YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...


  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Kleptokrasi

Türkiye'de özellikle devlet tüketmede Avrupa standartlarını yakaladı. Devlet sivil ve asker bürokratlara araba ve lojman vermede Batı ülkelerini geçti. Tüketim ülkesi Türkiye dünyanın en büyük ordularından birine sahip.

Üretmeye gelince devlet yok. Türkiye ürün ve hizmet üretiminde değil, yoksulluk ve yolsuzlukta, Avrupa'da ilk sırayı kimseye kaptırmıyor. Soygunda bırakın Avrupa'yı Afrika ve Asya ülkelerini bile geçti.

Türkiye'de devlet gibi, özel kuruluşlar da ürün ve hizmet üretiminden daha çok başkalarının parasından ve devletin gücünden kazanç sağlama peşindeler.

Soyguncu kurum ve kuruluşlar milletin elindeki pastayı büyütmek bir yana, hiç katkıda bulunmadan onu daha küçültmek için yarışıyorlar. Onlar eldeki pastayı büyütmekten daha çok paylaşmak için kıran kırana savaşıyorlar.

Üretim pastasının büyütülmediği ülkelerde "Demokrasi" değil, "Kleptokrasi" vardır. Demokrasilerde ülkeyi milletin seçtiği yöneticiler yönetir. Kleptokrasilerde ise, dayatmacıların desteklediği vurguncular güç ve iktidar sahibidir.

Kleptokrasilerde sivil ve asker bürokratlarla elele veren güçler, bankalardan gümrüklere, özelleştirmeden dış ticarete kadar her alanda yolsuzlukları akılalmaz boyutlara ulaştırırlar.

Kleptokrasilerde vurguncularla birlikte soyguncular, dürüst ve görevini başarıyla yapanları kamu ve özel kesimden bir bir uzaklaştırırlar. Çünkü kleptokrasilerde pozitif değil, negatif bir seleksiyon işler.

Kleptokratik mekanızma, demokratik mekanızmanın tersine çalışır. Bu yüzden, kleptokrasilerde kurum ve kuruluşların başında namuslulardan daha çok namussuzlar vardır. Dürüstlük değil, ilkesizlik geçer akçedir.

Kuşkusuz kleptokrasinin derecesi, devletlerin üretim pastalarının büyüklüğüne bağlı olarak değişir. Dünyanın her ülkesinde rüşvet ve yolsuzluk vardır. Ancak kleptokrasilerdeki yolsuzluk ve vurgunlar, olağan sınırların çok üstünde, akılalmaz boyutlardadır. Bu ülkelerde, yasalar yönetenler için değil, yönetilenler için vardır.

Türkiye'de ne yoğunlukta bir "kleptokrasi"nin yürürlükte olduğunu anlamak için, banka, medya ve dış ticarette yapılan yolsuzluklara bakmak gerekir. Türkiye'deki kleptokrasinin bütün boyutları, uluslararası kurum ya da kuruluşlar tarafından ciddi bir araştırma yapılmadan ortaya çıkarılamaz.

Büyük bir holdingin yönetim kurulu başkanı bir sohbette, "kamu kurum ve kuruluşlarında siyasilerle birlikte, bürokratlara rüşvet vermeden hiçbir ciddi adımın atılamadığını" söyledi.

Yürürlükte olan yönetimin adını siz koyun.


13 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Nazif Gürdoğan

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...