.

Dürüst adamdın.

Hâlâ öylesin de, bilmeden, anlamadan, işin derununa inmeden, ezberle, alışkanlıkla, refleksle, bazen de birilerinin ve birşeylerin rağmına yazdığın için saçmalıyorsun.

Üstelik, kendini "patron yalakası", "sermaye uşağı", "liberal köpek" diye taltif edecek kadar bıçkın ve harbisin... Ama gel gör ki, bu harbiliğin yıllarca ve yıllarca adam yerine konulmamış, bundan sonra da konulmayacak olmanın "hastalıklı" tepkisinden başka bir şey olduğuna kimseyi inandıramıyorsun.

Artık ben de inanmıyorum.

Akit'in ve diğerlerinin dağıtım ağından çıkarılması, kapatılması, çalışanlarının (daha doğrusu meslektaşlarının) mahkeme mahkeme süründürülmesi ne kazandıracak sana?

Maaşın mı artacak?

Bu vesileyle, belki de kimi konularda "medya oligarşisi"nden farklı düşünmediğini, örneğin "siyah" kod adlı arkadaşla pekala imtizaç edebildiğini/edebileceğini kanıtlamış olacaksın.

Yazık...

Kartelin şizoid kalemleri bile bu konuda senden daha insaflı, daha sağduyulu çıktı yahu! Üstelik, daha sorumluluğunu müdrik...

"Şeriatçı" diye tavsif ettiğin yayın organlarına ilişkin yargın, eminim ki, kuzeyli beyazların güneyli siyahlara bakışını çağrıştıran, hatta zaman zaman o "bakış"la örtüşen bir "özel tutum"dan kaynaklanıyor; yaşadıkları topraklarda kahir ekseriyeti de oluştursalar senin gözünde "insan" bile değiller.

Hepsi yalancı ve oportünist.

İki lafın arasına bir "takiye" sıkıştırmakta mahirler.

Dolayısıyla koğulmaya müstehaklar.

Öyle mi?

Her türlü muhalefetin bastırıldığı, meşru denetim mekanizmalarının ketmedildiği, "hukuk"un ayağa düşürüldüğü bu netameli süreçte Engin Ardıç'a düşen, "Akit'i neden dağıtıyorsunuz?" şeklinde yüz kızartıcı yazılar yazmak olmamalıydı.

Gerçekten yazık ettin.


30 HAZİRAN 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...